AB'yi halka sorarız

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Avrupa Birliği adeta, bizi zorlayarak, bizim AB sürecinin dışına çıkmamızı istiyor Bize yapılanlara karşı ilanihaye sabredemeyiz. İleride gerekirse, biz de halkımıza sorma yoluna gideriz. Nasıl İngiltere halka gitti, halkına sordu. Biz de halkımıza sorarız. Milletimiz ne derse onu yaparız” dedi.

Yeni Şafak Hikmet Genç

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Belarus ziyareti dönüşünde, gezisini takip eden gazetecilere açıklamalarda bulundu. AB ülkelerinin terör örgütlerine kucak açmasını ve yayınladığı İlerleme Raporu'yla Türkiye'ye haksız ithamlarda bulunmasına tepki gösteren Cumhurbaşkanı, "Bize yapılanlara karşı ilanihaye sabredemeyiz. İleride gerekirse, biz de halkımıza sorma yoluna gideriz" dedi.

Bir yıl öncesine kadar Almanya ile Suriyeliler için kalıcı alanların oluşturulmasında neredeyse anlaşmaya varıyorduk. Bugün ise hem PKK'nın, hem de FETÖ'nün hamisi durumunda. Bu durumu neye bağlıyorsunuz?

AÇIKÇA SÖYLESİNLER

Almanya ile görüşmeler hiçbir zaman nihai noktaya gelmedi. Yani biz Suriye'nin kuzeyinde terörden arındırılmış bölgede neler yapacağımızı söylediğimiz zaman onlar bu işe, “Tamam, evet, hemen başlayabiliriz" gibi kesin bir tavır sergilemediler. Sadece, “Bu teziniz gayet yerinde" dediler. Onlara, “Siz ne dediniz, 10 milyar Euro'yı yılda mülteciler için ayıracağım" dediniz. “Orası sosyal donatı alanları ile birlikte yapıldığı zaman, o insanlar Suriye'yi terketmeyi düşünmezler. Bizdekilerden bile Suriye'ye dönenler olur" dedik. Ama o günden bu yana Merkel'den herhangi bir geri dönüş alamadık. Hakeza, geri kabul ile alakalı sözlerinde de durmadılar. Avrupa Birliği adeta, bizi zorlayarak, bizim AB sürecinin dışına çıkmamızı istiyorlar. Eğer bizi istemiyorlarsa, ev sahibi olarak, bunu açıkça söylesinler, gereken kararı alsınlar. Bize yapılanlara karşı ilanihaye sabredemeyiz. İleride gerekirse, biz de halkımıza sorma yoluna gideriz. Nasıl İngiltere halka gitti, halkına sordu. Biz de halkımıza sorarız. Bakalım halk ne diyor? Milli irade ne diyor? Milletimiz ne derse onu yaparız.

VATANDAŞLIKTAN ATILMALI

Avrupa Birliği ile eğer nokta konulursa Gümrük Birliği'nde de nokta konulur mu?

Bunların değerlendirilmesi, zamanı geldiğinde o günün şartları doğrultusunda yapılır. Gümrük Birliği şu anda zaten güncellenme sürecinde. Süreçleri takip edeceğiz; ne getirir, ne götürür bakar, ona göre değerlendirme yaparız.

Yurtdışına kaçan PKK'lıların, FETÖ'cülerin vatandaşlıktan çıkarılması gerektiğini söylemiştiniz.

Sayın Başbakan'a da, bakanlara da, hepsine söyledik. Onun neticesinde hükümet kararını verecektir. Ben hâlâ aynı tezi savunuyorum. Çünkü, bu vatana ihanet içerisinde olanların, bunun hukuki getirisi, götürüsü nedir, bunlar da değerlendirilmek suretiyle bunların bizim vatandaşımız olarak görülmesini ben ülkem için sadece bir zayiat olarak görürüm.

MAKAMINDA KARŞILIYOR

Avrupa, teröristlere kapıları açıyor...

O konu çok daha ileri aşamaya geçti. Almanya'da Cumhurbaşkanlığı makamının yaptığını düşünün: Terörden yargılanarak 5 yıl ceza almış, adli kontrolle serbest bırakılmış, buradan kaçmış olan birisi alıyor, kendi makamında eşiyle beraber karşılıyor. Ona özel muamele yapıyor. Aynı şekilde Fransa'da Paris Belediyesi fahri hemşehrilik beratı veriyor. Bunlar tam bir skandal. Bu skandallar, aslında yarın dönüp onları vuracak. “Sırtımızı PKK'ya, PYD'ye, YPG'ye, Kandil'e dayıyoruz" diyenlere yarın bunlar ödül vermeye kalkarlarsa şaşırmayın. Avrupa Konseyi Genel Sekreteri Jagland'a tüm bu hassasiyetlerimizi aktardım.

AB ŞİRAZEDEN ÇIKMIŞ

Bunlar, AB'yi terör örgütü ilan ettiği bir örgüte sırtlarını dayadıklarını açıkça söylüyorlar. Ne yazık ki Avrupa Konseyi'nde de, Avrupa Parlamentosu'nda da, her yerde terörist başının resimlerinin asılmasına müsaade edilebiliyor. Oralarda terör örgütün afişleri, pankartları asılıyor; çadır kurmasına müsaade ediliyor. Bunu yapan Belçika'ya hiç bir şey demeyenler, bize adeta akıl vermeye kalkıyorlar. Şu anda Batı'da adeta şirazesinden çıkmış bir yapı var. Avrupa'nın terör örgütüne sırtlarını dayayanlara sahip çıkmaya kalkışması şehit ailelerimizi rahatsız ediyor. Nitekim Almanya Büyükelçiliği, Belçika Büyükelçiliği önünde yapılan barışçıl gösteriler bu rahatsızlığın ifadesidir.

MHP'NİN TAVRI OLUMLU

Batı'nın benzeri tutumu içeride de devam ettiren bir siyasi parti yok mu? İktidar partisi terörler mücadelede yalnız kalmıyor mu?

Şu anda iktidar partisinin yanında görüşmeler yürüttüğü bir parti var. MHP'nin koyduğu tavırlar süreç içerisinde net ortada. Terörle mücadelede duruşunu ben şahsen olumlu buluyorum. Öbür tarafta ana muhalefet ile “Parlamentoya gelmeyeceğim" diyen malum Kandil'in uzantısı, onlar zaten siyaset yapmıyor artık, siyaseti bıraktılar, şu anda farklı bir sürecin içerisindeler. Onu da tabii masaya iyice yatırmak gerekir diye düşünüyorum.

FETÖ ile mücadelede işbirliği kararı

Belarus ziyaretimiz geçen Temmuz sonu için planlanmıştı. Fakat malum hadise yaşanınca, Belarus Devlet Başkanı Aleksandr Lukaşenko ile de mutabık kalmak suretiyle ertelemiştik. Doğrusu Lukaşenko farklı bir insan, hoş bir insan. Belarus gibi bir ülkeyi ayağa kaldırmak noktasında, bağımsızlık mücadelesini kararlı bir şekilde sürdüren bir insan. Belarus'ta idam cezasının mevcudiyeti nedeniyle Avrupa'dan gelen baskılara değindi. “Biz, milletin iradesi neyi gerektiriyorsa ona bakarız. Eğer Parlamento o tür bir kararı (idam) verirse, o karara ben Cumhurbaşkanı olarak uyarım" dedim. Tabii, FETÖ'yle mücadelede mutabık kaldık. Bizim Rusya ile olan normalleşme sürecimize de destekleri oldu. Terörle mücadelede işbirliği noktasında, PKK, PYD, DEAŞ, FETÖ, tüm bunlarla ilgili Suriye, Irak, her yerde, uluslararası camiada da birlikte hareket etmeye var olduklarını söylediler. Ayrıca kendisinden 10 dönüm yer istedim. Talimatını verdi. Bir an önce daha büyük bir kançılarya ve rezidansa sahip olacağız. Çünkü, değişik alanlarda burada ateşeliklerin oluşturulması önemli. Çünkü Minsk, Avrupa'nın ortasında bize çok ciddi bir hareket alanı açacak.

Irak ve Suriye'de Trump'la benzer şeyler düşünüyoruz

Trump'un başkan seçilmesiyle ilişkilerimizin seyri konusunda öngörünüz nedir?

Biliyorsunuz, ilk akşam kendisini telefonla arayarak tebrik ettim. Kendisi başkanlık görevini 20 Ocak 2017 tarihinde devralacak. mkan olursa, o tarihten önce de görüşmemiz söz konusu olabilir. Telefonda, karşılıklı olarak, en kısa sürede görüşmekten memnuniyet duyacağımızı ifade ettik. Türkiye'nin yurt dışına yapacağı ilk seyahatlerden biri olmasından memnuniyet duyacağımızı belirttim. Kendileri de olumlu bir yaklaşım sergilediler.

GEREKLİ ADIMLARI ATARIZ

İlişkilerin daha iyiye gideceğine dair bir izleniminiz var mı? Mesela Rakka operasyonunda sizin bir teklifiniz vardı.

Sayın Trump'ın seçim öncesi yaptığı açıklamalarda, özellikle yakın ekibinin açıklamalarında, Suriye'de de, Irak'ta da bizimle benzer düşünceler gözleniyor. Mesela, uçuşa yasak bölge meselesi çok önemli. Bu, bize göre hayati bir konu. Niye? Biliyorsunuz, biz terörden arındırılmış bir bölgeden bahsediyoruz. Ama, terörden arındırılmış bölgenin, uçuşa yasak bölge olarak ilan edilmesi gerekiyor. O yapıldığında, gerişe bir şey kalıyor, o da eğit-donat. Eğit-donatta biz zaten varız. Tabii bu tür konuları, konuşmak için henüz çok erken. Görüştüğümüz zaman bu tür konular tabii konuşulur. Zaten 20 Ocak'a kadar Sayın Obama görevde. Sayın Trump görevi devraldıktan sonra, temennimiz tüm bu meseleleri kendisiyle görüşüp hayırlısıyla gerekli adımları atabilmektir. Çünkü, Suriye'de, Irak'ta çok kan kaybedildi. Buralardaki sorunlar, Türkiye için büyük tehdit oluştururuyor.

PKK SİNCAR'A YERLEŞTİ

Irak'ta ise merkezi yönetimin ülkeye hakim olmakta zorlanıyor. Maliki'ye Kandil'e müdahale etmesini söylediğimde, “Müdahale edecek gücüm yok" diyordu. “Sen müdahale etmezsen, ben etmek durumunda kalacağım" diyordum. O da, “Edebilirsiniz" diyordu. Nitekim o dönemlerden bu yana, müdahalelerimizi yaptık, yapıyoruz. Benzer bir durum Sincar için geçerli. Kandil'in bir başka versiyonu... Şimdi orada kimler var, PKK'lılar var. Orayı kontrolleri altına almak suretiyle oradan bize güya korku verecekler. Bir de tabii oranın hemen doğusunda Telafer var. Telafer'de Türkmenlerin durumu malum. Öbür tarafta Musul meselesi var. Bizler bunları Amerikalı dostlarımızla hep konuştuk. Sayın Obama'ya defaatle anlattım. Avrupalı dostlara da aynı şekilde anlattım. Ne yazık ki beklenen neticeler alınamadı.

Musul'a kulak tıkayamayız

Biz güvenliğimizi sağlamak, bunun için hazırlıklı olmak durumundayız. Başta Telafer, Sincar, Musul olmak üzere bölgedeki gelişmeleri yakından izliyoruz. Başika'daki kampımız da esasen bölge insanlarına destek amaçlıdır. Rahatsız olduklarını söyleyenlere, “Hayır, Başika kalkmayacak" dedik. Çünkü durup dururken girmedik. Irak merkezi yönetimi de dahil olmak üzere, bizden eğit-donat talebi olduğu için gittik. Peşmergeyi, Ninova Muhafızlarını eğittik. Merkezi yönetimin elemanları bile eğitim aldılar. DEAŞ'a karşı mücadelede Başika, oradan yetişenler önemli rol oynadı. Bizler, merkezi yönetimle ilişkilerde olumlu istikamette mesafe katedilmesi arzusundayız. Türkiye'nin olmadığı bir koalisyon gücü orada sulhü, sükunu temin edemez. Başta Kuzey Irak'taki yerel yönetim olmak üzere, bölgedeki yetkililerin, Musul'daki kardeşlerimizin davetlerine kulaklarımızı tıkayamayız.

ABD'nin de üst aklı var

Trump seçimi kazandı. Gösteriler başladı aleyhine manşetler atıyorlar. Bir akıl var ki, başkan olmasını bu aşamada bile engellemeye çalışıyor. Bu hangi akıldır?

Şimdi Türkiye için bir üst akıl vardı, o belli. Amerika için de bir üst akıl var. Burada, değerlendirmeler başta olmak üzere her konuda sabırlı olmakta fayda var. Biz ne yaptık mesela? Seçim öncesinde Sayın Trump ya da Sayın Clinton ile gidip görüşme yapalım demedik. Niye? Çünkü bizim için, ilişkilerde devamlılık esastır; “ABD halkı kimi seçerse onunla çalışırız" dedik. Önceden tek bir adayla görüşmek yanlış anlaşılmalara neden olabilirdi. Siyaseten doğru bulmam.

TRUMP, SEÇİMİ FETÖ'DEN PARA ALARAK KAZANMADI

Trump'a karşı bazı gösterilerin geçici olduğunu düşünüyorum. Sokağa çıkanların çoğu Trump'tan randevu için sıraya girerlerse şaşırmam... FETÖ'den para alarak seçimi kazanmadı ki. Kendi imkanlarıyla geldi. Diğer tarafla ilgili, malum yapıdan para alındığına dair söylentiler basına da yansıdı. Ben, Trump aleyhtarı gösterilerin, kaybedenler arasındaki bazı kesimlerin hazımsızlığının göstergesi olduğuna inanıyorum. Bunların geçici olduğunu düşünüyorum.

İvanka Trump'la Türkiye'ye geldiğinde hiç görüşmeniz olmuş muydu? Sizin liderliğinize hayranlığına dair bazı haberler çıktı.

Kendisiyle hiç görüşmem olmadı...

SUİKAST TEORİSİNE SIĞINDILAR

Derik Kaymakamı'nın şehit olması, can yakıcı bir gelişme oldu. Bir siyasi parti bildiri ile cesaret veriyor, FETÖ hedef gösteriyor.

Herşey yüzde 100 kontrol altında değil. Cezaevinden rahatlıkla tweet atanlar oluyor. Şimdi sığındıkları bir teori var: “Darbeler başarılı olamazsa suikastler dönemi başlar" teorisi... Fatih yavrumuz belki de bu suikastlerden biri oldu... Daha farklı isimleri de hedef alabilirler. Ama bizler, şehadete inanmış insanlarız. Aile, cenazesini öğle namazını müteakip planlamıştı. İkindiden sonra olursa, benim de iştirak edebileceğimi söyledim. Abisi, “Cumhurbaşkanım madem buraya gelmek istiyor, ikindiden sonra kaldıralım, gerekirse ben de şehit olmaya hazırım" diyor. Duygulandım. Babasıyla konuşuyorum, o da son derece vakur. Bu insanlar oldukça Allah'ın izniyle kimse bu milletin önünde duramaz.

Başkanlık için mutabakat çıkar

Türkiye'de en önemli meselelerden biri anayasa değişikliği. Sayın Başbakan, Sayın Bahçeli'yle görüştü. Oradan bir mutabakat çıkacak gibi görünüyor. Kritik noktalardan biri referendum gerçekleşirse, kabul edilirse Başkanlık seçiminin 2019'a kalıp kalmayacağı. Sizin Cumhurbaşkanı olarak bir tavsiyeniz oldu mu? Türkiye'nin ihtiyacı hemen Başkanlık seçimine gitmek mi, 2019'u beklemek mi? Sizin düşünceniz nedir?

Şu anda, bu safhada benim takvimle ilgili açıklamada bulunmam doğru olmaz. Öncelikle, bildiğim kadarıyla Sayın Başbakan ile Sayın Bahçeli'nin yaptığı görüşmeyle alakalı olarak her iki taraf ikişer-üçer arkadaş belirleyip onlar bir çalışma yapacak. O çalışmadan sonra sanıyorum tekrar biraraya gelecekler. Onlar yol haritasını nasıl belirleyecekler. Dolayasıyıla takvimin nasıl belirleneceğine, sürece hep birlikte şahit olacağız. Temennimiz odur ki, bir an önce hayırlısıyla bu iş artık ülkenin gündeminde çok daha olumlu istikamette yerini bulsun.

Sayın Başbakan ve Sayın Bahçeli'nin görüşmesini nasıl değerlendiriyorsunuz? Görüşme sonrası birkaç açıklama yapıldı. Sayın Bahçeli önce olumlu mesajlar verdi. Sonra da, “Biz daha 'evet' demedik" dedi. Siz teması nasıl değerlendiriyorsunuz?

Ben sadece, “İnşallah hayırlı olur" temennisindeyim. Çünkü ben bardağın dolu tarafına bakıyorum. Şu anda attıkları adımın da olumlu istikamette olduğunu görüyorum. Temennim odur ki, olumsuzluklar üzerine değil, olumlu bir yaklaşım üzerine bina edilen bir süreç olur.