Avrupa Birliği (AB) Bakanı ve Başmüzakereci Ömer Çelik, Almanya'nın Avrupa'dan sorumlu Devlet Bakanı Michael Roth ile görüştü.
Görüşmeden önce ikili ortak basın toplantısı düzenledi. Almanya'nın Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz'daki başarısız darbe girişimini kınayarak, Türkiye'nin seçilmiş hükümetine güçlü destek içeren mesajlar verdiğini söyleyen Çelik, Roth'un da girişim sonrası Alman hükümetinin Türkiye'ye yaptığı ilk üst düzey ziyareti gerçekleştirdiğini dile getirdi. Çelik, dost ve müttefik olarak nitelendirdiği Almanya'ya ve hükümetine bu sebeple teşekkür etti.
SEMBOLİK ÖNEMİ VAR
AB ile ortak değerler olan demokrasi, insan hakları ve hukukun üstünlüğü konusunda her zaman dayanışma içinde olunması gerektiğinin altını çizen Çelik, “Fakat maalesef darbe girişimi gerçekleştikten sonra AB liderleri Türkiye ile yeterli bir dayanışma göstermedi” dedi. Türkiye'nin kendi demokrasisini koruyacak, değerlerine ve kurumlarına sahip çıkacak gücü ve kapasitesi olduğunu vurgulayan Çelik, bu tür ziyaretlerin sembolik önemi olduğunu ifade etti.
EN BÜYÜK KRİZLERDEN BİRİSİ
AB'deki pek çok siyasetçinin Türkiye'ye ön yargılı ve olumsuz tutumlarıyla Türkiye'nin AB müzakere sürecini birbirinden ayrı tutmaya özen gösterdiğini ifade eden Çelik, “Özellikle karşı karşıya olduğumuz göç krizinin ortaya çıkardığı krizler ve tehditler karşısında daha çok iş birliği yapmanın önemi açıktır. Çünkü göç krizi AB tarihinin de gördüğü en büyük krizlerden bir tanesidir” değerlendirmesinde bulundu.
NET BİR TARİH BEKLİYORUZ
Bakan Çelik, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Sayın Merkel'in de isabetle açıkladığı gibi göç krizi konusunda Türkiye'nin ve AB'nin ortaya çıkardığı işbirliği, tarihin en büyük krizlerinden birinin yönetilmesi konusunda çok büyük bir çözüm ortaya koymuştur. Bundan sonra bunun devam etmesi gerekir fakat daha önce de açıkladık, verilen sözlerin tutulmaması gibi sebeplerle biz bundan sonraki mekanizmalar için vize serbestisi konusunda net bir tarih bekliyoruz. Vize serbestisi konusunda net bir tarih verilmezse, yeni mekanizmaları, örneğin Geri Kabul Anlaşması'nı yürürlüğe koymak gibi konuları kesinlikle hayata geçirmeyeceğiz.”
DAEŞ'İN BERTARAFI ÖNCELİĞİMİZ
Türkiye'nin bölgenin ve dünyanın güvenliğini tehdit eden DAEŞ terör örgütüyle ciddi bir mücadele yürüttüğünün altını çizen Çelik, DAEŞ'in bertaraf edilmesinin Türkiye'nin öncelikleri arasında olduğunu belirtti. Çelik, şimdiye kadar AB çevrelerinden bu mücadeleye olumlu destek geldiğini kaydederek, “Bu çerçevede Türkiye'nin meşru müdafaa hakkını kullandığını, bunun herhangi bir şekilde kimsenin iç işlerine müdahale, saldırı olmadığını açık ve net bir şekilde söylüyoruz” dedi.