Müezzinoğlu, "Özellikle büyükşehir belediyelerimizi, 'Gönül Köprüsü Teşkilat ve Belediye' olarak tespit ettik. Bu çerçevede, Ağrı ile Antalya'yı, Batman ile Bursa'yı, Diyarbakır ile İstanbul'u, Hakkari ile Ankara'yı, Mardin ile Kocaeli'ni, Siirt ile Sakarya'yı, Şırnak ile Kayseri'yi, Tunceli ile Samsun'u, Van ile Konya'yı, gönül köprülerini oluşturacak şekilde iletişime geçirdik." ifadesini kullandı.
Mehmet Müezzinoğlu, AK Parti Genel Merkezi'nde düzenlediği basın toplantısında, AK Parti'nin ramazan ayı dolayısıyla büyük oranda terörden etkilenen doğu ve güneydoğu illerine yönelik çalışmalarını açıkladı. AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Binali Yıldırım'ın, ilk MYK toplantısında kendisine, özellikle terörden etkilenen vatandaşlarla ilgili ramazan boyunca acil eylem planlarının hayata geçirilmesi, orta ve uzun vadeli eylem planlarının hazırlanması için koordinasyon görevi verdiğini belirten Müezzinoğlu, bu çerçevede, konu üzerinde yaklaşık bir haftadır yoğun çalışma yürüttüklerini kaydetti. Müezzinoğlu, "Birinci derecede terör ve huzur ortamı anlamında etkilenen 9 ilimizle ilgili bir çalışma, eylem planını hazırladık ve dün akşam MYK'da sunumunu yaptık." dedi.
Özellikle sıcak yemek yapacak imkanı olmayan ailelerin birinci derecede önemli olduğunu vurgulayan Müezzinoğlu, bu ailelerin evine sıcak yemek girebilme koşullarının oluşturulabilmesi ve eğitim düzeyinde olan çocukların eğitimlerinin desteklenebilmesi adına programlar yapılacağını bildirdi. Müezzinoğlu, ailelerin yaşadıkları mağduriyetleri paylaşabilmek için belirledikleri 9 şehire, haftalık 50-60 kişilik gruplar halinde ziyaretlerde bulunulacağını ifade etti.
AK Parti'den 9 şehire "Gönül Köprüsü"
"Bayram öncesi on binlerle ifade edilen çocuğumuzu, gencimizi giydirebilme, onların bayramı mutlu ve huzurlu karşılayabilmeleri adına belirli başlıkları tespit ederek, eylem planlarını hazırladık." diyen Müezzinoğlu, şunları anlattı:
"Bu anlamda özellikle büyükşehir belediyelerimizi, 'Gönül Köprüsü Teşkilat ve Belediye' olarak tespit ettik. Bu çerçevede, Ağrı ile Antalya'yı, Batman ile Bursa'yı, Diyarbakır ile İstanbul'u, Hakkari ile Ankara'yı, Mardin ile Kocaeli'yi, Siirt ile Sakarya'yı, Şırnak ile Kayseri'yi, Tunceli ile Samsun'u, Van ile Konya'yı, gönül köprülerini oluşturacak şekilde iletişime geçirdik. Burada bu illerin ilçelerini de birbirlerine entegre ettik. Dolayısıyla İstanbul ve ilçeleri, Diyarbakır ve ilçelerindeki kardeşlerimizle gönül köprüleri oluşturacak."
Hazırlanan eylem planı hakkında bilgi veren Müezzinoğlu, ramazan ayında sofraları, sıkıntı ve dertleri paylaşmak, kardeşlik dinamikleriyle yanlarında olabilme, gönül bağlarını güçlendirebilme adına bir eylem planı hazırladıklarını vurguladı.
Mehmet Müezzinoğlu, "Bugün itibarıyla eylem planının uygulama aşamasına geçtik. Bu anlamda genel merkez teşkilat başkan yardımcılarımız ve bakanlarımız, belirli programlar çerçevesinde bu illerdeki çalışmalarda yanlarında olacaklar, destek verecekler. Bu illerdeki program ve organizasyonlara katılacaklar. Bayram sonrası da bu ramazan süresince elde ettiğimiz gözlemler, veriler, tespit ettiğimiz sorunlarla ilgili orta ve uzun vadeli eylem planımızı hazırlayacağız ve bunu bayramdan sonraki süreçte şekillendireceğiz." diye konuştu.
Terörle mücadele sürecinde, bölgedeki yaklaşık 50 bin ailenin evinin kullanılamaz hale geldiğini, çocukların eğitimlerinde aksamalar yaşandığını vurgulayan Müezzinoğlu, hazırlanan eylem planında eğitim çağındaki çocuklar ve gençlere de öncelik verileceğini ifade etti.
"Milletçe onların yanında olmamız gerekiyor"
"Sokağa çıkma yasağı ilan edilen bölgelerde ve bölgedeki insanımızın tamamına milletçe büyük bir şükran borcumuz var." diyen Müezzinoğlu, sözlerine şöyle devam etti:
"Terör eylemlerine, teröriste, farklı hedefleri olan bu anlayışa tavır koydular, destek vermediler, ağır bedelleri göğüslediler, ağır sıkıntılara muhatap kaldılar. Dolayısıyla bizim de milletçe onların yanında olmamız gerekiyor, onların öz güvenine destek vermemiz gerekiyor. Onların bu vatanda, bu ay yıldızlı bayrağın altında geleceğe umut ve güvenle bakmalarının destekçisi olmamız gerekiyor. Onlar bilsin ki 78 milyon ülke insanı onların yanındadır."
Söz konusu eylem planı kapsamında, TOBB, TESKOMB, TÜSİAD, MÜSİAD ve TİM gibi sivil toplum örgütlerinin de harekete geçirileceğini açıklayan Müezzinoğlu, bölge insanının maddi ve manevi sorunlarının giderilmesinde, İHH İnsani Yardım Vakfı, Ensar Vakfı, ÖNDER, İlim Yayma Vakfı ile Birlik Vakfının büyük oranda görev üstleneceğini kaydetti.
Yürütülecek çalışmaların bu hafta başlatılacağını belirten Müezzinoğlu, bu çerçevede sivil toplum örgütleriyle yarın itibarıyla iletişime geçeceklerini aktardı.
Müezzinoğlu, "Sivil toplum örgütlerimize, vatandaşa destek olabilme adına, belirli başlıkları onlara takdim edeceğiz. Onlar da o başlıklar çerçevesinde kendi değerlendirmelerini yaparak inşallah özellikle ramazan sürecince, bayram ve sonrasında farklı çalışmaları onlarla yapacağız. Ama şu anda ilk hedefimiz, ramazanda bizlerde olup da, onlarda olmayan imkanları onlara nasıl sunabiliriz, onların mağduriyetlerini nasıl azaltabiliriz, bizim için istediğimiz her türlü güzel ortamı onlara nasıl sağlayabiliriz. Büyük oranda bu bakışla çalışmalarımızı devam ettireceğiz." ifadelerini kullandı.
"İftar programı değil, orada sıkıntısı olanın yanında var olabilme projesi"
"Bu bir iftar programı değil, orada sıkıntısı olanın yanında var olabilme projesidir." diyen Müezzinoğlu, konuşmasına şöyle devam etti:
"Düşünün ki İstanbul'dan, bizim yaklaşık 12 ilçemizden her hafta 50 kişilik gruplar oraya gidecek. Şimdi 12 ilçe, 50 kişilik gruplar dediğimiz zaman 500-600 kişi Diyarbakır'a gidiyor, farklı farklı evlere dağılıyor. Gözlemlerini ve tespitlerini yapıyor. O tespit ve gözlemlerine göre orada çözüm üretiyor veya çözüm üretimi için bize geri dönüyor. Orada 15-25 yaş arasındaki grupta yer alan gençleri alıyor, İstanbul'da misafir ediyor. 1453'ü gezdiriyor, MiniaTürk'ü gezdiyoruz, Topkapı Sarayı'nı gezdiriyor. Onun İstanbul'da kardeşleri olabildiğini, geleceğe umut ve güvenle bakması gerektiğini, onun bir bursa, eğitim desteğine ihtiyacı varsa bunu onunla paylaşabilen çok yönlü bir eylem planı."
Müezzinoğlu, terörden birinci derece mağdur olan yaklaşık 50 bin ailenin farklı sorunları bulunduğuna dikkati çekerek, söz konusu sorunlara azami oranda çözüm üretileceğini bildirdi.
"Bayram harçlıkları konusunda onlara destek olacağız"
Açıklamalarının ardından, gazetecilerin sorularını yanıtlayan Mehmet Müezzinoğlu, "Çocuklara yönelik ne gibi çalışma olacak?" sorusu üzerine, "Haftada 600, dört haftada 2 bin civarında ev ziyaret edilmiş olacak. 2 bin evde ortalama birer tane bu yaş grubunda çocuğumuz olsa, bu 2 bin çocuk İstanbul'a gelmiş olacak. Dolayısıyla bunlar gençler ve çocuklarla ilgili bir iletişim. Bayram öncesi onların bayram kıyafetleriyle ilgili ve mümkün olduğunca imkanlara bakarak, STK'larla da görüşerek, belki bayram harçlıkları konusunda belki onlara destek olacağız." diye konuştu.
"Bu kardeşlik hareketinin adı nedir?" sorusuna Müezzinoğlu, "Gönül köprüsü, gönülden gönüle köprüler yapmak, inşa etmek, ne derseniz deyin." karşılığını verdi.
"Sayın Başbakanın da bölgeye gitmesi gibi bir planlama var mı?" sorusu üzerine Müezzinoğlu, "Şu anda Sayın Başbakanımızın programını şekillendiriyoruz, genel başkan yardımcılarımızın programını şekillendiriyoruz. Sayın Cumhurbaşkanımız ve Başbakanımızın da muhtemelen programlarında bölge ziyaretleri olacak." dedi.
Dün akşam yapılan MYK toplantısında terörün gündeme gelip gelmediğine ilişkin soru üzerine de Müezzinoğlu, son dönemde, terörün gündeme gelmediği toplantının söz konusu olmadığını belirtti.
"Terör örgütü en ağır bedeli, Kürt kökenli vatandaşlarımıza ödetiyor"
Müezzinoğlu, PKK'lı teröristlerin bomba yüklü araçla düzenlediği saldırının ardından, Mardin'in Midyat ilçesine giden HDP Diyarbakır Milletvekili Altan Tan ve bazı HDP'li vekillere vatandaşların tepki göstermesine ilişkin soru üzerine, "Terör örgütünün en ağır bedeli, Kürt kökenli vatandaşlara ödettiğini" ifade etti.
"Terör örgütünden en ağır bedeli ödeyen Kürt kökenli vatandaşlarımız, buna aracı olan kim varsa, vatandaş her türlü tavrını her ortamda koyuyor." diyen Müezzinoğlu, açıklamalarına şöyle devam etti:
"Çünkü artık tahammül edemeyeceği bedelleri vatandaş gayet iyi görüyor. Onun için millete yanlış yapanlar, milletin huzuruna bundan sonra çıkmakta çok daha zorlanacaklar. Herkes önce elini vicdanına koyacak, bu millet büyük bir millet, bu devlet büyük bir devlet. Milletin kardeşliğini, birlik ve beraberliğini bozacak yanlışlığın içinde kim oluyorsa öyle veya böyle bedelini mutlaka öder. Vatandaş da bu anlamda vicdanıyla hareket ediyor, vatandaşın vicdanının sesine kulak verenler, vatandaşla omuz omuza yürüyebilecektir. Vatandaşın vicdanına kulak vermeyenler de hiç beklemediği ortamlarda cevabını vatandaştan alacaklardır."
"Dönün diye kamuoyu oluşturmaya çalışanlar var"
Başbakan Yıldırım'ın, "Terör örgütünden bugünlerde 'Biz görüşebiliriz, silahları bırakabiliriz, konuşalım.' gibi doğrudan ve dolaylı haberler geliyor." yönündeki sözlerinin aktarılması üzerine Müezzinoğlu, şöyle konuştu:
"Uzun süredir yani 'Tekrar şu döneme dönelim' gibi cümleler kamuoyunun, dünyanın da malumu. Hatta 'Dönün' diye kamuoyu oluşturmaya çalışanlar da var. Neticede iyi niyetli, bu ülkenin, bu milletin kardeşliğini, bütünlüğünü, geleceğe birlikte yürüme anlayışıyla ilgili samimi olan bütün kitlelere en samimi tavrımızı gösterdik. Ama samimi olmayanlara, hainlik yapanlara da en net yüzümüzü ve gücümüzü milletçe, burada milletin iradesi ve dirayeti önemlidir, güvenlik güçlerimiz arkasında devletini ve milletini gördü ve o hak ettikleri güçlü tavrı gördüler. Dolayısıyla o haberler ve o talepler var ama o samimi dönemde, samimiyetsizlik yapanlara, bizim artık samimiyetle bakmamız söz konusu olmaz."
"Toplum vicdanıyla kendi vicdanını örtüştürecek bir yol izlemesi gerekir"
"Sayın Kılıçdaroğlu'nun dün İstanbul'daki şehit cenazesinde protesto edilmesine ilişkin ve bugün Sayın Başbakan'a yönelik eleştirileri nasıl değerlendiriyorsunuz?" şeklindeki soruya da Müezzinoğlu, şu yanıtı verdi:
"Bir defa şahıs, bir şehit ailesi veya şehidin yakını. Şehidin yakınının başbakana derdini söylemesi veya onunla iletişim kurması son derece normal, insani ve vicdani bir şeydir. Millet kendisine vicdanıyla davrananlara asla yanlış yapmaz. Bir başbakanın da bir şehit yakınıyla iletişim kurması ve onunla derdini paylaşması kadar insani, vicdani, milli ve doğal bir hadise olamaz. Keşke Sayın Kılıçdaroğlu da şehit yakınıyla bu vicdani gönül köprüsünü kurabilseydi. Yani biz şimdi Güneydoğu'ya 'gönül köprüsü' diyoruz. Bunu vicdanımızın gereği yapıyoruz. Şimdi gönül köprüsü kuramayıp da gönülleri kıran, gönülleri inciten, gönüllere kurşun gibi giren, 'Ben hastanede PKK'lıyı da DHKP-C'liyi de ziyaret ederim.' gibi bir anlayışa, şehit yakınının vicdanı nasıl sarılabilsin. Bence Sayın Kılıçdaroğlu'nun toplum vicdanıyla kendi vicdanını örtüştürecek bir yol izlemesi gerekir."