400 milyar dolarlık çete

FETÖ, sadece kamu kurum ve kuruluşlarında değil, ekonomide de tehdit ve şantajlarla derin kökler saldı. Yıllık 400 milyar dolarlık bir nakit paranın kontrolünü elinde tutan örgüte bağlı 12 bin civarında şirketi yönetti.

Yeni Şafak Cahit Saraçoğlu
Bank Asya

Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) yıllarca Türkiye’deki işletmeler hakkında Maliye Bakanlığı, Sermaye Piyasası Kurulu (SPK), Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu (BDDK) gibi devletin kurumlarında kendisine bağlı elemanlarından bilgi aldı. Bu şirketleri daha sonra bağış, himmet, yardım adları altında kendisine ‘haraç’ vermeye zorlayan örgüt, vermek istemeyenlere yönelik Maliye Bakanlığı’ndaki elemanları tarafından vergisel baskılar kurdu. Eğer işletme halka açık ise hisse senetlerine ilişkin dedikodular çıkararak yıprattı.

400 MİLYAR DOLARIN KONTROLÜ

Ağırlıklı işletme yapısı KOBİ düzeyinde olan şirketlere ilişkin benzer tehditler sonrası bu işletmelerin büyük bir bölümü örgütü finanse etmek zorunda kaldı. Darbe sonrası Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu (TMSF) tarafından FETÖ ile iltisaklı oldukları tespit edilerek el konulan bine yakın şirket ortaya çıkınca örgütün ne kadar işletmelerin içerisine sızdığı da netleşti. Polis Akademisi’nin tespitlerine göre örgüt Türkiye’de hayata geçirdiği bu yapılanma sonrası yurt dışında da kurduğu ağ ile yıllık 400 milyar dolar gibi bir kaynağı kontrol etti.

12 BİN FETÖCÜ ŞİRKET VAR

Örgütün yapısının çözülmesine yönelik çalışmalar sürdükçe, işletmeler üzerindeki vahim tablo daha da netleşti. Örgütün Türkiye genelinde işletmeler ve ekonomi üzerinde mensuplarınca irili ufaklı 120 bin kadar şirketle temas kurduğu ortaya çıktı. Söz konusu şirketlerin tamamının FETÖ’cü olmadığı ancak, zor kullanan örgütün direktiflerine uygun hareket etmek zorunda kalan şirketlerin çoğunlukta olduğu belirlendi. İncelemeler sonucu doğrudan FETÖ’cü şirket sayısının 120 bin rakamının onda birinden daha az olduğu belirlendi.

BU PARA İLE DARBE DE YAPILIR

5 Temmuz 2016 tarihindeki darbe girişiminde de söz konusu kaynağa güvendikleri ortaya çıktı. Yıllık 400 milyar dolarlık bir nakit paranın kontrolünü elinde tutan, 140 ülkede örgütlenen ve eğitim faaliyetleri şemsiyesi altında dini görünümlü bir sivil toplum kuruluşu olarak kabul edilen örgüt darbeyi başarmaları halinde alacağı destek konusunda da yurt dışındaki ağına çok güvendi. Ancak başarısız da olsa darbenin de Türk halkına ciddi bir maliyeti oldu. Yapılan hesaplamalara göre darbenin ekonomi üzerinde oluşturduğu türbülansın 17 milyar dolarlık bir yük yarattığı ortaya çıktı.

KENDİ FİRMALARININ FUARI YAPILIYORDU

Örgütün yurt dışındaki ağının ne kadar güçlü olduğu Ekonomi Bakanlığı’nın Türk işletmelerin faaliyetlerinin yurt dışında tanıtımına yönelik fuar düzenlemelerinde daha iyi görüldü. Örgütün yurt dışındaki ağırlığı öyle bir boyuta ulaşmıştı ki; hangi ülkede ya da kıtada olursa olsun, bir fuar düzenlenmesi kararı verildiğinde hemen TUSKON ve benzeri örgütleri harekete geçerek söz konusu fuara gidecek şirketlerin kendilerinden olması ve onların ürünlerinin tanıtılması sağlandı, Böylece bu fuarlara katılacak şirketlere yer, stand gibi imkanları için Ekonomi Bakanlığı tarafından sağlanan nakit destekler de örgüte aktarılmış oldu.

BANK ASYA ÜZERİNDEN VURGUN

Örgüt işletmelerde, üyelerinden, vatandaşlardan himmet adı altında topladığı ‘haracı’, finansman yapısının kasası olduğu ortaya çıkan Bank Asya’da aklamayı da ihmal etmedi. Halka açık bir şirket olan Bank Asya A.Ş’nin hisseleri üzerinden yapılan manipülasyonlarla da vatandaşlar zarara uğratılarak, ciddi karlar elde edildi. Örgütlendiği Sermaye Piyasası Kurulu’nun (SPK) hiçbir adım atmadığı bu olaylar esnasında, Banka’nın Katarlılara satılacağı yalanlarıyla da hisseler üzerinde ciddi spekülasyonlar yapıldı.

Binlerce mal varlığına el konuldu

Darbenin birinci yılına kadar yapılan araştırmalar sonucu örgütün 7.5 milyar liralık gayrimenkul varlığı ortaya çıktı. Bunun dışında da 41 milyar liralık şirket varlığı olmak üzere toplamda 48.5 milyar liralık varlığına el konuldu. Böylece örgüt ekonomik olarak çökertildi. 966 şirkete el konularak TMSF’ye devredildi. Şirketlere ait 4 bin 888 mal varlığına el konuldu. Bunların taşınmazları Maliye’ye devredildi.

HARACIN BOYUTU KORKUNÇ

7.5 milyar lira gayrimenkul varlığı ve 41 milyar lira şirket büyüklüklerine el konuldu. Örgütün işletmelerden himmet, yardım bağış adları altında aldığı ‘haracın’ büyüklüğünün kavranması için bu parayla neler yapılabilir diye bakıldığında; 10 adet 1.2 milyar dolardan Avrasya Tüneli, 4 adet tanesi 3 milyar dolardan Yavuz Sultan Selim Köprüsü, yine 10 adet 1.4 milyar dolardan Körfez Köprüsü ve 6 adet her biri 2.2 milyar dolar olan Marmaray’a bedel olduğu ortaya çıktı.