şehitlerinden ’un 13 yaşındaki oğlu Mahmut Yavuz, ilk başta babasına kızarak kendi kendine ‘niye gittin oraya’ dediğini ancak büyüdükçe aklının başına gelmeye başladığını belirtiyor. Şehit oğlu şimdi, “Ona hak verdim. Onunla gurur duyuyorum, kızgınlığım yok. Bugün aynı şey başımıza gelse ben de babam gibi giderim. Yaptığıyla gurur duyuyorum, onun oğlu olduğum için kendimle de gurur duyuyorum” diyor. Yavuz şunları söylüyor: “Babamın ölümünden sonra evin en büyük erkeği olarak sorumluluklarım arttı. Önceden haftasonu annem uyurken babam da kahvaltı hazırlardı. Şimdi annem uyurken, ben ona tost, yumurta gibi şeyler hazırlıyorum. Önceden pazar günleri markete babam giderdi, şimdi annem yorgunsa ben gidiyorum. Hayatımızda babamın yokluğu dışında bir şey değişmedi. Evde eskiden babamla oyunlar oynarken, şimdi kardeşimle oynuyorum. Spor öğretmeni veya basketbolcu olmak istiyorum. Babamla arada şakalaşırdık, güreşirdik. Kardeşim de gelirdi. O anları, onunla futbol oynamayı, sohbet etmeyi çok özledim.”
***
BUGÜN OLSA BEN ÇIKARIM
’in 12 yaşındaki oğlu Eren Gencer ise duygularını şöyle anlattı: “Sokağa çıkıp şehit olduğu için babama kızıyordum. Zaman geçtikçe ne yapmak istediğini anladım ve ona hak verdim. Bugün 15 Temmuz olsa ben de sokağa çıkar, onlara karşı dururdum. Babamla gurur duyuyorum. Şehit çocuğu olmak ve babamın kahramanlığı gurur verici. O gece vatan için kendini siper etti. Onunla her zaman gurur duyacağım.”
AZALMIYOR AMA ALIŞIYORSUN
***
’nin 13 yaşındaki oğlu Hüseyin Efe Ekizceli, babasını kaybettikten sonra İstanbul’dan dedesinin yanına, Çankırı’ya taşınmış. Sosyal çevresinin, arkadaşlarının değiştiğini, bu duruma alışmakta güçlük çektiğini söyleyen Efe Ekizceli, şu ifadeleri kullandı: “İlk başta çok üzülüyordum sonra herkes, ‘çok şanslısın şehit evladısın’ dedi. Bunları duydukça çok gururlandım. Zaman geçtikçe acı azalmıyor ama acıya alışıyorsun. Babamla en çok pikniğe gitmeyi, top oynamayı özledim. Yaşadıklarımız kolay değil, bu 4 yıl içinde daha iyi anladım. Bayram oluyor, babam yok. Sadece 15 Temmuz günü değil, tüm çocuklar için geçerli bu. Tüm şehit çocukları babalarını çok özlüyor.”
Biliyorum yanımda ama göremiyorum
‘Büyümek’ zorunda kaldım
***
Darbe gecesi İstanbul’da şehit düşen ’in 20 yaşındaki oğlu İbrahim Halil Eşit, “Olaylar olduğunda Mardin’deydim, babamın cenazesini buraya getirdiler. Onu ben yıkadım, kefenledim. Babamı en son o zaman gördüm” dedi. Babasını bayrak taşırken şehit eden katiller hakkında bir dönem planlar yaptığını anlatan Eşit, şu ifadeleri kullandı: “Onlara kötü şeyler yapmak istiyordum. ‘Hapse girip çıktıktan sonra onu bulurum’ diyordum. Aradan zaman geçtikçe, kardeşlerimin varlığı, beni bu duygulardan alıkoydu. O kişilere kötü şeyler yaparsam ben hapse düşeceğim, kardeşlerim sahipsiz kalacaktı. Bu düşünceden uzaklaştım. Kader diyorum bu olaya. Babamın kaderi böyleydi. Allah onları ıslah etsin. 16 yaşındaydım, ne yapacağımı bilmiyordum. 6 kardeşiz, tüm sorumluluk benim üzerimdeydi. Bu süreçte kaymakamlık ve çeşitli kurumlar bize sahip çıktı. Programlara giderek pek çok insan tanıdık. Babamızın şehitliği bize birçok insan kazandırdı. O zor günleri bu insanlar sayesinde atlattık. Babamın vefatından sonra büyümek zorunda kaldık. Her akşam bekledik. Daha yeni yeni babamın gelmeyeceğini idrak ediyoruz. Bu süreçte evin işleri, kardeşlerimin geleceğiyle ilgilenmek zorunda olduğumu anladım. Babamız olsa kimseye muhtaç kalmazdık, yükümü sırtlanırdı, oğlum yanındayım derdi, destekçim olurdu. Hiçbir akraba babamın yerini tutmuyor.”
Zaman hiçbir şeyi geçirmiyor
Vatansız olmaz
***
15 Temmuz gecesi Ankara-Gölbaşı’ndaki bombalı saldırıda şehit olan polis memuru ikizler ve ’un ailesi, evlatlarını kaybetmenin acısını ilk günkü gibi yaşıyor. Her hafta çocuklarının kabrini ziyaret eden baba Ali Oruç, o geceyi anlatırken gözyaşlarına hakim olamıyor. Şehit oğullarının şimdi en güzel mertebede olduğunu dile getiren Oruç, “İki evladım vatanı, bayrağı ve namusu için seve seve can verdiler. Biz bu vatan için her şeyimizi veririz. Gerektiğinde ben dahil canımı vermeye hazırım. İnsan vatansız yaşayamaz. Ben şu an evlatsız yaşıyorum ama vatansız yaşayamam. Allah kimseyi vatansız bırakmasın. Canlar vermeyince vatan olmuyor. Biz bir, beraber ve güçlü olacağız. Başka çaremiz yok. Benim evlatlarım canını vatanı için verdi” diye konuştu.
Babasız büyürler ama...
15 Temmuz’da FETÖ’nün, Ankara Özel Harekât Daire Başkanlığı’na bombalı saldırısında ağır yaralandıktan sonra nabzı durmasına rağmen hastanedeki müdahaleyle hayata dönen polis memuru Atilla Tetik, yaşadıklarını şöyle anlattı: “Meslekten biliriz; bombanın sesini duymayınca bir şey olmuştur: Ya ölmüşsündür ya da ağır yaralanmışsındır. Daha sonrasını pek hatırlamıyorum ama arkadaşlarımın anlattığına göre, zırhlı araçla beton bariyerin arasına sıkışıp kalmışım. Çok kan kaybetmişim. Beni oradan çıkarıyorlar ve hastaneye götürüyorlar. Nabzım atmıyormuş, Doç. Dr. Nedim Aytekin’in müdahaleleri sonucunda hayata döndüm. Bacağım ve karın bölgem yaralanmıştı. Şu anda sol bacağımı normal şekilde kullanamıyorum ve bağırsağım bir torbaya bağlı. Maalesef
hayatıma o şekilde devam etmek durumundayım. Doktor raporumda yüzde 60 engelli olduğum biliniyor ama çok şükür bir şekilde ayaktayım, yılmadım. O gece şunu çok iyi biliyorduk: Evlatlarımız babasız yaşarlar, büyürler ama vatan olmadan asla büyüyemezler ve yaşayamazlar. Bugüne kadar da o gece de onu bilerek görev yaptık. Vatana sahip çıkmak en büyük emelimiz.”
Keşke babam görseydi
***