Her milletin tarihinde dönüm noktaları vardır. Bir asır önce dört bir yanı işgalci ülkeler tarafından kuşatılan milletimiz için özgürlük ve bağımsızlık yolunda ilk dönüm noktası Milli Mücadele’dir. Mayası birlikte yoğrulan milletimiz, emperyalistlere geçit vermemiş, cennet vatanımızın işgal edilmesine asla müsaade etmemiştir.
15 Temmuz 2016’da gerçekleştirilen hain darbe ve işgal girişimi de bir diğer dönüm noktasıdır.
Bir asır önce hain emellerine ulaşamayan şer odakları ve emperyalist güçler, 15 Temmuz’da hain terör örgütü FETÖ’yü kullanarak milli birlik ve beraberliğimizi, demokrasimizi, istiklal ve istikbalimizi hedef almıştır.
Ülkemizde darbelerle, muhtıralarla, kumpaslarla, sokak olaylarıyla amacına ulaşamayan vesayetçi zihniyet, yıllarca besleyip büyüttükleri FETÖ’yle ülkemizi bölmek, işgal etmek, anayasal düzeni ve milli iradeyi yok etmek, Cumhurbaşkanımızı ve halkın oylarıyla seçilmiş hükümeti devirmeye kalkışmıştır.
Aziz milletimiz, tıpkı Milli Mücadele yıllarında olduğu gibi 15 Temmuz’da da hainlere geçit vermemiş, Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın çağrısıyla meydanlara akın ederek yüreğindeki vatan ve bayrak aşkı, iman gücü ve Allah’ın yardımıyla 15 Temmuz’da yeni bir kahramanlık destanı yazmıştır.
Kadın, erkek, yaşlı, genç herkes hainlerin karşısında dimdik durmuş, vakur mücadelesiyle tüm dünyaya bir kez daha demokrasi dersi vermiştir.
15 Temmuz, tarihimizin en büyük direniş destanlarından biridir. Tankın önüne yatanların, kurşuna göğüs gerenlerin, milletimizin tüm fertlerinin zaferidir.
Hain darbe ve işgal girişiminin önlenmesinde en önemli unsurlardan birisi de şüphesiz tarafsız ve bağımsız yargıdır. Yargı mensuplarımız o karanlık gecede çok önemli ve başarılı bir sınav vermiş, büyük bir kahramanlık göstermiştir.
Darbe girişiminin ilk anından itibaren Cumhuriyet başsavcılıklarımız soruşturmaları başlatmış, darbeciler hakkında gözaltı ve tutuklama kararları verilmiştir.
Yargı mensuplarımızın gösterdiği kahramanlık, geçmişteki darbelerde cuntacıları ‘hazır ol’da bekleyen vesayetçi yargı anlayışının tarihe karıştığının en önemli göstergesi olmuştur.
15 Temmuz gecesi milletimizin hakkını, hukukunu, insan haklarını, demokrasiyi savunan yargı mensuplarımızla gurur duyduk. Yargı camiamızın her zamankinden daha tarafsız ve bağımsız olduğunu tüm dünyaya göstermiş olduk.
Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde insan onurunu, temel hak ve özgürlükleri koruyan, adalete erişimi güçlendiren birçok reforma imza attık.
Millet iradesinin doğrudan sandığa yansıdığı bir sistem olan Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemine geçerek demokrasimizin standartlarını daha da yükselttik. Böylece darbe dönemlerini bir daha açılmamak üzere kapattık.
Bugün artık her 10 yılda bir demokrasimizin önünü kesen darbecilere alkış tutan, darbecilerden brifing alan, darbecileri değil
de darbe mağdurlarını yargılayan vesayetçi yargı yerine artık milli iradenin yanında durarak darbecileri yargılayan, darbe mağdurlarının hakkını
savunan bir yargı
sistemi vardır.
15 Temmuz’da aziz milletimizin hain darbecilere karşı gösterdiği şanlı direniş dünyanın farklı ülkelerinde demokrasi dışı müdahalelere nasıl karşı konulacağına dair de ilham kaynağı olmuştur.
En son Bolivya’da darbe
girişimine karşı ortaya konulan halk tepkisi, 15 Temmuz ruhunun dünyaya nasıl
örnek olduğunu da açık bir şekilde gözler önüne sermiştir.
Nerede olursa olsun demokrasiyi ve millet iradesini yok saymak asla kabul edilemez. Demokrasilerde millet iradesinin üzerinde hiçbir güç yoktur.
Bu anlayışla bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da
15 Temmuz ruhunu diri tutmak için, nesillerimizi bu ruhla yetiştirmek için kararlılıkla çalışacağız.
Geçmişten geleceğe kurduğumuz köprünün harcını birliğimizle, kardeşliğimizle, istiklal aşkıyla, vatan ve
millet sevgisiyle karmaya devam edecek, Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde büyük ve güçlü Türkiye’yi inşa etmeyi sürdüreceğiz.
Vesayetçi zihniyetin
yeniden ülkemizde ortaya çıkmasına müsaade etmeyeceğiz. Başta FETÖ ve PKK olmak üzere ülkemizin huzurunu hedef alan hiçbir terör örgütüne göz açtırmayacağız.
Bu düşüncelerle 15 Temmuz hain darbe girişiminin 8. yıl dönümünde vatanımız, bağımsızlığımız ve demokrasimiz uğruna can veren şehitlerimizi ve kahraman ecdadımızı rahmet ve minnetle anıyor, gazilerimize de şükranlarımı sunuyorum.
15 Temmuz sürecinde yaptığı yayınlarla darbecilerin karşısında duran ve milli iradenin sesi olan Albayrak Grubu ve Yeni Şafak Gazetesine teşekkür ediyorum.