FETÖ'nün 15 Temmuz'daki darbe girişiminden 2 gün önce tamamlanan çatı iddianamesi; Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) tamamen deşifre edildiğini, tasfiyesi için son aşamaya gelindiğini ortaya koydu. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'nın iddianamesinde, FETÖ'nün emrindeki polis, asker ve bağlantılı terör örgütleri kast edilerek, "Demokratik hukuk devletinin özelliklerini ortadan kaldırmak amacıyla kurulmuş, en geniş ve büyük katılımlı silahlı terör örgütlemesidir" denildi.
Yurt dışında kurgulandı
FETÖ'nün yurtdışında kurgulandığına ve bir proje olduğuna dikkat çekilen iddianamede şu tespite yer verildi:
"Ekonomik, sosyal, kültürel, dini, idari, istihbari ve uluslararası boyutlara sahiptir. Din kisvesi ile gizli çıkar örgütleri üzerinden Türkiye ve İslam toplumlarını, içinden dönüştürmek için yurtdışında kurgulanmış bir yapıdır. Suç ve çıkar örgütlerinden farklıdır. Türkiye ve İslam'ı yeniden biçimlendirmek için kurgulanmış toplumsal, politik mühendislik projesidir."
28 Şubat sonrası küreselleşti
12 Eylül 1980 askeri darbesi sonrası ikinci aşamasını tamamlayan FETÖ'nün korkunç bir deve dönüşmesi ve terörizme giden üçüncü aşamasının ise 28 Şubat 1997'deki postmodern darbe sonrası gerçekleştiği kaydedildi.
İddianamede, "Bu evrede Fetullah Gülen yurtdışına kaçmış, cemaatin söylemi değişmiş, evrensel, küresel ifadeleri kullanmaya başlamıştır. Gülen, Türkiye'deki milliyetçi, devletçi retorik yerine dinler arası diyalog, vatan kavramı yerine birtakım dini sembollerle ifade edilen seyyar vatan ve insan hakları kavramı etrafında küreselleşme konseptine uygun yeni bir söylem geliştirdi" ifadeleri kullanıldı.
Devletin kılcal damarlarına sızan FETÖ'nün emniyet ve Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) içindeki yapılanması ile üzerinde hakimiyet kurduğu silahlı terör örgütlerinden yola çıkılarak asıl amacına da vurgu yapıldı. Sabah'ın haberine göre, adeta 15 Temmuz'a işaret edilen o tespitte, şöyle denildi:
"12 Eylül darbesiyle hayat buldu"
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'nın hazırladığı iddianamede, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) asıl gelişiminin, 12 Eylül 1980 askeri darbesinden sonra Türkiye'de serbest pazar ekonomisine geçilmesiyle başladığına işaret edildi. İddianamede, "Liberal politikaların uygulanması ile liberalizme uygun hoca profili olarak Fetullah Gülen ve cemaati kendini göstermiştir" denildi.
FETÖ'nün "milli, yerli, İslam" fikrini güncelleyip, devletçi bir rota izlediği anlatılan iddianamede, şu ifadeler dikkat çekti: "Örgüt ikinci aşamada 'okullaşma' ve 'kamu kurumlarındaki kadrolaşma hareketini' tamamlamıştır. Bu dönemin ikinci yarısı, aynı zamanda cemaatin yurtdışına açıldığı dönem olmuştur."