Ünlü bir giyim markasına ait mağazada kasiyer olarak çalışan genç, bir müşterinin nakit olarak ödediği parayı alıp, tutarı kredi kartından tahsil etti. Durumdan haberdar olan mağaza yönetimi, kasiyeri tazminatsız olarak işten çıkardı.
2. İş Mahkemesi’nin yolunu tutan kasiyer, iş akdinin tek taraflı olarak feshedildiğini, haftanın 6 günü günde ortalama 12 saat çalıştığını ancak fazla mesai ücretinin ödenmediğini, 14 günlük yıllık izin ücreti alacağının ödenmediğini, iş akdinin haksız ve geçersiz feshedildiğini beyanla, kıdem tazminatının, ihbar tazminatının, fazla mesai ücretinin, yıllık izin ücretinin tahsiline karar verilmesini talep etti.
Davalı işveren, davacının bir müşterinin nakit olarak yaptığı alışverişte nakit parayı kendi tasarrufuna aldığını ve alışveriş bedelini kendi kredi kartından ödeyerek kendisine kredi imkanı sağladığını kaydetti. Bu hususun mağazada yapılan kontrolde tespit edildiğini ve tutanağa geçirildiğini söyledi. Davacının bu eylemin 4857 sayılı yasanın 25/II-e maddesi kapsamında bağlılık ve doğruluğa uymayan davranışlardan olduğunu anlatan davalı, davacının tüm yasal hak ve alacaklarının yasal süresi içinde ödendiğini, haftalık 45 saati aşan çalışmalar karşılığı ücretin düzenli olarak ödendiğini, yıllık izin alacağının olmadığını beyan etti.
Yargıtay Hukuk Dairesi'nden emsal karar
Mahkeme; davanın kısmen kabulüne karar verdi. Kararı davalı temyiz etti. Yargıtay 9. Hukuk Dairesi emsal bir karara imza attı. Kararda şöyle denildi:
"Davacı, ’İşten çıkarma nedeni olarak nakit parayı alıp kartla işlem yapması gösterildiğini biliyorum ancak biz çalıştığımız tüm yerlerde bunu yapıyoruz’ şeklinde bir açıklama yapmış. Mahkemece de ’fesih nedeninin iş yerinde sürekli olarak uygulandığının tanık beyanları ile dosyaya yansıdığı, bu şekilde yüze yakın işlem yapıldığının, bu durumun maaşların 3 ay gecikmesinin nedeniyle uygulandığı ve adeta iş yeri uygulaması haline geldiğinin tanıklarca ifade edildiği’ gerekçesiyle kıdem ve ihbar tazminatı kabul edilmişse de bu gerekçe yerinde değildir. Öncelikle işçinin iş yerine yapılan nakit ödemeyi alıp kendi kredi kartıyla ödeme yapması doğruluk ve bağlılığa aykırı olup, işverenin güveninin kötüye kullanılmasıdır. Başkalarının da bu şekilde davranması davacının eyleminin niteliğini değiştirmez. Davacı tarafça inkar edilmeyen ve te’villi olarak ikrar edilen (söylenen) bu eylem sebebiyle yapılan fesih haklı olup davacının kıdem ve ihbar tazminat taleplerinin reddi gerekirken, yerinde olmayan gerekçeyle kabulü hatalıdır. Temyiz olunan kararın, bozulmasına oy birliğiyle karar verildi."