Türkiye ve dünyada yenilenebilir enerjide hem yatırımlar hem de istihdam artarak devam ediyor. Yenilenebilir Enerji Ülke Çekiciliği Endeksi'nde, 2010 yılında 27. sırada olan Türkiye 2018 yılında 17. sıraya yükseldi.
Küresel anlamda geçtiğmiz yıl 2017 yılına göre yenilebilir enerji kapasitesi yüzde 8 artarak, 2 bin 378 gigavata yükselirken sektörün istihdam rakamı ise 11 milyonu buldu. 2017 yılı verilerine göre Türkiye’de yenilenibilir enerji alanında 84 bin kişi çalışıyor. 53 bin kişi rüzgar enerjisi, 16,6 bin kişi güneş enerjili ısıtma ve soğutma, 12,7 bin kişi güneş enerjisi sektöründe istihdam edildi. İstanbul Kent Üniversitesi Uluslararası Ticaret ve Lojistik Bölüm Başkanı Dr. Öğr. Üyesi Rahmi İncekara, "Cari açığın kapanmasında büyük katkısı olan ve enerjide dışa bağımlılığı azaltan yenilenebilir enerji alanındaki gelişmelerin küresel ölçekteki gelişmelerden soyutlanamayacağını hatırlatan İncekara, “ Küresel ölçekte yaşanan enerji dönüşümünün bir benzeri de ülkemizde yaşanmaktadır. Ticaret savaşları ve küresel ekonomideki belirsizlikler, yatırımcıların gelecek kaygısını arttırmış, risk katsayısı düşük daha az maliyetli ve kısa vadeli enerji yatırımlarına yönelmelerine neden olmuştur. Dünya genelindeki tüm ülkelerin yenilebilir enerjiye sağladığı teşvik, destek ve ödeneklerin kesintilere maruz kalması, ülkemizin de yenilenebilir enerji sektörünü olumsuz yönde etkilemiştir. Kısa ve orta vadede yenilenebilir enerji fiyatlarında yukarı yönlü bir eğilim yaşansa da, uzun vadede, konutlarda, ulaşım ve ısıtma sektörlerindeki yenilenebilir enerji taleplerinin artması söz konusu olacaktır. Küresel ekonomideki belirsizlikler ve anlaşmazlıkların da giderilmesi ile birlikte yenilenebilir enerjiye dönüş hızlanacaktır. Yenilenebilir enerji, önümüzdeki yıllarda işletime girecek kurulu güçler arasında diğer kaynaklara göre önde yer alması beklenmektedir. Tüm çalışmalarda; 2019 sonunda kurulu gücün 2018'e göre termik kaynaklarda 100 megavat, hidrolik kaynaklarda 1.435,5 megavat, yenilenebilir enerji kaynaklarında ise 1.940,2 megavat artacağı öngörülmektedir” dedi.
Türkiye yenilenebilir enerjide 7 yılda 2 kat büyüdü
Enerjide dışa bağımlılığı azaltmayı hedefleyen ve yenilenebilir enerji yatırımlarını hızlandıran Türkiye’nin bu sektörde 7 yılda 2 kattan fazla büyüdüğüne dikkat çeken Dr. Öğr. Üyesi Rahmi İncekara, “ 2009 yılından beri yenilenebilir enerji yatırımlarında Türkiye, hidroelektrik, güneş, rüzgar, jeotermal gibi alanlarda dev yatırım hamleleri yapmıştır. Bu kapsamda Türkiye, 2009'da yenilenebilir enerji üretiminde 15.5 gigawatt (GW) olan toplam kurulu güç kapasitesini 2016 yılında 34.2 GW'a çıkarmayı başarmıştır.
2015 yılında 1.9 milyar dolar yenilenebilir enerji yatırımları yapan Türkiye, bu yatırım rakamıyla yenilenebilir enerji alanında İngiltere, Fransa ve Hollanda ile birlikte 1 milyar dolar eşiğini aşan dört Avrupa ülkesinden biri olmuştur.
Küresel ekonominin ticaret savaşları etkisiyle "küresel korumacılığa" geçmesi ile oluşan belirsizlik ortamı enerji sektörünü de olumsuz yönde etkilemiştir. Art arda üç yıl içerisinde küresel enerji yatırımları azalmış, 2017 yılında 1,8 trilyon dolara düşmüştür.Enerji arzı yatırımında, termik enerji üretimi de dahil olmak üzere, fosil yakıtlardaki petrol ve doğalgazdaki harcamaların bir miktar artması ile yüzde 59’a yükselmiştir. Yeni nükleer santralleri inşaasının durdurulması, bazı bölgelerde yer alan mevcut tesislerin geri çekilmesi, yenilenebilir enerji kaynaklarındaki büyümenin etkisini azaltmaktadır. Öte yandan son yıllarda iklim değişikliği ve küresel ısınma ile mücadelede farkındalığın yaygınlaşması dünya genelinde yenilenebilir enerji sektöründeki yatırımların artmasına yardımcı olmuştur. Geçen yıl sonu itibarıyla, dünyada yenilenebilir enerji kurulu kapasitesi, önceki yıla göre yüzde 8 artarak, 2.378 gigavata yükselmiştir. Geçen yıl dünya genelinde yenilenebilir enerjiye yapılan yatırımlar 289 milyar dolara ulaşmıştır. Bu sektördeki toplam istihdam da yaklaşık 11 milyonu bulmuştur” diye konuştu.
Türkiye daha fazla pay alabilir
İstanbul Kent Üniversitesi Uluslararası Ticaret ve Lojistik Bölüm Başkanı Dr. Öğr. Üyesi Rahmi İncekara, şunları söyledi:
“Türkiye, yenilenebilir enerji sektörüne sağlanan devlet desteğini, rüzgar, güneş enerjisi ve biyokütle gibi zengin olduğu alanların yanı sıra ulaşım sektöründe alternatif enerjiye araştırma ve geliştirme desteği sunarak, dünya yenilenebilir enerji sektörü piyasasından daha fazla pay alma şansı yakalayabilir. Rekabet gücüne sahip yeni teknolojiler ve ihracat olanakları ile istihdamı artırabilme fırsatı yakalayan Türkiye’de yenilenebilir enerji ve enerji verimliliği teknolojileri aynı zamanda istihdam kaynağı anlamına gelmektedir. Kamu ve özel sektörün işbirliğine bağlı olarak karbon salınımının azaltılması yönündeki çabalar ve rüzgar, jeotermal, su enerjisi ve güneş enerjisi başta olmak üzere yenilenebilir enerji sektörüne yapılacak yatırımların orta ve uzun vadede ulaşım, inşaat, enerji tarım gibi sektörlerde yeşil çevre dostu hareketin gelişmesini sağlayacaktır”
Jeopolitik belirsizlikler yenilenebilir enerjiyi de olumsuz etkiledi
Çin ve Hindistan’daki 2000 yılından bu yana ekonomik büyümenin getirdiği enerji talebi artışının, kömürlü termik santral kapasitesinin iki katına çıkarak 2000 GW’a ulaşmasına neden olduğuna vurgu yapan Dr. Öğr. Üyesi Rahmi İncekara, “95 ülkede yaklaşık 3.000 GW’lık güce sahip toplamda yaklaşık 10 bin emekli edilen, işletilen ve planlanan kömür santralı yer almaktadır. Kömürden üretilen elektrik 2014 yılında zirveye ulaşmıştır. 2014 yılında zirveye ulaşmasının ardından ülkeler termik santral yatırımlarını daha da fazla arttırmaya başlamıştır. Ülkelerin termik santral yatırımlarını artmasının ilk nedeni; suyun buhar haline getirilmesi amacıyla kullanılan kömürün genellikle düşük kaliteli ve maliyetli olması, böylelikle ülke ekonomileri açısından ‘tasarruf’ anlamına gelmesi yer almaktadır. İkinci neden, termik santrallerde enerji üretimi için kullanılan kömürün taşınabildiği her alana termik santral kurulabilme olanağıdır. Termik santrallerde su buharıyla hareket sağlandığından dolayı su buharıyla sınırsız elektrik üretme imkânının bulunması üçüncü neden olarak karşımıza çıkmaktadır.
Termik santralleri yatırımının artmasındaki son neden ise, düşük kaliteli kömürlerin ve suyun kullanılmasının daha az maliyetli ve ucuz elektrik enerjisi üretmeye olanak vermesidir. Yenilenebilir enerji noktasında, kapasiteye net katkılar sabit kalmış, bazı teknolojilerde maliyetler düşse de, yenilenebilir ısıya ve nakliyeye yatırım azalmıştır. Enerjide geleneksel, bilindik ve daha düşük maliyetli üretim anlayışın sürmesinde, yenilebilir enerjide önde gelen ülkelerin jeopolitik belirsizlikleri, teknolojik dönüşümün ülkeleri tedbirli bir tutuma sevk etmesi, ticaret ile ilgili anlaşmazlıkları devam eden Çin ve ABD, Brexit endişeleri ile boğuşan Avrupa Birliği’nin yenilenebilir enerji yatırımlarına yeterince kanalize olamaması da etkili olmuştur” ifadelerini kullandı.