Simit Sarayı Yönetim Kurulu Başkanı Abdullah Kavukcu, Uludağ Ekonomi Zirvesi'nde, Yıldırım Holding Üst Yöneticisi Yüksel Yıldırım'ın yönettiği "Global Fırsatların Geleceği" başlıklı oturumda yaptığı konuşmada, yurt dışına ilk açılacakları zaman "Simit Sarayı" isminin değiştirilmesinin teklif edildiğini ancak bunu kabul etmediğini söyledi.
"Simit Sarayı" markasını dünyada da insanlara ezberletme hedefiyle yola çıktıklarını belirten Kavukcu, şöyle konuştu:
"İlk Medine'de sonra Hollanda'da mağaza açtık. Şu anda Londra'da 22 mağazamız var. Turquality kapsamındayız. Bu kapsama girmemiz bize çok şey kattı. Dünyada bir marka olmak için önemliydi. Turquality'nin bize yıllık desteği 16 milyon lira. Bizim sadece Leicester Square'de açtığımız mağazanın yıllık kirası 20 milyon lira. Biz bunu simitle başardık. Bu kiraları simitle ödüyoruz. Biz Türkler inanırsak, kendimize güvenirsek, birlik olursak başaramayacağımız hiçbir şey yok. Biz simitle bunu başardık. Simit Sarayı markasıyla dünyanın en iyi noktalarında mağazalar açıyoruz. İnsanlara Simit Sarayı'nı ezberletiyoruz. 5 yıl içinde sadece yurt dışında bin mağaza açacağız. Bu mağazaların 650'siyle sözleşme yaptık. İnşallah dünya markası olmayı başaracağız."
Kavukcu, hem Londra'da hem de Türkiye'de üretim yaptıklarını dile getirerek, "Londra'da 85 mağazası olan bir zincirle konuşuyoruz. İnşallah onu da bitirirsek bir anda 85 mağazayı Simit Sarayı yapacağız. Bu yıl 2 ülkeye daha giriyoruz. 2019 yılında tamamen Uzakdoğu pazarına yöneleceğiz. Biz 1,5 liraya simit satarak bu ciroları yapıyoruz. Türkiye'den böyle markalar çıkarmamız lazım. Türkiye'de başaran insan yurt dışında çok daha iyi başarır. Biz dünyada 10 markadan biri olacağımızın sözünü veriyoruz." ifadelerini kullandı.
"HAZIR GİYİM SEKTÖRÜNDE FIRSAT ÇOK"
Koton Yönetim Kurulu Üyesi Gülden Yılmaz, ilk kez geldiği etkinliğin büyüklüğünden etkilendiğini söyledi.
İçinde bulunulan dönemde global fırsatların geleceğinden ziyade geleceğin belirsizliğinin öne çıktığını belirten Yılmaz, şöyle devam etti:
"Dünya, birçok yönden kartların yeniden karıldığı ve yeni düzenin oluştuğu bir evrede. Bir taraftan dünyada ekonomik büyüklük anlamında lider oyuncular yer değiştiriyor. ABD'nin yerine Çin, küresel olarak da Batı dünyası yerine aslında Asya ekonomideki ağırlıklı aktör oluyor. Bu anlamda geleceğin Asya'dan yükseleceğini söyleyebiliriz. Bu tablo şirketleri her yönüyle ekonominin yeni coğrafyasına ve oyun sahasına hazır hale gelmeye de zorlayacak. Diğer taraftan da dördüncü sanayi devriminden söz ediyoruz. Onun oluşturacağı yeni bir dünya düzeni var. Bu pek çok öngörülebilir ve öngörülemez şeyler getirecek. Öngörülebilir durumların başında Batı dünyasının kendine daha fazla yeter hale gelecek olması. Robotik, 3D teknolojileri, internet tabanlı yeni ticaret platformları, yapay zeka, yeni malzemeler tüm bunlar Batı dünyasındaki üretimi düşük maliyetle yapılabilir hale getirecek. Sonuçta Batı dünyası aslında kendi kendine daha fazla yeter hale gelecek gibi görünüyor."
Yılmaz, Batı dünyasındaki bu yeni üretim yöneliminin pek çok mavi yakalı işsizi ortaya çıkaracağını ifade ederek, "Beyaz yakalılar arasında ancak sofistike işlerde çalışabilecek nitelikte insanlar ortaya çıkabilecek. Dolasıyla hem dünya ölçeğinde hem de Batı dünyasındaki toplumlar ölçeğinde üretim ilişkilerinde alttakiler ve yukarıdakiler arasındaki farkın da açılacağını söyleyebiliriz. Yeni dünya aslında çok zor olacak. Ağır prosedürlerle kurumsallaşma adına ağır süreçlerle çalışan hantal şirketler gelecekte çok zorlanacaklar. Aslında global fırsat bizim içimizde ve organizasyon biçimimizde. Türk hazır giyiminde iki önemli fırsat görüyorum. Biri hızlı moda sektöründe gelişmek ikincisi ise hızla globalleşen Türk markaları. Dünyada son yıllarda bazı niş segmentlerin dışında gelişen bütün markaların aslında hızlı moda sektöründen çıktığını görüyoruz. İnanıyorum ki önümüzdeki dönemde Türk hazır giyim sektörünün çok büyük orandaki ihracat payı globalleşen Türk markalarından gelecek. Hazır giyim sektöründe fırsat çok." dedi.