Türkiye, 24 Haziran seçimleriyle başta siyasal sistem olmak üzere pek çok alanda büyük bir dönüşüm sürecine girdi. Yeni dönemde yatırım hamleleriyle Türk ekonomisinde atılım sürecine devam etmesi beklenirken seçim haftası, Türk Lirası gelişmekte olan ülke para birimlerine göre pozitif ayrışarak zirveye oturdu.
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile ekonomi yönetimi de kökten değişim sürecinin bir parçası olacak. Yeni ekonomi yönetimi Hazine ve Maliye, Sanayi ve Teknoloji ile Ticaret bakanlıkları olarak 3 ayakta toplanacak. Ayrıca kurul ve ofislerle de ekonomi politikaları desteklenecek. Yeni ekonomi yönetiminin en önemli gündem maddesinin başında da ekonomide yapısal reformlar oluşturacak.
Türk Lirasının diğer para birimlerine göre pozitif ayrışmasını değerlendiren ekonomistler, yeni hükümet sisteminin ilk ekonomi yönetiminin gündem maddelerine ilişkin de yenisafak.com’a değerlendirmede bulundu.
TL değer kazanımında zirvede
Türk varlıklarında seçim sonrası pozitif ayrışma devam ettiğini ifade eden GCM Menkul Değerler Araştırma Uzmanı Enver Erkan, “Türk Lirası değer kazanımı ile gelişmekte olan ülkelerin para birimleri arasında ilk sırada yer almaktadır. Seçim belirsizliğinin ortadan kalkması sonrasında gözler yeni kabine içerisinde ekonomi yönetiminin nasıl şekilleneceği ve bu süreçte de maliye ve para politikası adımlarının yakın gündemde dolar kuru için önem arz ettiğini söyleyebiliriz” dedi.
“Yeni kabinede kimler olacak, ekonomi yönetimi kimlerden oluşacak ve ekonomik reformların uygulanabilirliği ne olacak, piyasa bunları merak ediyor” diyen Erkan, “Sonrası ise ekonomik reform süreci olarak izlenecektir” açıklamasında bulundu.
Seçim belirsizliği kalktı
İntegral Yatırım Araştırma Uzmanı Eda Karadağ, seçim belirsizliğinin ortadan kalkmasının TL üzerindeki baskıyı azalttığını ifade ederek, “Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 24 Haziran günü erken seçime gidileceğini duyurmasının ardından gündemimiz “seçim” oldu. Seçim belirsizliği, 24 Haziran günü kimin galip geleceği ve sonrasında Türkiye’yi nelerin beklediği gibi bir sürü soru işaretleriyle dolu bir süreç geçirdik. Artık bu belirsizlik ortadan kalktı” ifadelerini kullandı.
Karadağ, “Türkiye ilk turda seçimi sonuçlandırdı ve TL’nin üzerinde baskıyı bir nebze de olsa azaltmış oldu. Şimdi ise kulislerde ekonomi yönetiminde kimlerin olacağı konuşuluyor. Piyasanın sevdiği, Mehmet Şimşek, Naci Ağbal gibi isimlerin yerinde kalıp kalmayacağı merak konusu diyebilirim. Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın açıklamasında, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın yeni kabineyi 08 Temmuz’dan sonra açıklayabileceğini duyurdu. Piyasanın merakla beklediği kabineyi öğrenmeye biraz daha zaman var. Ancak bu süreçte TL üzerinde ciddi bir oynaklığın olmayacağını düşüyorum. Sonuçta Türkiye bir seçimi atlattı ve bir belirsizliği rafa kaldırdı” dedi.
“Bundan sonraki süreçte, piyasaları tatmin edici reformlar ve uygulamaların devreye girmesiyle ekonomik göstergelerde de iyileşmenin oluşabileceğini ve TL’de kalıcı pozitif bir ayrışmanın olabileceğini düşünüyorum” diyen Karadağ, “Ekonominin belli bir raya oturması için biraz daha zaman var. Uygulanacak reformlar ve bunların vereceği cevaplar bu süreçte önemli olacaktır” açıklamasında bulundu.
"Seçimin ilk pozitif etkisini yaşadık"
Seçim belirsizliğinin piyasalarda özellikle TL varlıklarında Nisan ayı ortası itibariyle ciddi bir etki yarattığını ifade eden Ekonomist Dr. Pelin Yantur, “Seçim öncesi görülen oynaklık seviyeleri oldukça yukarı yönlüydü. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi seçimi sonucu Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ilk turda seçilmesi ve bu nedenle politik belirsizliğin ortadan kalkmasıyla piyasalar ertesi gün sabah saatlerinde pozitif bir ayrışım yaşadı. Yukarı seviyelerde olan oynaklık son bir ayın en düşük seviyesine gelmişti. Burada seçimin ilk pozitif etkisini yaşadık. Fakat ardından ABD ile Çin arasında yaşanan ticaret savaşı belirsizliği ve AMB para politikası gelişmekte olan ülkeleri yakından etkilediği gibi günün ikinci yarısında TL varlıkları üzerinde de etki yarattı” dedi.
Yantur, yeni ekonomi yönetiminin yapacağı yapısal reformlarıyla birlikte enflasyonu düşüren uygulamalar ve yatırımcıları çeken icraatların, olumlu bir seyri ortaya çıkaracağını vurgulayarak, “Önemli olan bu süreçte manipülatif söylemlere prim vermemek” açıklamasında bulundu.