Seçim kampanyasında türlü yalanlarla algı ve dezenformasyon yapan muhalefet, umduğunu bulamayınca son çare olarak ekonomik tetikçiliğe sarıldı. Yürütülen battık-bittik algısı tutmayan ve 14 Mayıs seçiminde hayal kırıklığına uğrayan muhalefet, ekonomi üzerinden eş zamanlı operasyona kalkıştı. Cumhur İttifakı’nın Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde (TBMM) çoğunluğu elde etmesi ve yüzde 49,52 oy oranıyla seçimi birinci sırada tamamlayan Recep Tayyip Erdoğan’ın ikinci turu yüksek ihtimalle kazanacağının anlaşılması üzerine; Yedili Masa’nın ortakları, Londra destekli spekülatif içeriklerle korku senaryosu yazmaya girişti.
YALANIN BİNİ BİR PARA
Fetullahçı Terör Örgütü’nün (FETÖ) propaganda makinelerinin sosyal medyada bankacılık sektörünü hedef alan söylemleri muhalefet medyası aracılığıyla servis edildi. Dışarıdan yapılan saldırılara, içeriden destek veren ve siyasi bakış açılarını analizlerine yansıtan sözde ekonomistler de felaket tellallığına ortak oldu. “Faiz yüzde 50’ye çıkacak”, “Borsa çökecek”, “Dolar 30 lira olacak”, “Bankalar batacak” “Şirket iflasları başlayacak”, “İşsizlik patlayacak” gibi yalanları sosyal medyada dolaştıran tetikçiler, 2018’den bu yana sürdürdükleri algı oyununu bir kez daha sahneliyor.
KORKU SENARYOLARI İŞE YARAMADI
Ancak ekonomik tetikçilerin iddia ettiği gibi piyasalar, Cumhur İttifakı’nın Meclis’te çoğunluğu elde etmesini ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ikinci turda kazanmaya çok yakın olmasına olumsuz bir tepki vermedi. Spekülatif söylemlere ve ekonomik tetikçilerin girişimlerine rağmen dolar geçen hafta stabil kaldı ve sadece yüzde 1 değer kazandı. Avrodaki artış ise yok denilecek kadar düşük oldu ve yüzde 0,07 ile sınırlı kaldı.
DOLARDAN KAÇIŞ SÜRÜYOR
Döviz kurlarının uzun süredir sakin seyretmesi hem bireysel yatırımcıların hem de şirketlerin dolardan kaçışını beraberinde getiriyor. Doları artık bir yatırım aracı olarak görmeyen yatırımcıların yabancı para mevduatlarında azalma sürüyor. 5 Mayıs ile biten haftada 217,4 milyar dolar olan bankacılık sektörü yabancı para cinsi mevduatların toplamı 12 Mayıs ile biten haftada 3,8 milyar dolar azalışla 213,6 milyar dolara geriledi.
ALGIYLA YÜKSELEN HİSSELER ÇAKILDI
Borsa İstanbul’da da algı oyunlarına ve dezenformasyona rağmen, aşırı bir geri çekilme olmadı. Borsa İstanbul Ulusal 100 Endeksi, muhalefete yakın duran gruplara ait şirket hisselerindeki değer kaybı nedeniyle bu haftayı yüzde 6,1’lik düşüşle tamamladı. Borsa’daki bu kayıp, seçimden önceki hafta Muharrem İnce’nin Cumhurbaşkanı adaylığından çekilmesinin ardından “Kılıçdaroğlu kazanıyor” algısıyla yükselen şirket hisselerindeki düşüşten kaynaklandı. Nitekim bu hafta en çok değer kaybedenler; yüzde 15,91 ile İş Bankası (C), yüzde 13,35 ile Anadolu Efes Biracılık, yüzde 13,25 ile Yapı Kredi şeklinde sıralandı.
BANKALAR GÜÇLÜ VE SAĞLAM
Türkiye’de ısrarla bir finansal kriz çıkarmak isteyenlerin yalan ve iddialarının aksine bankacılık sektörü de güçlü şekilde üretimi, yatırıma, istihdama ve büyümeye destek veriyor. Veriler; bankacılık sektörünün güçlü sermaye yapısı, yüksek aktif kalitesi ve karlılık oranlarıyla son derece sağlıklı bir görünüme sahip olduğunu gösteriyor. Toplam mevduatı 10 trilyon 405 milyar lira seviyesinde bulunan bankacılık sektörünün kredi kullandırımı da güçlü. 9 trilyon 67 milyar liralık bir kredi hacmi bulunan Türk bankacılık sektörü, yılbaşında bu yana 1 trilyon 494 milyar lira (yaklaşık 75 milyar dolar) kredi kullandırdı.
KUR KORUMALI’YA İLGİ ZİRVEDE
Muhalefetin diline doladığı bir başka önemli konu da Kur Korumalı Mevduat uygulamasına yatırımcıların ilgisi artarak devem ediyor. Kur korumalı mevduatların toplamı 12 Mayıs ile biten haftada eklenen 143 milyar lira artışla 2 trilyon 346 milyar lira seviyesine ulaştı. Vatandaşın parasını hem uzun vadede hem de TL cinsi mevduatta tutmasını sağlayan Kur Korumalı Mevduat uygulamasının süresi geçtiğimiz aylarda 31 Aralık 2023 tarihine kadar uzatılmıştı. İşsizlik ise yüzde 9,9 ile tek hanede.
Bilge Yılmaz da algıya kalkıştı
İYİ Partili Bilge Yılmaz da daha fazla dayanamayıp manipülasyon yapanların kervanına katıldı. Millet ittifakı’nın “kurtarıcı” olarak lanse ettiği Yılmaz, kendi ekonomi politikalarını anlatmak yerine Türkiye ekonomi modelini hedef aldı. Kur Korumalı uygulaması üzerinden korku senaryosu geliştiren Yılmaz, yalana başvurmayı ihmal etmedi. Yılmaz, “KKM bir canavara dönüştü ve Türkiye ekonomisini yutmasına çok az kaldı! Bugün devlet KKM adı altında dolara %36 faiz ödüyor” iddiasında bulundu. Yılmaz’ın söyleminin aksine Kur Korumalı Mevduat uygulamasında doların yükseliş hızı, mevduatın dönem faizini aşması halinde devletin katkısı söz konusu olabiliyor.
BİR ÖRNEKLE SOMUTLAŞTIRALIM
Konuyu bir örnekle somutlaştıralım. Kur Korumalı mevduatların süresi 3 aydır. 22 Şubat 2023 tarihinde parasını Kur Korumalı’ya yatıran bir yatırımcı 3 ay sonra yani bugün ancak vadesi dolduğu için nemasını alabiliyor. Buna göre 22 Şubat’ta 18 lira 88 kuruş olan Dolar/TL seviyesi dikkate alındığında üç ayda sadece yüzde 4,9’luk bir artış oldu. Bankaların Kur Korumalı Mevduat’a verdiği faiz bu oranın çok üzerinde olduğu için devletin cebinden herhangi bir para çıkmıyor.