Vatandaşın güvenli liman olarak gördüğü altın, popülerliğini korumaya devam ediyor. Özellikle düğün sezonunun açılmasıyla beraber altına olan talep daha da arttı. Tabi bunu fırsat bilen sahtekarlar yine boş durmuyor. Uzmanların bile ilk bakışta ayırt edemediği bu sahte altınlar, herkesin korkulu rüyası olmaya başladı. Tüketiciyi korumak ve tuzağa düşmesini önlemek için her geçen gün farklı uygulamalar karşımıza çıkıyor.
Bu anlamda Türkiye‘de bir ilk olan sertifikalı altın sistemi güvenli alışveriş yapma imkanı ve altının içerisindeki oranı öğrenmeyi sağlıyor. Sertifikasız ürünlerde alıcı, bu oranı bilmediğinden altını satarken zarara uğruyor. Bu nedenle tüketicinin alım sırasında “altın sertifikası” sorgulaması büyük önem taşıyor. Konuyu kuyumculara sorduğumuzda ise, altın sertifika uygulamasının önemli olduğunu ancak her yerde bulmanın kolay olmadığını söylüyor. Kuyumcular: “Tanıdığınız, güvendiğiniz kuyumcudan alışveriş yapın” tavsiyesinde bulunuyor.
İLK BAKIŞTA AYIRT EDİLMESİ ÇOK ZOR
Altının sahte olup olmadığını anlamak için laboratuvar ortamlarında belirli testlerden geçmesi gerektiğine dikkat çeken Elizi Hasır Yönetim Kurulu Başkanı Fatih Yılmaz, şu an altının içerisindeki oranı denetleyen herhangi bir kurum olmadığından yakındı. “Yıllardır bu sektörün içerisinde olmama rağmen bakarak bu oranı ben bile anlayamam” diyen Yılmaz, “Altının bu anlamda kuyumcular odası tarafından denetimden geçirilmesi şart. Ayrıca son dönemlerde internette altın ibaresiyle satılan çok fazla kaplama ürün var. Tüketicilerin bu gibi durumlara dikkat etmesi çok önemli” uyarısında bulunuyor.
KAREKOD SİSTEMİYLE ÜRÜN KİMLİĞİ OLUŞTURULUYOR
Yılmaz, ürünlerde kullanılan barkod ve karekod numarasıyla ürün kimliği oluşturulduğunu belirterek, “Ürünün yanında verilen garanti sertifikası, uygulamadan QR koduyla tarama yapma imkanı sunuyor. Bu kod ürünün özelliklerine ve ürünün analiz raporlarına erişim imkanı tanıyor” diye konuştu.