Hac görevini yerine getirmek üzere kutsal topraklara gitmek için bu yıl Türkiye’den yaklaşık 2.1 milyon kişi başvurdu. Çekilen kura sonucunda ise 80 bin kişi kutsal topraklara yani Suudi Arabistan’a gitmeye hak kazandı. Dünyadaki tüm müslümanların yılın belli bir zamanında hac vazifesini yerine getirebilmesi için tüm ülkeler kura ile kutsal topraklara gidiş için vatandaşlarına onay veriyor.
Ülkelere verilen kontenjan ise Suudi Arabistan yetkilileri tarafından belirleniyor. Hürriyet'te yer alan habere göre, hacca gitmek isteyenlerin kura dışında hiçbir şekilde söz konusu hac döneminde hacı olmak için Suudi Arabistan’a gitmesi mümkün olmuyor. Hatta Hac ibadeti için gidiş ve dönüş tarihleri bile önceden belli oluyor. Buna göre bu yıl Türkiye’den kutsal topraklara gidişler 17 Temmuz’da başlarken, 15 Ağustos’da tamamlandı. Dönüşler ise 25 Ağustos’ta başlayıp 20 Eylül’de sona erdi.
20 Türk kaldı
Türkiye Seyahat Acenteleri Birliği’ne kayıtlı olmayan kaçak bir acente ise hacı adaylarını ‘kuraya sokmadan’ kutsal topraklara göndermeyi başardı. Ne olduysa işte bundan sonra oldu.
Kendisini ihbar etti
Edindiğimiz bilgilere göre sistem şöyle işledi: Suudi Arabistan’a giderek ticari bir iş yapmak için o ülkedeki bir firmadan davet yazısı alınması gerekiyor. Davette ‘iş görüşmesi için Suudi Arabistan’a gelmesi gerekmektedir’ gibi bir ifade yer alıyor. Bu davetiye, iş yapacak kişi dışında Türkiye’deki konsolosluğa da gönderiliyor. Kişiler, bu davetiye sayesinde ticari vizelerini alabiliyor. Burada da Suudi Arabistan’daki Nasco isimli firmanın davetiyeleri kullanılıyor. İşin ortaya çıkmasını da bu firma sağlıyor. Nasco isimli firma yaptığı incelemeler neticesinde kendi gönderdiği ‘davet’ yazılarından daha fazla davetiyenin olduğunu anlıyor. Yani davetiyelerin kopyalandığını tespit ediyor. Kendi verdiği orijinal davetiye dışındakilerin sahte olduğu bilgisini Suudi yetkililere bildiriyor. Aslında kendisini ihbar ediyor. İşte bu noktadan sonra devreye giren Suudi yetkililerin henüz ülkeden çıkış yapmayan ve sahte davet yazısı ile ticari vize alan Türk vatandaşlarının çıkışına izin vermediği ileri sürülüyor. Acentelere gönderilen söz konusu yazıda da Türklerin, Suudi yetkililere yardımcı olmadığı, Türkiye’de bu vizelerin alınmasına kimin aracılık ettiği konusunda bilgi vermedikleri için çıkışlarına izin verilmediği iddia ediliyor.
Ticari vize ile hac yasak
Yaşanan bu olay üzerine Türkiye Seyahat Acenteleri Birliği (TÜRSAB) Hac-Umreden Sorumlu Yönetim Kurulu Üyesi İbrahim Canatan ile konuştuk. Hac ve umre seyahatlerinde tüketicilerin neler yapması gerektiğini, uyması gereken kuralları Canatan anlattı. Canatan, “Tüketiciler hacca veya umreye özel sektörle gitmek istedikleri zaman Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından yetkilendirilmiş TÜRSAB’a üye acentelere üzerinden ilerlemeliler. Ayrıca hacca gitmek için kura ile buna hak kazanılması gerekiyor. Kura sonucunda hacca gitmeye hak kazanamayanlar gerek ticari vize gerek işçi vizesi olarak satılan kasap vizesi ile hac görevlerini yerine getiremezler. Bu yasaktır. Yasağa uyulmadığı için böyle bir sorunla karşılaşıldı. Ayrıca bu olayda yaşandığı gibi durumlarla karşılaşılmasın diye ticari vize verildiği zaman vizenin pasaport üzerinde yapıştırıldığı sayfanın hemen karşısına Türkçe ve Arapça olarak ‘Hac için geçerli değildir’ kaşesi vuruluyor. Dolayısıyla bu vizeleri alarak hac vazifesini yapmak isteyenler yanlış bir işin içine girmiş oluyor. Acentelere TÜRSAB tarafından gönderilen yazıda da resmi acenteler konu hakkında bilgilendirildi” diye konuştu.
Acentelere gönderilen o yazı
Kaçak acentenin izlediği yöntem ve haberleri olmadan sahte davet belgeleri düzenlenen Suudi Arabistan’daki firmanın açıklamaları Diyanet İşleri Başkanlığı aracılığıyla acentelere ulaştırılıyor. Acentelere gönderilen yazıda ise şu ifadeler yer aldı:
“Cidde Başkonsolosluğumuzdan alınan yazıda, sahte ticari vize ile Suudi Arabistan’a gelip hac farizasının ardından ülkemize dönüşte sorunlar yaşayan vatandaş sayımızda son günlerde artış gözlemlendiği, S.Arabistan’da faaliyet gösteren Nasco adlı firma yetkililerinin, kendilerinin onayı ve bilgisi olmaksızın sahte davet yazısı ve ticaret sicil belgesi düzenlendiği iddia ederek, firmaları davetlisi gibi görünen tüm yabancıların Suudi Arabistan’dan çıkışlarına engel oluşturacak şekilde çıkış yasağı koydurdukları belirtilmektedir. Yazıda, konuya ilişkin olarak anılan Başkonsolosluğumuzca Nasco firmasının kanuni mümessili Ammar M.M. Chabouk ile bir görüşme gerçekleştirildiği, söz konusu görüşmede, Chabouk’un, firmalarının bilgisi dışında, firmaları adına düzenlenmiş sahte belgeler ile çeşitli ülkelerden farklı kişiler adına ticari vizeler düzenlendiğini öğrendiklerini, bu durumu öğrenir öğrenmez konuyla ilgili olarak yasal şikayette bulunduklarını ve bu şekilde ülkeye giriş yapanların çıkış işlemlerinin durdurulduğunu, kendi tespitlerine göre bu sene için 160 kadar bu şekilde sahte vize düzenlendiğini, bunların büyük kısmının Türk vatandaşları tarafından kullanıldığını öğrendiklerini, halihazırda ise 20 kadar Türk vatandaşının bu yüzden Suudi Arabistan’dan çıkamadığını, firma olarak yaklaşımlarının, bu sahteciliğin kim tarafından yapıldığını tespit etmek olduğunu fakat konuyla ilgili olarak görüştüğü Türk vatandaşlarının kendisine bu konuda herhangi bir bilgi vermediklerini, dahası birbirinden farklı çelişkili ifadeler verdiklerini ifade ettiği kaydedilmektedir.”
Yazıda ayrıca, Chabouk’un Türk vatandaşlarına yardımcı olmak istediği belirtilirken, “Chabouk’un görüştüğü vatandaşlarımızın bu organize sahtecilik olayını kimin gerçekleştirdiği konusunu aydınlatmak için kendilerine yardımcı olmadıklarını ifadeyle, bu olayın kimin tarafından gerçekleştirildiğinin tespit edilmesi durumunda, firma olarak vatandaşlarımızın yurtdışında çıkışı için onay vermeye hazır olduklarını, eğer bu olayın failleri ortaya çıkmazsa firma olarak zan altında kalmaya devam edeceklerini, zira Suudili yetkililerin kendi firmalarından açıklama talep ettiğini dile getirdiği belirtilmektedir” ifadeleri kullanıldı.