Türkiye Rüzgar Enerjisi Birliği Başkanı (TÜREB) Mustafa Serdar Ataseven, Avrupa Rüzgar Enerjisi Birliği, TÜREB ve yenilenebilir enerji sektöründe teknik danışmanlık hizmeti sunan Belçika merkezli 3E şirketi iş birliğiyle düzenlenen offshore rüzgar enerjisi çalıştayına katıldı. Türkiye’de rüzgar enerjisi sektörünün 2005'te yayınlanan Yenilenebilir Enerji Kanunu sonrasında gelişmeye başladığını anımsatan Ataseven, gelecekte kara ve deniz üstü (offshore) rüzgar enerjisi yatırımlarıyla sektörün daha da büyüyeceğini kaydetti.
11 YILDA 47 KAT BÜYÜDÜ
Ataseven, Türkiye'nin 2007'de rüzgardaki kurulu gücünün 146 megavat olduğunu, bu yıl temmuz itibarıyla işletmede olan kapasitenin ise 7 bin megavatı geçtiğini söyledi. Özellikle son 5 yıldır Türkiye'de rüzgar sektörünün her yıl yüzde 25-30 büyüme gösterdiğine dikkati çeken Ataseven, geçen yıl Yenilenebilir Enerji Kaynak Alanları (YEKA) ihalesiyle birlikte toplamda 4 bin megavatlık kapasite tahsisinin yapıldığını aktardı. Ataveseven, geçen yıl tahsis edilen bu kapasitenin yaklaşık 5 milyar dolarlık yatırım hacmi oluşturacağını ve gelecek 3-4 yıl içinde bu kapasitenin işletmeye alınacağını ifade etti.
BİN 200 MEGAVATLIK YEKA PROJESİ BAŞLIYOR
Öte yandan, mevcut santrallerin kapasitelerinin artırılması için de Türkiye Elektrik İletim AŞ'ye bin 100 megavatlık başvuru yapıldığını söyleyen Ataseven, bu ilave kapasite tahsislerinin önünün açılması gerektiğini vurguladı. Ataseven, geçen ay duyurusu yayınlanan offshore YEKA rüzgar projesiyle Türkiye'nin yeni bir teknolojiye adım attığına dikkati çekerek, şunları kaydetti: "Burada bin 200 megavatlık bir projeden bahsediyoruz. Yüzde 60 yerli ekipman, yüzde 80 Türk mühendis şartı bulunuyor. İhalede tavan fiyat kilovatsaat başı 8 dolar/centten açılacak. 23 Ekim'de son başvuruları alınacak bin 200 megavatlık offshore rüzgar enerjisi santrali 3 milyar doların üzerinde bir yatırım hacmi ortaya çıkarıyor. Bu yatırımla birlikte, Türkiye’de kısa sürede sadece rüzgar enerjisine 10 milyar doların üzerinde bir yatırım yapılmış olacak. Türkiye'de kıyılarımız Kuzey Denizi'nde olduğu gibi 15-20 metre derinlikte değil, kıyı derinlikleri 75 metreden başlıyor. Bu da oldukça maliyet artıran bir unsur ama bunun da çözümü yüzen santral teknolojisi olabilir. Bunu da yarışmaya giren şirketler değerlendirecektir."
SANTRALDEKİ TEKNOLOJİYİ KIYI DERİNLİĞİ BELİRLEYECEK
3E Rüzgar Enerjisi Takım Lideri ve Offshore Uzmanı Barış Adiloğlu da Türkiye’de offshore rüzgar santrali için seçilen alanların kıyı derinliklerinin 50 metrenin üzerinde de olabileceğini ve bu durumda derinliklere bağlı olarak yüzen santral teknolojisinin kullanılabileceğini söyledi. Henüz çok yeni olan bu teknolojinin ilk örneğinin İskoçya’da 30 megavatlık bir projede uygulandığını hatırlatan Adiloğlu, Türkiye’nin buradaki tecrübelerden de faydalanabileceğini ve offshore santralde kullanılacak teknolojiyi kıyı derinliğinin belirleyeceğini belirtti. Adiloğlu, Türkiye’nin şimdiye kadar mega projeleri hayata geçirdiğine dikkati çekerek, “Offshore rüzgar enerjisi santralinde kapasitenin bin 200 megavat seviyesinde olması, mega proje olması, kesinlikle fiyat avantajı sağlayacaktır.” değerlendirmesinde bulundu.