Ermut, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz gecesindeki darbe girişiminin ardından, kredi derecelendirme kuruluşlarının yaklaşımını ve Moody's'in Türkiye'nin 'yatırım yapılabilir' notunu tekrar değerlendirmeye alması kararına ilişkin açıklamalarda bulundu.
Moody's'in 2014 Nisan ayında Türkiye ekonomisine ilişkin birtakım kırılganlıklardan bahsettiğini ve tahvilleri yatırım yapılabilir seviye olarak tanımlanan, "Baa3" ile negatif izlemeye aldığını ifade eden Ermut, "O günden sonra Moody's'in belirtmiş olduğu kırılganlıklar noktasında Türkiye, daha güçlü bir konuma ulaştı." diye konuştu.
Türkiye'nin, G20 ve OECD ülkeleri arasında Gayri Safi Yurtiçi Hasıla'sı (GSYH) en hızlı büyüyen ülkelerden biri olduğuna işaret eden Ermut, şunları söyledi:
"Özellikle 2014 yılının sonu itibarıyla yapısal reform sürecine ivme kazandırılmış, 'Öncelikli Dönüşüm Eylem Planları ve Hükümet Eylem Planları' hızla hayata geçirilmiş ve netice alınmaya başlanmıştır. Yurt içi tasarruf oranı makro ihtiyati tedbirler sayesinde artırılmış ve Türkiye'yi dış şoklara açık hale getiren cari açık istikrarlı bir şekilde düşüş göstermiştir. Ülkemizi güvenli bir yatırım limanı olarak gören uluslararası doğrudan yatırımcılar, 2015'in başından bu yana yaklaşık 21 milyar dolar yatırım yapmışlardır. Bu yatırımın, 13 milyar dolardan fazlası ülkemizde üretilen ürün ve hizmetleri artıracak şekilde sermaye girişi olarak yapılmıştır. Bu tablo bize ülkemizin ekonomik, yapısal ve mali gücünün 2014 yılına kıyasla gözle görülür bir ilerleme kaydettiğini göstermektedir."
"Yatırımcının iştahı devam ediyor"
Ermut, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın uluslararası yatırımcılara verdiği destek ve yatırım projelerinin yakından takibinin çok önemli olduğunu belirterek, "Türkiye'nin ekonomisine olumlu katkı yapan uluslararası doğrudan yatırımların artırılması için gerekli tüm çalışmaları yapmaya devam edeceğiz. Uluslararası doğrudan yatırımcılarla yaptığımız görüşmelerden edindiğimiz izlenim de Türkiye'ye olan güvenin ve yatırım yapma iştahının devam ettiğini göstermektedir." dedi.
Türk demokrasisini hedef alan kalkışmanın, Türkiye'nin kredi derecelendirme puanının bir bileşeni olan siyasi risk faktörü üzerinde baskı oluşturduğunu anlatan Ermut, "Ancak bu kalkışma milletimizin topyekun verdiği tepkiyle kısa sürede püskürtülmüş, siyasi partilerimizin birlik ve beraberlik içinde olması da siyasi risk unsurunun ülkemizin gündeminde olmadığını kanıtlamıştır. Türkiye zaten hak ettiği puanın altında. Bu elim hadisenin muhtemel olumsuz etkilerinin gerçekleşmeyeceğinin anlaşılmasından dolayı Moody's'in ülkemizin kredi puanı ile ilgili olumsuz bir karar almayacağını düşünmekteyim." değerlendirmesinde bulundu.
Piyasalar ve bankacılık sektöründe muhtemel olumsuzlukların yaşanmaması için hükümet ve Merkez Bankası'nın gerekli önlemleri ivedilikle aldığını vurgulayan Ermut, piyasalar ve bankacılık hizmetlerinin işlerliğinin sürmesinin sağlandığını kaydetti.