Küresel bazda değerlenen dolar, gelişmekte olan ülke para birimleri üzerinde baskı yaratmaya devam ederken merkez bankaları da artan oynaklığı engellemek için çeşitli tedbirlerle piyasalara müdahale ediyor.
ABD Merkez Bankası'nın (Fed) 2013 yılı mayıs ayında parasal genişlemeyi sonlandıracağını açıklamasıyla, gelişmekte olan ülke para birimleri karşında değer kazanmaya başlayan dolar, parasal genişlemenin sonlandırılmasının ardından şimdi de faizlerin 2015 yılı ortasında, hatta daha önce artırılabileceği beklentisiyle yükselmeye devam ediyor.
ABD tarım dışı istihdam verisinin beklentilerin oldukça üzerinde gelmesi Fed'in faizleri tahmin edilenden önce artırabileceği beklentilerini artırırken, dolar yükselişini sürdürdü ve dolar endeksi de 89,6 seviyesine çıkarak son 5,5 yılın zirvesini gördü.
Doların hızla değer kazanmasına karşı gelişmekte olan ülke merkez bankaları da kendi para birimlerini korumak adına bir dizi önlem almaya başladı.
En son Meksika ve Endonezya merkez bankaları da para birimlerindeki değer kaybını engellemek için döviz piyasasına müdahalede bulundu. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'da (TCMB) döviz kurlarındaki oynaklıkta görülen artış nedeniyle günlük döviz satım ihale tutarını 20 milyon dolardan 40 milyon dolara yükseltti.
Rus Rublesi son bir yılda dolar karşısında yüzde 65 değer kaybetti. Arjantin Pesosu yüzde 31, Japon Yeni'ndeki kayıp da yüzde 13,55 oldu.
Türk Lirası bir yıllık dönemde dolar karşısında yüzde 5 değer kaybederken özellikle TCMB'nin son iki ayda uyguladığı etkin likidite politikası TL'nin daha fazla değer kaybetmesini önledi.
Ekonomistler, doların diğer para birimlerindeki değer kazancını ve merkez bankalarının bu yükselişi sınırlamak için aldığı önlemleri değerlendirdi.
Dolarda ralli
Economics Consulting (EEC) Kurucusu ve Ekonomist Şevin Ekinci, gelişmekte olan ülke para birimleri endeksine göre doların son 14 yılın en yüksek düzeyine ulaştığını ve dolar endeksinin ise 2009 yılından bu yana en yüksek düzeyi gördüğünü anlattı.
Dolardaki rallinin ciddi bir global ekonomik probleme sebep olmasından endişe edildiğini belirten Ekinci, birçok gelişmekte olan ülkede yüksek enflasyon, düşük büyüme emarelerinin görüldüğünü, Hindistan Merkez Bankası'nın düşük gelen 3. çeyrek büyüme rakamına karşın, enflasyon endişesi nedeniyle faizi indiremediğini ve bunun altında Rupi'nin değersizleşme beklentisinin de olduğunu dile getirdi.
Ekinci, Brezilya'da enflasyonun hedeflenen yüzde 6,5 seviyesinin üzerinde olduğunu ve dolara karşı Brezilya Reali'nin hızla değer kaybetmeye devam ettikçe enflasyon baskısının daha da artacağını söyledi.
Dünya para birimlerinde şu andaki uyumsuzluğun merkez bankalarının aldığı farklı aksiyonlardan kaynaklandığını belirten Ekinci, "Uluslararası Ödemeler Bankası (BIS), çeyrekler itibariyle açıkladığı raporunda gelişmekte olan ülkelerin para birimlerini farklı bir noktaya koydu. Burada özellikle gelişmekte olan ülkelerde şirketlerin dolar yükümlülüklerinin fazla olduğunu, bu ülkelerde para birimlerinin dolara karşı değer kaybedeceğini belirterek bu şirketlerin kredi değeri yitireceğini ve finansal şartlarda sıkılaştırmaya gideceğini belirtti. BIS’in belirttiğine göre ülkelerarası bankaların gelişmekte olan piyasalara verdiği krediler 2014 yılı ortasında 3,1 trilyon doları aşmış durumda" diye konuştu.
"TCMB'nin dolar/TL 2,35 seviyesinin üzerini görmedikçe aksiyona geçeceğini düşünmüyorum"
Doların hızla değer kazanmasına karşı gelişmekte olan ülke merkez bankalarının da kendi para birimlerini korumak adına bir dizi önlem almaya başladığına dikkati çeken Ekinci, şöyle devam etti:
"Meksika Merkez Bankası, Meksika Pezosu'nu korumak adına dolar ihale programı başlatacağını ilan etti. Meksika Pezosu bir önceki işlem seansından yüzde 1,5 değer kaybettiği anda Meksika Merkez Bankası o gün içerisinde ihalede 200 milyon dolar satacak. Kasım ortasından beri Meksika Pezosu dolara karşı yüzde 5 değer kaybetmişti. Meksika Merkez Bankası’nın bu kararı yeni bir anonsa kadar devam edecek. Brezilya Merkez Bankası geçen Cuma günü bu hafta 1 milyar dolarlık bir ihale açacağını duyurmuştu. Bu satım ihalesi 2 Nisan 2015 tarihinde geri alım vaadiyle yapılıyor. Brezilya’da zayıflayan para birimine karşı faiz oranı da geçen hafta 50 baz puan artırılarak yüzde 11,75’e yükseltildi. Rusya ise uzun zamandır para birimini güçlendirmeye çalışıyor.
Geçen hafta para birimini güçlendirmek üzere Rusya Merkez Bankası kura müdahale ederek 4,5 milyar dolar satışta bulunduğunu yalanlamadı. Rusya Merkez Bankası rubleyi korumak için sene başından beri yaklaşık 70 milyar dolar sattı. Yine Rusya Merkez Bankası ekim ayında rubleyi korumak adına faizi yüzde 1,5 artırarak yüzde 9,5’e çıkarttı. Tüm bunların ruble seviyesini kurtarmak için pek az etkisi oldu. Bence Perşembe günü Rusya Merkez Bankası olağan toplantısında bir faiz artırımına daha gitmeli. Rusya Merkez Bankası 2015 yılında kuru tamamen dalgalanmaya bırakacak, bu Rusya ekonomisi açısından ilk başta sancılı olacaksa da uzun vade için kur tarafında alması zaruri bir karar olarak duruyor."
Merkez bankalarının aldığı kararların haricinde ülkelerin kendi para birimleriyle ticaret yapabilmelerine imkan sağlayan anlaşmalar yapıldığını vurgulayan Ekinci, buna örnek olarak Brezilya'nın Uruguay ve Çin'in Rusya ile karşılıklı para birimleriyle ticaret yapmalarının gösterdi.
Güney Afrika Merkez Bankası'nın zayıflayan zar para birimine karşı nasıl bir aksiyon alacağının merak konusu olduğunu ifade eden Ekinci, "Güney Afrika Merkez Bankası bence faiz kararını değiştirmek için bir ay daha beklemeyi seçecektir" dedi.
Ekinci, TCMB'nin dolar/TL'nin 2,35 seviyesinin üzerini görmedikçe aksiyona geçeceğini düşünmediğini sözlerine ekledi.
"Dolardaki güçlenmenin gelişmekte olan ülkelere etkisi önemli ölçüde ayrışacak"
Odeabank Ekonomik Araştırmalar Müdürü İnanç Sözer, konuya ilişkin değerlendirmesinde ekonomik aktivitede ABD ile Avro bölgesi ve Japonya arasındaki belirgin momentum farkının ve buna paralel para politikası duruşlarındaki farklılaşmanın dünyada önde gelen altı para birimine karşı doların değerini gösteren dolar endeksinin Temmuz başından bu yana yüzde 12 artarak Mart 2009'dan bu yana en yüksek seviyeye ulaşmasına neden olduğunu söyledi.
ABD'de 2014 yılının ilk 11 ayında 1990 yılının sonlarından bu yana en yüksek istihdam artışı sağlanırken Avro Bölgesi'nde işsizlik oranının inatçı bir şekilde yüzde 11,5 ile rekor seviyelerine yakın seyrettiğini aktaran Sözer, istihdam piyasasından da görülebileceği üzere, destekleyici emtia fiyatlarına karşın ABD'de enflasyonun yüzde 2'lik hedefin sınırlı altında bulunurken, Avro Bölgesi'nde yüzde 0,3 ile deflasyonist koşullarının sürdüğüne işaret ettiğini aktardı.
2015 yılına ilişkin beklentilerin bu ayrışmanın süreceği yönünde olduğunu aktaran Sözer, ABD'de toparlanma güç kazanırken, Avro Bölgesi'nin politika teşvikleriyle deflasyondan çıkmaya odaklanacağını, Asya ülkelerinde de Japonya ve Çin öncülüğünde ciddi ekonomik zayıflıkların ve bunlara önlem olarak destekleyici politika tedbirlerinin ön plana çıktığını kaydetti.
Sözer, bu durumun yaklaşık altı yılın zirvesine ulaşan doların gelecek dönemde de değerlenmeye devam etmesi için önemli bir zemin sunduğunu belirterek, şunları söyledi:
"Hem dolardaki güçlenmenin doğal bir sonucu olması hem de Çin'de büyümedeki yavaşlamanın boyutuna dair belirsizlikler, emtia fiyatlarını da hızla aşağı çekerek Türkiye gibi emtia ithalatçısı ülkelere bu zorlu dönemde destek veriyor. Yaklaşık iki yıldır G20 toplantılarında IMF'nin liderlere en önemli vurgusu ülkeler arası farklılaşmaya karşı önlem alınması idi. 2015 bu ayrışmanın daha da belirginleşeceği bir yıl olacak. Dolayısıyla dolardaki güçlenmenin gelişmekte olan ülkelere etkisi de önemli ölçüde ayrışacak. Emtia ihracatçısı ve dolar yükümlülüğü yüksek ülkelerde para politikalarının sıkılaştırılması beklenirken, emtia ithalatçısı ülkeler bu süreçten görece pozitif ayrışacak."
"Dolar, güvenli liman haline gelebilir"
Commerzbank Döviz Analisti Thu Lan Nguyen, piyasaların önceden, Fed'in faizleri ne kadar artıracağına ve bu artışın ne zaman olacağına karşı daha hassas olduğunu belirterek, Fed politikalarının normalleşmeye başladığını ve bu normalleşmenin piyasalar tarafından fiyatlandığını ifade etti.
Geçen hafta cuma günü ABD'de açıklanan tarım dışı istihdam verilerinin beklentilerin üzerinde gelmesinden sonra dolardaki güçlenmenin piyasalar tarafından daha iyi anlaşıldığına işaret eden Nguyen, Fed'in faizleri tahmin edilenden daha çok artırabileceğini ve doların da daha fazla değer kazanabileceğini bildirdi.
Nguyen, Fed'in faizleri 2015'in temmuz ayında artırmaya başlayabileceğini vurgulayarak, faizlerde 2015 sonuna kadar yüzde 1,5 oranında artışa gidebileceğini aktardı.
Piyasalardaki düzeltmenin daha sonra dolarda ralliye dönüşeceğini dile getiren Nguyen, dolar endeksinin 2015 sonuna kadar 94 seviyelerine yükselebileceğini vurguladı.
Faiz artışından sonra doların riskli para birimlerine karşı daha cazip hale gelmeye başlayacağını anlatan Nguyen, yüksek faiz oranlarıyla beraber doların güvenli liman haline gelebileceğini belirtti.
Nguyen, yüksek faizli para birimlerinin daha cazip faiz oranları sunmaları halinde daha az olumsuz etkilenebileceğini vurgulayarak, merkez bankalarının sıkı para politikasına mecbur kalabileceğini ifade etti.