Merkez Bankası’nın (TCMB) döviz kurundaki yükselişi kontrol için yarınki toplantıda faizleri artıracağı yönünde yurt içi ve yurt dışı piyasalar üzerinde oluşturulan algının altında Londra merkezli HSBC ve bazı spekülatörlerin olduğu belirlendi. Yurt içindeki bazı akademisyenlerin iyi niyetli açıklamaları manipüle ederek, Londra’nın arka sokaklarında TCMB’nin faiz artışı konusunda ‘izin aldığı’ dedikodusunun yaymaya çalışıldığı anlaşıldı. Türkiye’nin reel faizinin artı yüzde 3,58-3,60’larda olmasına karşın HSBC’nin sosyal medya hesaplarında Türkiye’deki reel faiz oranını eksi 4’lerde göstererek algı oluşturmaya çalışması dikkat çekti. Bu dedikoduların Londra merkezli olmasını kaynak gösterip ‘bilgiler doğru’ söylentisini yayan Türkiye merkezli bazı odakların, yatırımcıları döviz pozisyona çekmeye çalıştığı dile getiriliyor.
TCMB BEKLENTİLERİ BOŞA ÇIKARMALI
Merkez Bankası, bir süre önce başlattığı Türk Lirası Uzlaşmalı Vadeli Döviz Sözleşmesi (NDF) ile dolar kurunun ateşini kontrol altına alırken, son haftalardaki çevresel jeopolitik kargaşaya rağmen dolar kurunun 3,95’i aşmaması ve 3,82’lere kadar gerilemesinin altı çiziliyor. Böyle bir ortamda faiz artırımı algısıyla ilgili beklentilerin TCMB tarafından boşa çıkarılması gerekti ifade ediliyor. TCMB’nin ilk kez, Türk Lirası Uzlaşmalı Vadeli Döviz İşlemleri ile ileri tarihli kuru fiksleme ve doğacak farkın ise TL ile ödenmesi politika aracı geliştirdiğine dikkat çekiliyor.
REZERVLER ERİMEZ
Ekonomi kurmayları da, döviz talebi olan işletmelerin, bankaların ya da bireylerin ileri tarihte ortaya çıkacak kur farkının TCMB tarafından TL olarak piyasadan karşılanacağı, bu adımın ise rezervlerinin erimesini önleyeceği belirtiyor. Bu yolla TCMB’nin istediği kadar piyasaya TL ile kur farkı ödeyebileceğine dikkat çekiliyor. Merkez'in hali hazırda elinde kalan 1,5 milyar dolarlık taahhüdün yanı sıra, ihtiyaç oluşması halinde 2 milyar dolar daha kur farkını TL olarak ödeyebilme opsiyonu da var.
Kurdaki oynaklık dengelendi
Merkez Bankası’nın başlattığı Türk Lirası Uzlaşmalı Vadeli Döviz Sözleşmesi’nin önemine dikkat çeken ekonomi kurmayları, bunda Türkiye olarak çok geç kalındığını, AB ülkelerinin birçoğunda ve ABD’de 2001-2002 yılları arasında bu politika aracının uygulamaya girdiğini hatırlattı. Yeni sistemin başlamasıyla döviz kuru üzerindeki oynaklığın raya oturduğunun teknik izlemelerde görüldüğünü vurgulayan ekonomi kurmaylarının bu konudaki tespitleri şöyle: “Uygulamanın başlamasının ardından yurt içi yerleşiklerin döviz talebinin durduğu görüldü. Çünkü yatırım amaçlı döviz alan sayısı çok az. Onu zaten biliyoruz. Hep ticari hesaplardan talep olmuş. Onlar da MB’nin bu hamlesi ile risklerini hedge ettikleri için döviz almaya gerek görmediler. Dolayısıyla TCMB bu saat itibariyle faiz artırmamalı. Faiz artırmasına gerek kalmadı.”
'Opsiyonunu erken tüketme' uyarısı
Bugünkü Para Politikası Kurulu toplantısında faiz artırımına gitmesi halinde Merkez Bankası’nın opsiyon sıkıntısı yaşayacağına dikkat çeken uzmanlar, “FED yarın faiz artırdığı zaman yeniden dolar kuru yükselecek. Merkez Bankası şimdiden alacağı bir faiz artırma kararıyla elini zayıflatacaktır” uyarısı yapıyor.