Geçen yıl yüzde 7,4 büyüyen Türkiye ekonomisi, 2011 yılından bu yana en yüksek büyüme oranına ulaşırken, G20 ülkeleri içinde en hızlı büyüyen ekonomi oldu. Türkiye böylece bölgesindeki jeopolitik gerilimler, Avrupa’daki borç krizi, Gezi olayları, FETÖ’nün darbe girişimi gibi olaylara rağmen, 8 yıldır kesintisiz büyüme başarısını gösterdi. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), 2017 yılına ilişkin üretim yöntemiyle hesaplanan gayrisafi yurt içi hasıla (GSYH) sonuçlarını açıkladı. Buna göre, Türkiye ekonomisi geçen yıl yüzde 7,4 büyürken yılın son çeyreğindeki büyüme oranı yüzde 7,3 oldu. Böylece yüzde 5,5’lik Orta Vadeli Program (OVP) hedefi de 1,9 puan aşıldı. Üretim yöntemine göre cari fiyatlarla GSYH, 2017’de bir önceki yıla göre yüzde 19 artarak 3 trilyon 104 milyar 907 milyon lira gerçekleşti. Dolar bazında da 851 milyar 46 milyon dolar oldu. Kişi başına GSYH değeri, 2017’de cari fiyatlarla 38 bin 660 lira (10 bin 597 dolar) olarak hesaplandı.
Yatırım ve ihracattan güçlü katkı sağlandı
Türkiye ekonomisinin geçen yılki güçlü büyüme performansında, iç talebin yanı sıra yatırımlar ve ihracatın katkısı belirleyici oldu. İç talepteki artışta hükümetin ekonomiyi desteklemek için verdiği teşvikler, Hazine destekli Kredi Garanti Fonu (KGF) kredileri ile reel sektöre sağlanan destekler etkili oldu. Büyümeye 2016’da 2,23 puan katkı sağlayan tüketimin, geçen yılki katkısı 3,74’e çıktı. Büyümede yatırımların etkisi de dikkati çekti. 2016’da 0,67 puan olan toplam yatırımların katkısı geçen yıl 2,16 puana yükseldi. Türkiye’nin 2017’de ihracatı yüzde 10,2 artışla 157 milyar dolara çıkarken, büyümeye ihracatın katkısı 2,55 puan oldu. İthalat etkisinin çıkarılmasıyla net ihracat katkısı ise 0,145 olarak hesaplandı. Büyümenin sadece iç talep yoluyla değil, ihracatın ithalattan daha yüksek katkı sağlayarak, dış talepteki artışla gerçekleşmesi “dengeli büyüme” olarak nitelendiriliyor.
Büyümeye 2016’da 0,6 puanlık negatif etkisi olan yatırımlar ile net ihracatın, 2017’deki katkısı 2,31 puan olarak kayıtlara geçti. Devlet harcamaları yoluyla da büyümeye 0,7 puanlık katkı sağlandı.
Hizmetler lokomotif oldu
GSYH’yi oluşturan faaliyetler incelendiğinde, 2017 yılında zincirlenmiş hacim endeksi olarak tarım sektörünün katma değeri yüzde 4,7, sanayi sektörünün yüzde 9,2 inşaat sektörünün ise yüzde 8,9 arttı. Ticaret, ulaştırma, konaklama ve yiyecek hizmeti faaliyetlerinin toplamından oluşan hizmetler sektörünün katma değeri de 10,7 artış kaydetti. Öte yandan geçen yılın birinci ve üçüncü çeyrek büyüme hızında değişime gidilirken, birinci çeyreğe ilişkin büyüme oranı yüzde 5,3’ten yüzde 5,4’e, üçüncü çeyreğe ilişkin büyüme oranı da yüzde 11,1’den yüzde 11,3’e güncellendi.
Destekler belirleyici
Ekonomiden sorumlu Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, Türkiye ekonomisindeki güçlü büyümeye ilişkin yaptığı açıklamada şunları ifade etti: “2016 yılı son çeyreğinden itibaren ekonomiyi desteklemek için hayata geçirdiğimiz uygulamalar, yatırıma, üretime, istihdama ve ihracata yönelik teşvikler ve etkinliği artırılan Hazine Destekli Kredi Garanti Sistemi yoluyla reel sektörün finansmana erişiminin kolaylaştırılması yüksek büyüme performansında belirleyici oldu.”
Topyekun büyüme
Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, geçen yılki yüzde 7,4'lük büyüme oranının 2,3 puanının yatırım ve net ihracat kaleminden gelmesinin önemli olduğunu belirterek, rakamların, Türkiye ekonomisinin gelecek yıllardaki büyümeyi de destekleyecek şekilde derinlemesine büyüdüğünün göstergesi olduğunu vurguladı. Zeybekci, Türkiye'nin geçen yıl bütün sektörleriyle büyüdüğüne dikkati çekerek, "Bakanlığımızca düzenlenen teşvik belgeleri kapsamı yatırım hacmi de 2017 yılında yüzde 81 oranında tarihi bir artışla 178 milyar liraya ulaşmıştır. Türkiye yatırım ve ihracata dayalı topyekun bir hızlı büyüme sürecine girmiştir" dedi.
Sanayinin etkisi fazla
Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Faruk Özlü, Türkiye’nin 2017 yılının tamamında güçlü bir performans sergilemesinde sanayinin oynadığı role dikkat çekti. Özlü, “2018 yılının ilk göstergeleri büyümenin sanayi öncülüğünde hızlı şekilde yoluna devam ettiğini göstermektedir. Yatırım ortamını canlandırmak amacıyla vergisel düzenlemelerden, şirket kurulumuna ve bürokratik yüklerin azaltılmasına dair Hükümet olarak attığımız ve atacağımız adımlar 2018 yılında da ekonominin canlanmasına katkıda bulunacaktır. Ayırca KOSGEB desteklerini yeniden yapılandırıyoruz” dedi.
Tedbirler sayesinde
Kalkınma Bakanı Lütfi Elvan da, 2017’de elde edilen büyümenin önemli bir başarı olduğunu belirterek, “Bu başarıda hükümetimizce zamanında devreye koyulan tedbirler ve bunların kararlı bir şekilde uygulanması büyük bir paya sahiptir” ifadesini kullandı. Elvan, güçlü büyümenin yanı sıra kamu maliyesi ve bankacılık sektörünün bilanço yapısının ekonominin sağlam temeller üzerinde ilerlediğini gösterdiğine dikkati çekerek, bütçe açığının milli gelire oranının Orta Vadeli Program tahmininin yarım puan altında kalarak yüzde 1,5 olarak gerçekleştiğini, kamu borç stokunun milli gelire oranının yaklaşık yüzde 28 olduğunu kaydetti.
G20’de zirve Türkiye’nin
Türkiye ekonomisi, geçen yıl yüzde 7,4’lük büyüme oranıyla G20, Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD), Avrupa Birliği (AB) ülkelerine de fark attı. AB ortalamasının yaklaşık üç katı büyüyen Türkiye, dünyanın en hızlı gelişen ekonomilerinden Çin ve Hindistan’ı geride bırakarak dünya ekonomisinin yüzde 85’ini oluşturan G20’de zirvede yer aldı. TÜİK ve OECD verilerine göre, aynı dönemde Avro Bölgesi’nde büyüme yüzde 2,3, AB’de ortalama yüzde 2,4 olarak gerçekleşirken, Türkiye, büyüme hızıyla bu bölgelerin çok üstünde performans sergiledi. Avrupa’da geçen yıl en fazla büyüyen ülke yüzde 7,8 ile İrlanda oldu. Söz konusu dönemde G20’nin yıllık ortalama büyümesi yüzde 3,8 olurken, dünyanın en büyük ekonomilerinden Çin yüzde 6,8, Hindistan yüzde 6,4 büyüdü. Dünyanın en güçlü ekonomisi ABD’nin bu dönemdeki büyüme hızı yüzde 2,3 oldu.