Son dönemde finansman maliyetlerinin artması ve krediye erişimin zorlaşması sanayicinin en önemli sorunu haline geldi. 404 Kimya İcra Kurulu Başkanı (CEO) Erol Yarar, Yeni Şafak’a ekonomik gelişmelere ilişkin yaptığı açıklamada kredi maliyetlerinin döviz maliyetlerini solladığını söyledi. 3’üncü kuşak sanayici olduğunu anlatan Yarar, "1920’den bu yana biz sanayinin içindeyiz. Gıda ve kimya alanında faaliyet gösteriyoruz. Bugün Türkiye’de neden enflasyon düşürülemiyor? Çünkü finansman maliyeti geçen yılın temmuz ayına göre yüzde 300 arttı. Yani, 100 lira finansman maliyeti koyan bir kişi, bugün 300 lira ayırmak zorunda. Bir yerden para bulmadı ki bu kişi. Altın madeni veya gizli cevher bulmadıysa yani krediyle dönüyorsa ki bütün dünyada sanayici krediyle döner. Peki, nasıl olacak bu iş?” diye sordu.
DÖVİZ BİLE BU KADAR YÜKSELMEDİ
"Eskiden dövizin artmasından dolayı maliyetimiz artıyordu, şimdi finansman maliyeti dövizin 3 katını geçti” ifadesini kullanan Yarar, “Hiçbir zaman döviz yüzde 300 artmadı ki. Ama finansman maliyetimiz yüzde 300 arttı. Peki bu, bilançoya nasıl yansıyacak? Yani bilançodan biraz anlayan insan, diyecek ki sizin finans giderinizi yüzde 300 artıracak. Peki benim firmam geçen sene 100 lira borçluyken, demek ki bu sene 300 lira borçlu hale gelecek. Bunu nereden çıkaracağım ben, tabii ki aynı üründen çıkaracağım. Peki bu enflasyona yol açmayacak mı, açacak. Ya zararına sat diyeceksin o zaman itiraz edeceğiz, ya da bunu yansıt diyeceksin o zaman da fiyat artacak” değerlendirmesini yaptı.
BİZİM YÜZDE 7-10 BÜYÜMEMİZ LAZIM
Uygulanan iktisadi politikaların ikiye ayrılması gerektiğine dikkat çeken Yarar, şunları kaydetti: "Bir tanesi enflasyona yol açan aşırı tüketimin kısıtlanması. Öbür taraftan ise yatırımlarla Türkiye’nin ihracatını artıracak, ithalatını azaltacak yatırımların güçlü bir şekilde devamı. Bu ikisi birbiriyle çatışan unsurlar değilken, şu anda ikisi bir aynı kabın içine kondu. İkisine aynı tedavi sistemi uygulanıyor. Bu, ülkemizin iktisadi olarak gelişim ivmesini düşürür. Bana göre, Türkiye’nin her yıl yüzde 7 ila 10 büyümesi lazım.”
CİDDİ BİR POLİTİKAYA İHTİYACIMIZ VAR
MÜSİAD Kurucu Genel Başkanı da olan Erol Yarar, iç pazarda enflasyona yol açmadan büyümek için ciddi bir para, maliye ve sanayi politikasına ihtiyaç duyulduğuna işaret etti. Yarar, “Türkiye’de yatırım yapanları teşvik edecek bir vergi politikası olacak mı sorusunun, sanayici karşısında uygulanan pratikte bir değişikliği yok. Teşvik politikasında, vergi politikasında bir değişikliğimiz yok. Kredi politikasında ithal ikame veya ihracatı artırma konusunda krediye erişimde çok büyük sorunlar var. Krediye erişmek istediğiniz zaman ortaya konan koşullar, sizin krediyi elde edebilme imkanınızı belirler. Eğer bu koşullar sadece teminat esasına bağlanırsa, iktisadi gelişme istenen hızda olmaz” dedi.
ÇİN MODELİNİ ÖRNEK GÖSTERDİ
Yarar, diğer ülkelerde uygulanan kredi politikalarına ilişkin ise Çin örneğini vererek, şu değerlendirmelerde bulundu: “Çin’de sanayi yatırımı yapanların krediye erişimi çok kolay. Çin 30 yıl boyunca yüzde 10’un üzerine bu politikayla büyüdü. Bizde ise, siz bir kredi istediğiniz zaman hemen karşınıza bir teminat çıkarılır. Peki teminatı kim verebilir? Teminatı, olan verebilir. O zaman ne olur? Zengin olan daha zengin olur, fikri olan yatırım şevki olan Türkiye’yi geliştirecek fikirleri olana hiç değer verilmez. Çünkü onun teminatı yoktur. Çin böyle yapsa zaten kalkınamazdı.”
SANAYİCİNİN OKSİJENİNİ KESMEYELİM
Sanayinin oksijeninin finansmana erişim gücü olduğunu vurgulayan Yarar, “Sanayicinin oksijeni; finansmana erişim gücü bir, erişim maliyeti iki, erişim hızı da üç. Bu üç şey çok önemli. Zamanında gelmezse o da fayda etmez. 10 günde ihtiyacım var gelmedi, ya fırsat kaçar ya iş batar. Bir çekin var ödeyeceksin, ödeyemedin mi bir çekin patladığın anda bütün çeklerin itibarsızlaşır. Bir kredini geç ödediğin zaman itibarsızlaşırsın. İkinci gün paranın gelmesi seni kurtarmaz. Dolayısıyla üç temel şeyde sanayici bugün çok büyük gol yiyor” diye konuştu.