İzmir'in Aliağa ilçesinde Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği'ne (TOBB) bağlı oda ve borsaların üyeleri ile birlikte çok farklı sektörlerden il, ilçe ve bölge temsilcileri bir araya geldi.
Toplantıya İzmir Ticaret Odası (İZTO) Yönetim Kurulu Başkanı Mahmut Özgener, Ege Bölgesi Sanayi Odası (EBSO) Yönetim Kurulu Başkanı Ender Yorgancılar, Deniz Ticaret Odası (DTO) Yönetim Kurulu Başkanı Yusuf Öztürk, Ege İhracatçı Birlikleri (EİB) Koordinatör Başkan Yardımcısı Birol Celep, İTB Başkan Yardımcısı Ercan Korkmaz, ALTO Yönetim Kurulu Başkanı Ömer Ertürk ve sanayiciler katıldı.
Toplantının açılışında konuşan İZTO Yönetim Kurulu Başkanı Mahmut Özgener, İzmir'i bölgesiyle bir bütün olarak ele aldıklarını söyleyerek lojistikten tarıma, ticaretten turizme kadar birbirinden çok farklı görünen projelerin aslında birbirine entegre olması gerektiğine inandığını anlattı.
"İşsizlik değil mesleksizlik sorunu"
EBSO Yönetim Kurulu Başkanı Ender Yorgancılar, İzmir'de mayıs ayında yapılan oda seçimlerinden sonra kurumlar arasında arzu edilen birlikteliği sağladıklarını söyleyerek üretilen malın satılması için ilçe odalarla entegre olmak gerektiğine dikkat çekti. Konuşmasında EBSO eski Başkanı, merhum Atıl Akkan'ı da anan Yorgancılar, şunları ifade etti:
"TOBB öncülüğünde başlatılan Mahir Eller projesi odamızda geçen hafta tanıtıldı. Bu proje sadece istihdam projesi değil şirketlerin ihtiyacı olan elemanların birbiriyle buluşturulacağı bir proje. Cuma günü Bakan Berat Albayrak ve 700 kişinin katılımıyla düzenlenen toplantıda meslek liselerin TOBB'a devredilmesini istedim. Daha önce 5 farklı Milli Eğitim bakanına bunu anlattık. Bakanlar 'tamam' diyor ama bürokratlar 'hayır' diyor. Almanya bugün dünyanın ekonomisine yön veriyor. Bunun sebebi meslek liselerindeki başarısıdır."
"Üreten değil tüketen vatandaş"
İTB Başkan Yardımcısı Ercan Korkmaz da bir süredir ekonomik anlamda çalkantılı bir süreçten geçildiğini belirterek, uluslararası yatırım kuruluşlarında Türk Lirası'nın daha da değerleneceği kanısı ve borsanın yükseleceği beklentisiyle Türkiye'ye yatırım çağrısı yapıldığını anlattı.
Korkmaz, "Küresel sermayenin bir bölümü ABD'den uzaklaşarak, daha yüksek getiri sunan gelişmekte olan ülkelere geri dönmeye başladı. Seyreden bu olumlu tablo ve döviz kurlarında yaşanan dengeleme cari açıkta da belirgin bir daralma yaşanmasına neden oldu" dedi. Bu süreçte iş dünyası olarak daha fazla üretimin önemine dikkat çeken Korkmaz, şöyle dedi:
"Artan market fiyatlarını dizginlemek ve vatandaşın mağduriyetine engel olmak maksadıyla devletimiz, geçtiğimiz hafta başında belediyeler aracılığıyla tanzim satışlarına başlamıştır. Bu satışlar olumlu ve olumsuz bakış açılarıyla bir süre gündemi meşgul edecek gibi görünüyor.
Ayrıca, kısa vadede bu uygulamalar çözüm üretse de uzun vadede üretim artışı, ürün kayıplarının önlenmesi ve sağlıklı piyasa koşullarında fiyat oluşumu konularına odaklanmamız gerekecektir. Tarım sektöründe üretimden pazarlamaya etkin bir yapının oluşturulması şarttır.
Nispeten uygun fiyatlı sebze ve meyve almak için bekleyen vatandaşlarımızın birçoğunun belki kendisi, belki ailesi kısa bir süre öncesine kadar bu mamullerin üreticisiydi. Şimdiyse kendi ürettiğini temin edebilmek için uğraş vermek zorunda kalıyorlar."
Egeli İhracatçılardan ülke ihracatına katkı
EİB Koordinatör Başkan Yardımcısı Birol Celep de konuşmasında ihracat ve ithalat rakamları hakkında bilgi verdi. Celep, Ege Bölgesi'nin 2018 yılında 20 milyar 745 milyon dolar ihracat yaparken ithalatın 15 milyar 201 milyon dolarda kaldığını ifade etti. İthalatın ihracatı karşılama oranının yüzde 137'ye ulaştığını kaydeden Celep, "Ege Bölgesi'nin 20 milyar 745 milyon dolarlık ihracat rakamına serbest bölgemizin gerçekleştirdiği 2,3 milyar ihracat rakamını eklediğimizde 23 milyar 110 milyon dolar ihracat rakamına ulaşıyoruz. Türkiye'nin 2019 yılı ihracat hedefine Ege Bölgesi olarak 25 milyar dolar katkı koymayı amaçlıyoruz. Ege Bölgesi'nden yapılan tarım ürünleri ihracatı ilk kez 5 milyar doları aştı. Türkiye'nin tarım ürünleri ihracatının yüzde 22'sini Egeli ihracatçılar gerçekleştirdi" dedi.
İzmir'de belediye başkanlığı görevini üstlenecek kişilerden bazı talepleri olduğunu anlatan Celep isteklerini şöyle sıraladı:
"İzmir'i dünya kentleri içinde yukarı sıralara taşımak, akıllı teknolojilerin kullanılmasını sağlamak ve genç girişimcilerin önünü açmak istiyoruz. Özel sektör üniversite ve belediye iş birliğinde altyapı sorunlarının ileriye dönük çözümü sağlanmalı. Bayındır ve Ödemiş gibi yerel kooperatiflerin üretimlerini ekonomiye kazandırmakla ilgili çalışmalar sürdürülmeli. Kent ihracatının artması için hedef pazarlarla ilgili dönemsel toplantılar yapılmalı."
"Teknelerden yüzde 18 KDV alınıyor"
DTO Yönetim Kurulu Başkanı Yusuf Öztürk de ticaret savaşlarının denizde de etkilerini sürdürdüğünü söyledi. Aliağa'da çok önemli konteyner limanlarının bulunduğunu belirten Öztürk, "2019'daki beklentiye baktığınızda gemi sayısında artış yok ama tonaj açısından yüksek beklenti var. Büyük gemiler de nalburlar yüzünden söküme gelmeye başladı. Önümüzde seçim var. Siyasi parti adaylarına her geldiklerinde denizcilikle ilgili bölgemizdeki durumu aktarıyoruz. Marinalarda kira sorunu, İzmir ve bölgesindeki daha maliyetsiz tekne parkları isteklerimizi anlatıyoruz. KDV sorunu denizcilikte de var. Otellerde yüzde 8 KDV varken teknelerde hâlâ yüzde 18 ile devam ediliyor. Bu durum turizme darbe vuruyor" diye konuştu.
Aliağa'nın 4 konteyner limanı ve 12 dökme terminali ile önemli bir yer olduğunu anlatan Öztürk, Çandarlı ve Alsancak limanlarının özelleştirme ve yapımıyla ilgili gelişmeler için seçim sonrasını beklediklerini dile getirdi.
Aliağa'da ulaşım ve konaklama sorunu
Aliağa'nın bir ticaret merkezi olduğunu ve sorunları bulunduğunu bildiren ALTO Yönetim Kurulu Başkanı Ömer Ertürk, üretilen ürünleri satmak ve satılan noktaya sevk etmekle ilgili sıkıntılar yaşadıklarını dile getirdi. Bugünkü konjonktüre göre Ailağa'nın bir çıkış kapısı olduğunu anlatan Ertürk şunları kaydetti:
"Aliağa'ya giren ve çıkan araç sayısı günlük 50 bin. Ödemiş'te, Denizli'de, Manisa'da üretilenlerin en önemli çıkış kapısı Aliağa. Bu yüzden bizim sorunlarımızla tüm iller ilgilenmeli. Üretimi sevk ettiğimiz noktadaki sorunların bir an önce giderilmesi lazım. 12 milyar dolarlık ihracatımız var. Çoğunluğu demir- çelik ve petrokimya ürünleri. Bunlar çoğunlukla Manisa'nın ürettiği ürünler. Ulaşım noktaları ve konaklama alanlarında büyük ihtiyaçlar ve sorunlarımız var. Bunları çözerek ekonomiye katkı koyalım istiyoruz. Dökmelerin yanında LNC gibi sorunlarımız var. Bombayı getirip yanımıza koydular. Biz Aliağa olarak sağlıklı kalmalıyız. Şehrimizde yaşayanları güvenle uyutmalıyız. Bölgemizde iş güvenlik sorunları var. Bu sorunları gidermek zorundayız."
Toplantıda söz alan diğer katılımcılar da ekonomik ve güncel durumu değerlendirdikten sonra görüş ve taleplerini dile getirdi.