Canikli, NTV'de FETÖ'nün darbe girişimi ve sonrasında yaşanan gelişmelere ilişkin soruları yanıtladı.
Darbe girişiminin, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin karşı karşıya kaldığı en büyük tehditlerden birisi olduğunu, devletin istiklalini, egemenliğini, bağımsızlığını doğrudan hedef aldığını belirten Canikli, söz konusu girişimin hem yürütülüş biçimi, hem de amaçları itibarıyla daha önceki darbelere göre çok daha vahim olduğunu söyledi. Canikli, Türkiye'nin seçilmiş Cumhurbaşkanını katletmekle başlayan bir girişimin söz konusu olduğunu ifade etti.
Canikli, darbe girişimine ilişkin istihbarat zafiyeti olup olmadığına ilişkin soruyu şöyle yanıtladı:
"Evet, bir istihbarat zafiyeti var. Bunu Sayın Cumhurbaşkanımız da çok açık, net bir şekilde ifade etti. Genel olarak bir istihbarat zafiyeti var. Düşünebiliyor musunuz, bu haberler ortaya çıkmaya başlayınca ülkenin en büyük istihbarat örgütünün başını arıyor Cumhurbaşkanımız ve ulaşamıyor, ulaşamadığını söylüyor. Burada en azından, en iyimser bir ifadeyle bir istihbarat zafiyeti söz konusudur. Bütün istihbarat sistemi için geçerli, sadece MİT için değil... Ciddi bir istihbarat zafiyeti var. En iyimser tahminle bir istihbarat zafiyeti var. Ötesinde ne var onu hep birlikte göreceğiz. Çalışmalar, süreç devam ediyor. Kısa süre içinde bunun sadece bir istihbarat zafiyeti mi, yoksa başka bir şeyler de var mı, onları hep birlikte bütün milletimiz görecek. O bilgilere ulaştığımızda elbette kamuoyuyla paylaşacağız."
İstihbarat sistemiyle ilgili "Çok ciddi, köklü, reformların yapılması gerekiyor, bunları da yapacağız." diyen Canikli, şöyle devam etti:
"Şu anda fotoğrafı tam olarak görmeye çalışıyoruz. Olan biteni bütün boyutuyla anlamaya çalışıyoruz. Her yerde ne oldu da, orada da ne oldu, ne bitti? Perde arkasında neler konuşuldu, neler yapıldı, neler planlandı. Her neyse bu zafiyetin alt parametrelerini çözmeye çalışıyoruz. Zafiyet olarak ortaya çıkan bu sonucun perde arkasını şu anda aydınlatmaya çalışıyoruz. Takdir edersiniz ki böyle bir durumda ciddi adımlar atılacağı, reformlar yapılacağı ve adeta bu sistemin yeniden şekillendirileceği bir noktada, bütün ayrıntılı bilgilere sahip olmamız gerekiyor ki sağlıklı... nedenini tam olarak ortaya koymadan teşhis ve tedavi yapmamız mümkün değil."
Askeri okullardaki eğitimle ilgili soru üzerine de Canikli, şöyle konuştu:
"TSK'daki eğitim planlarıyla ilgili sıkıntılar olduğu epeydir tartışılıyor. Özellikle sivil kanatta bu yönde çok yoğun tartışmalar var. Oradaki müfredatın ve eğitim biçiminin yeniden gözden geçirilmesi, o eski konseptten farklı, modern, önü açık, daha çağdaş ve Türkiye'nin vatandaşı ile milletiyle daha bütünleşik bir yapıda ve ideolojide bir yapının, müfredatın baştan sona kadar hayata geçirilmesi, gözden geçirilmesi şeklinde yoğun talepler var. Yaşadığımız bu süreç bunun daha acil bir şekilde gündeme getirilmesi ve bu noktada adım atılması gereğini ortaya çıkardı. Bunlar da elbette tartışılıyor. Gerekenler de yapılacak. Ciddi bir reform yapılacaklar arasında bu da var. Askeri okulların eğitim müfredatı, eğitim şekilleri, eğitim biçimleri mutlaka gözden geçirilmeli, anayasamızın özüne, demokrasi ve evrensel değerlere uygun hale getirilmeli, eğer bunlarla çatışan bir yürütme biçimi varsa bunlara uygun hale getirilmesi gerekiyor. Bunları elbette yapacağız."
"Her eylemin cezası bellidir"
Canikli, darbe girişimiyle ilişkililerin mal varlığına el konulmasıyla ilgili soruya karşılık da "Her eylemin cezası bellidir Türk Ceza Kanunu'nda. Bu fiiller yapıldığında bu kalkışma gerçekleştirildiğinde o fiilin karşılığı olan müeyyide ne ise o uygulanacaktır. Onun ötesinde yeni bir müeyyide, yeni bir cezalandırma kesinlikle söz konusu olamaz. O hukukun evrensel ilkelerine aykırıdır. O konuda çok hassasız. Onların cezalandırılmasına yetecek kadar, caydırıcı olacak kadar bizim TCK'da müeyyideler var. Ama onların ötesinde bu fiillerin gerçekleştiği dönemde olmayan yeni müeyyidelerin hayata geçirilmesi, böyle bir şey olamaz. Bu başka tehlikeli sonuçlar da ortaya çıkarabilir. Piyasaları da rahatsız edebilir, haklı olarak. Çünkü orada da başlayacak öyle bir hukuk dışına çıkma başka alanlara da yansıyabilir mi sorularını da doğal olarak beraberinde getirebilir. Kesinlikle böyle bir şeyin olması söz konusu değil." dedi.