İstanbul iş dünyası temsilcileri, Barış Pınarı Harekatı'na destek olmak amacıyla basın toplantısı düzenledi.
İstanbul iş dünyasından İstanbul Ticaret Odası (İTO), İstanbul Sanayi Odası (İSO), İstanbul Ticaret Borsası (İSTİB), İMEAK Deniz Ticaret Odası (DTO), İstanbul Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği (İSTESOB), Hak İşçi Sendikaları Konfederasyonu (HAK-İŞ) İstanbul İl Başkanlığı, Memur Sendikaları Konfederasyonu (MEMUR-SEN) İstanbul İl Başkanlığı, Türkiye İşçi Sendikaları Konfederasyonu (TÜRK-İŞ) İstanbul 1. Bölge Temsilciliği, Türkiye Kamu Çalışanları Sendikaları Konfederasyonu (KAMU-SEN) İstanbul İl Temsilciliği, Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) İstanbul İl Koordinasyon Kurulu Başkanları ve temsilcileri düzenledikleri basın toplantısı ile Barış Pınarı Harekatı'nı desteklediklerini açıkladılar.
İTO'nun Eminönü'nde bulunan merkez binasında düzenlenen basın toplantısına, Barış Pınarı Harekatı'na destek amacıyla İstanbul iş dünyasını temsilen İSO Başkanı Erdal Bahçıvan, İSTİB Başkanı Ali Kopuz, İMEAK DTO Başkanı Tamer Kıran, İSTESOB Başkanı Faik Yılmaz, HAK-İŞ İstanbul İl Başkanı Mustafa Şişman, MEMUR-SEN İstanbul İl Başkanı Talat Yavuz, TÜRK-İŞ İstanbul 1. Bölge Temsilcisi Adnan Uyar, KAMU-SEN İstanbul İl Temsilcisi Remzi Özmen ve TZOB İstanbul İl Koordinasyon Kurulu Başkanı Ömer Demir katıldı.
Basın toplantısında ortak açıklama metnini İTO Başkanı Şekib Avdagiç okudu.
"Bu harekat meşrudur ve uluslararası hukuka uygundur"
"Devletimizi destekliyoruz"
Suriye'nin toprak bütünlüğüne, egemenliğine ve siyasi birliğine saygı gösterilmektedir. Dolayısıyla bu harekat, meşrudur ve uluslararası hukuka uygundur" dedi.
"Türkiye olarak yıkmaktan, yakmaktan yana hiç olmadık, olmayacağız"
Avdagiç, "Ülkemiz özellikle Fırat'ın doğusunda sınırın ötesinde konuşlu terör örgütü unsurlarınca, son iki yılda yüzün üzerinde taciz ve hasmane eyleme maruz kalmıştır. Bu terör örgütleri, Suriye içinde ve Suriyelilere yönelik de saldırılar düzenlemektedir. Suriye'deki yerel halkın da terör örgütlerinin giderek artan insan hakkı ihlalleri, göçe zorlanma, taciz ve zulmüne karşı şikâyetleri ve tepkileri sürekli artmaktadır. Herkes artık şunu çok iyi görmelidir ki; masum insanları katleden ve ülkemizin güvenliğine de açık tehdit oluşturan terör gruplarına sessiz kalmamız beklenemez.
Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı Harekatıyla başlayıp devam eden tüm bu operasyonlarıyla Türkiye, terör örgütlerine ve destekçilerine gereken cevabı en güçlü şekilde vermektedir. Aynı zamanda da sivillerin ve masumların korunmasına azami dikkat gösterilmektedir. Zaten bunu hem Fırat Kalkanı hem de Zeytin Dalı harekâtlarında da gösterdik. Önceden terörün hâkim olduğu bölgede hayat normale döndü, barış ve huzur geldi. Yurtlarını terk etmek zorunda kalmış Suriyelilerin geri dönüşüne de zemin hazırlamış olduk. Türkiye'nin elinden gelen tüm imkânlarını bu bölgeler için nasıl seferber ettiğini de tüm dünya kamuoyu gördü. Çünkü biz inanıyoruz ki, gönül dünyasını ve insanları imar edemeyenler, yeryüzünü imar edemezler. Bizler Türkiye olarak yıkmaktan, yakmaktan yana hiç olmadık, olmayacağız. Bizim tarafımız huzurdur, barıştır, kardeşliktir" diye konuştu.
"Gün sessiz kalma değil, milli birlik ruhuyla bir ve beraber olarak ses verme günüdür"
Avdagiç şöyle devam etti:
"Aramıza kimse fitne ve fesat sokamaz"
Avdagiç, "Bu bölgede yaşayanlar bizim komşumuzdur, kardeşimizdir. Aynı medeniyetin, aynı kültürün, aynı inancın mensupları olan bizler arasındaki kardeşlik ve komşuluk hukukunu kimse yok edemez. Aramıza kimse fitne ve fesat sokamaz, bizi birbirimize düşman edemez. Türkiye'nin iş dünyasındaki bütün paydaşlar olarak, işvereni, çalışanı, esnafları olarak; dualarımızla ve bütün gönlümüzle devletimizin ve kahraman askerlerimizin yanındayız. Türk Silahlı Kuvvetlerimizin bölgedeki terör unsurlarını yok edeceğine ve terör örgütlerini hezimete uğratacağına olan inancımız tamdır. Tüm şehitlerimize Allah'tan rahmet diliyoruz, mekânları cennet olsun. Yaralılarımıza acil şifalar temenni ediyoruz. Cenab-ı Hak Mehmetçiğimizi korusun, Ordumuzu muzaffer kılsın" dedi.