Şimşek, TRT Haber'de katıldığı programda gündeme ilişkin soruları yanıtladı. Terör olaylarına ilişkin bir soru üzerine Şimşek, Türkiye'nin zor bir dönemden geçtiğini belirterek, terör olayları nedeniyle hayatını kaybedenlere rahmet, yaralılara şifa, ailelere de sabır dileğinde bulundu.
Türkiye'nin güçlü bir ülke olduğunu, bütün sorunların üstesinden gelebilecek kapasitesi bulunduğunu vurgulayan Şimşek, "Böylesine vahşi, şiddet içeren bir darbe girişimini milletimiz bertaraf etti. Bundan sonra terörle mücadelede de elimiz güçlü." diye konuştu.
Bugün teröre başvurmak için hiçbir sebep olmadığını vurgulayan Şimşek, reformlar yaptıklarını, bütün bölgeleri kalkındırdıklarını, özellikle Doğu ve Güneydoğu Anadolu'ya, batı ile arayı kapatması için çok daha fazla yatırım yaptıklarını anlattı.
Şiddete başvurmanın bir zemini olmadığını anlatan Şimşek, şöyle konuştu:
"Haklar şiddet yoluyla aranmaz. Türkiye; Irak, Suriye gibi değil. Ortadoğu'daki birçok ülkeden farklı olarak Türkiye gerçekten güçlü bir demokratik deneyimi olan bir ülkedir. Vatandaşlarımızın temel hak ve özgürlükleri garanti altındadır. Eşit vatandaşlık hukuku vardır. Bu şiddeti Kürt, Türk kardeşlerimize ve ülkemize reva görenlerin ipi başkalarının elindedir. Yani 100 yıl önce oynanan büyük bir oyun var, şimdi bazı sahneleri yeniden gündemde. Bunlar, bu oyunun maşası, aslında kullanılıyorlar. Terörle, şiddetle ne bir yere varılır, ne bir ülkeye huzur gelir, ne o ülkede demokrasi güçlenir."
"Terör örgütü büyük bir başarısızlığa uğrayacak"
Türkiye'yi demokratikleştirdikçe, bölgeyi ayağa kaldırdıkça, temel hak ve özgürlükleri artırdıkça terör örgütünün daha da vahşileştiğini, daha da şiddete ve terör başvurduğunu belirten Şimşek, "Bu bölücü terör örgütü göreceksiniz, büyük bir başarısızlığa uğrayacaktır. Çünkü şu anda milletimiz bir ve beraberdir." ifadelerini kullandı.
Terör örgütlerinin birbirleriyle paslaştığını da anlatan Şimşek, Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) ile PKK terör örgütünün amacının Türkiye'de istikrarsızlık yaratmak, ülkenin yükselişini durdurmak olduğunu söyledi. Şimşek, önümüzdeki dönemde devletin terör örgütlerinin yok olmasını sağlayacak çok daha güçlü bir planı ve çabası olacağını belirtti.
"Finansman kaynaklarının kurutulması önemli"
FETÖ ile bağlantılı şirketlere ve iş adamlarına yönelik operasyonu da değerlendiren Şimşek, 17-25 Aralık sonrasındaki sürecin milat olduğunu vurguladı. Şimşek, bu dönemden sonra terör örgütünün kara parasını aklayan, terörizmin finansmanını sağlayan şirketlerin, bireylerin suçlu olduğunu ve şu anda bu konuda hukukun işlediğini söyledi.
Şimşek, "Bu firmalar kendilerini biliyorlar, diğer firmalarımız, diğer girişimcilerimiz rahat olsunlar. Çünkü OHAL, bu tedbirler onlara yönelik değildir. Bizim derdimiz devlete çöreklenmiş ve en son bir darbe girişimiyle bu ülkenin geleceğini karanlığa gömmeye çalışan, bu ülkenin demokrasisini yok etmeye çalışan, hukuk devletini yok etmeye çalışan, geniş bir ağı olan bir terör örgütünün devletten temizlenmesi sürecidir." şeklinde konuştu.
Suçun şahsiliğine dikkati çeken Şimşek, operasyon yapılan şirketlerin Türkiye'nin birer değeri olduğunu, amaçlarının söz konusu varlıkları yok etmek olmadığını kaydetti. Şimşek, "Bizim derdimiz terör örgütünü yok etmek. Onun finansmanı kurutmaktır." değerlendirmesinde bulundu.
"İş adamlarımız, şirketlerimiz rahat olsunlar"
Söz konusu terör örgütünün finansman kaynaklarının kurutulmasının kritik öneme sahip olduğunu vurgulayan Şimşek, "Milletten zorla topladıkları paralarla bugün Avrupa'da Türkiye aleyhine propaganda yapıyorlar." görüşüne yer verdi.
Terörün finansmanının kurutulmasının Türkiye'nin önünü açacağının altını çizen Şimşek, bu şekilde Türkiye'nin kaynaklarının ülke aleyhine kullanılmasının önleneceğini söyledi.
Şimşek, terör örgütlerinin devlete kümelenmesine hiç kimsenin izin vermeyeceğini ifade ederek, "Dolayısıyla bizim yaptığımız şey hukuk devleti içerisinde terörün finansmanını kurutmaktır. Bunların sayıları bini geçmez. Dolayısıyla vatandaşımız müsterih olsun, şirketlerimiz, iş adamlarımız, girişimcilerimiz rahat olsunlar, yatırımlarına, işlerine, güçlerine baksınlar. Bankalarımızla bu anlamda yakın diyalog içerisindeyiz. Onlar da rahat olsunlar. Gerekirse tekrar onlarla bir araya gelinir." değerlendirmesinde bulundu.
Darbe girişiminin ülke ekonomisine etkilerini değerlendiren Şimşek, bu süreçte aldıkları tedbirleri anlattı. Milletin bu süreçte Türk lirasına güvendiğine dikkati çeken Şimşek, "Darbe girişimi ile başlayan ilk 3 haftada küresel yatırımcılar Türkiye'den para çıkarıyorlardı. Bu süreçte Borsa İstanbul'dan 616 milyon dolarlık, tahvilden 289 milyon dolarlık net çıkış olmuş. Ama son haftaya baktığımız zaman hisse senedine 186 milyon dolarlık, tahvile 478 milyon dolarlık giriş var." diye konuştu.
Ülkenin ekonomik temellerinin sağlam olduğuna işaret eden Şimşek, yurt dışındaki algının da iyileşmeye başladığını kaydetti.
Yurt dışında yatırımcılarla buluşulacak
Şimşek, yakın gelecekte yurt dışı ziyaretlere çıkacaklarını da belirterek, "Pazartesi Singapur, sonra Hong Kong, daha sonra da Tokyo. Asya-Pasifik ülkelerine gideceğiz. Çünkü buralarda çok ciddi tasarruf fazlası var ve yatırım kapasiteleri çok yüksek. Türkiye'de yatırımı olanlarla ve yatırım düşünenlerle buluşacağız, ülkenin normale döndüğünü anlatacağız." diye konuştu.
Eylül'de yapılacak G-20 Liderler Zirvesi toplantısına Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile birlikte gideceklerini bildiren Şimşek, burada Erdoğan'ın üst düzey görüşmeler gerçekleştireceğini söyledi.
Bu toplantının ardından Avrupa, Körfez ülkeleri ve ABD gezileri de yapmayı planladıklarını dile getiren Şimşek, "Bizim mesajlarımız basit ve net. Türkiye hızla normalleşti, temellerimiz sağlam. Türkiye batıdan kopmayacak. Türkiye komşuları ve çevresiyle daha güçlü ilişkiler kuracak. Amacımız istikrar, refah içinde bütün dünyanın ve bölgenin ayağa kalkmasıdır" ifadelerini kullandı.
Türkiye'nin şu andaki en büyük dar boğazının tasarruf açığı, cari açık olduğunu ifade eden Şimşek, önümüzdeki dönemde dışarıdan sağlanan kaynakla yatırım yapmanın sürdürülebilir olmadığını, bu nedenle tasarrufların artırılması gerektiğini vurguladı.
Döviz cinsi kredilerin takibe düşme oranının yüzde 1'in biraz üzerinde olduğuna dikkati çeken Şimşek, sorunlar olmasına karşın Türkiye'nin ekonomisinin sağlam olduğunu vurguladı.
Merkez Bankası rezervlerinin artırılmasında fayda olduğunu dile getiren Şimşek, "Bizde dalgalı kur sistemi var. Dolayısıyla rezerv ihtiyacı zaten düşük. Sabit kur sistemine sahip ülkelerde rezerv çok kritik öneme sahip. Türkiye gibi ülkelerde böyle bir zorunluluk yok. Merkez'in rezervlerini kullanmadık. Vatandaş 11 milyar doların üzerinde dövizini bozdurdu ve kazandı. Kur neredeyse darbe öncesi seviyelere döndü." şeklinde konuştu. Şimşek, zamanla rezerv biriktirmeye devam edeceklerine işaret etti.
"Güneş balçıkla sıvanmaz"
Kredi derecelendirme kuruluşlarına Türkiye'nin gerçeklerini anlatmaya devam edeceklerini kaydeden Şimşek, "İnşallah Türkiye'ye haksızlık olmaz, kredi notu düşürülmez. Çok da oraya takılıp kalmamak lazım. Türkiye'nin temellerini iyileştirelim, demokrasiyi geliştirmeye, Türkiye'yi büyütmeye devam edelim, eninde sonunda bizim notumuz artar. Çünkü güneş balçıkla sıvanmaz. Yatırımcılar biliyor." değerlendirmesinde bulundu.
Şimşek, Rusya ile ilişkilerin bozuk olmasının güvenlik konusunda tehdit, ekonomik açıdan da olumsuzluk yarattığına değinerek, "Her şey mükemmel dahi olsa, ilişkiler hemen eski seviyesine gelmeyebilir. Çünkü petrol fiyatları düşük. Rusya'nın mal satın alma, yatırım yapma, yurt dışına turist gönderme kapasitesi 2013-2014'teki düzeyde değil. Ama Rusya bizim için çok önemli bir ticaret ortağı, ilişkilerin tekrar rayına girmiş olması Türkiye için son derece önemli ve pozitif. Reyting kuruluşları, sadece buna baksalar yeterli." diye konuştu.
İsrail ile ilişkilerin normalleşmesine yönelik anlaşmanın Meclis kapanmadan geçmesini arzu ettiklerini belirten Şimşek, Suriye ve Irak'ta da barış ve huzurun hakim olması temennisinde bulundu.
"Yüzde 4,5 büyümeyi tutturamayız"
Şimşek, bir soru üzerine Orta Vadeli Programı geçen yılın şartlarına göre hazırladıklarını, ancak bugün şartların daha farklı olduğunu söyledi. O dönemde dünya ekonomisinin büyümesine ilişkin beklentilerin, daha olumlu olduğunu anımsatan Şimşek, "Dünya ekonomisinin büyüme oranları IMF tarafından aşağı doğru revize edildi. O gün dünya ticaret hacminin artışına ilişkin beklentiler daha olumluydu ama dünya ticaret hacmindeki artış büyümenin de altında kalıyor." şeklinde konuştu.
Darbeyi öngörmenin imkansız olduğunun altını çizen Şimşek, şunları kaydetti:
"Dünyada zaten büyüme de ticaret de öngörülenden daha düşük seyrediyor. Onlar da tahminlerini, aşağı doğru revize ettiler. Türkiye, büyük felaketin eşiğinden döndü ve hala onun sonuçlarıyla mücadele etmek zorundayız. Şimdi böyle bir ortamda büyümenin, öngördüğümüzden daha düşük gelme ihtimali yükselmiş. 3. çeyrekte büyümeye ilişkin aşağı yönlü riskler arttı. Biz ne kadar uğraşsak da piyasada bir miktar oynaklık, belirsizlik yaşandı. Çünkü, bir darbe girişimi oldu, olağanüstü bir durum."
Ekonomiyi canlı, büyümeyi güçlü tutmayı hedeflediklerini vurgulayan Şimşek, "Çok şükür iyi bir noktadayız ama deseniz ki, 'Bu sene yüzde 4,5 büyümeyi tutturabilir miyiz?' Hayır tutturamayız." dedi.
"Zorunlu trafik sigortalarında fiyatlar iniyor"
Şimşek, son 12 ayda 900 bin kişinin iş gücü piyasasına geldiğini, bunların 800 binine iş bulunduğunu bildirdi. Küresel krizden bu yana Türkiye'de 7 milyonun üzerinde vatandaşa iş bulunduğuna dikkati çeken Şimşek, bunun büyük bir başarı olduğuna vurgu yaptı. Türkiye'nin istihdam artışında, dünyada ilk 3'te yer aldığına işaret eden Şimşek, "İşsizlik oranını bu seviyelerde tutmak Türkiye için bir başarıdır" diye konuştu.
Zorunlu trafik sigortalarıyla ilgili gerekli yasal düzenlemelerin yapıldığını ve ikincil düzenlemenin devreye girdiğine de değinen Şimşek, fiyatların eskiye göre inmeye başladığını söyledi.