Uluslararası navlun fiyatlarındaki dengesizlik, Kovid-19 salgınından bugüne sürüyor. Küresel ticaretin en önemli halkası olan lojistikteki maliyetler, salgın sonrasında da ciddi yükseliş gösterdi. Şangay Konteyner Endeksi’ne göre, 2020 ve 2021 yılları arasında ertelenen talebin hızlı şekilde global ticarete yönelmesiyle navlun fiyatları, 5 bin dolar seviyelerini gördü. 2023’te 924 dolara kadar gerileyen rakamlar; Ukrayna Savaşı, Filistin direnişi, Panama Kanalı’nın kuraklıkla mücadele etmesi gibi nedenlerle yükselişe geçti.
KÜRESEL KRİZLER KAPIDAYKEN
2024’te ihracatını bir önceki yıla göre yüzde 2,5 artışla 262 milyar dolara çıkaran Türkiye’nin, bu başarıyı sürdürülebilir kılması için yeni yol haritalarına ihtiyacı var. Özellikle, ABD’nin Seçilmiş Başkanı Donald Trump döneminde artması beklenen ticaret savaşları da ülkemizin ihracatını olumsuz etkileyebilir. Dünyanın farklı bölgelerindeki siyasal krizlerin global ticareti olumsuz etkilemesine kesin gözüyle bakılıyor.
İHRACATÇILARDAN TAM DESTEK
İhracatımızın olası risklere karşı dirençli olması için özel sektör destekli milli gemi filomuzun kurulması gerektiği ifade ediliyor. Konteyner üretimi ve milli gemi filosu oluşturma işine çok önceden başlayan Çin, bugün birçok ülkeye örnek oluyor. Asya devi, uzak pazarlara erişimde filoun avantajını kullanıyor.
İhracatçı birlikleri, olası risklere karşı ve ihracatı desteklemek adına milli gemi filosu kurulmasına destek veriyor. Sektör temsilcileri, özel sektörle iş birliği içinde kurulacak filonun önemine dikkat çekiyor.
KONTEYNER MALİYETİNİ DÜŞÜRÜR
Paslanmaz Sanayi ve İş İnsanları Derneği (PASİD) Başkanı Aslan Küçükemre: Ticarette denizlerin daha da etkin kullanılması adına bu girişimden büyük memnuniyet duyarız. Kısa vadede milli ticaret filosu kurulmasının ve uzun vade de gemi filosu ihracatı gerçekleştirilmesinin gelişmiş ve modern gemi üretim sektörüne sahip bir ülke olarak hayal olmadığını düşünüyoruz. Uzak pazarlar stratejimize ek olarak konteyner maliyetlerine bir nebze su serpecektir.
UZAK PAZARLAR İÇİN STRATEJİK
İstanbul Demir ve Demir Dışı Metaller İhracatçıları Birliği (İDDMİB) Başkanı Çetin Tecdelioğlu: Milli ticaret filosu kurulmasından büyük sevinç duyarız. Rekabeti aşağıya çeken kalemlerden biri de özellikle deniz ticaretindeki lojistik maliyetleri olduğu için bu girişimin sektörümüze olumlu katkı sağlayacağına inancımız tam. Bu girişimin başlatılması özellikle uzak pazarlar stratejilerimizi de farklı boyutlarda değerlendirmemize imkan verecek. ABD pazarı için de büyük fırsatlar oluşturacağını söyleyebiliriz.
ÇİN’İN TAŞIMA AĞLARI VAR
İstanbul Hububat Bakliyat Yağlı Tohumlar ve Mamulleri İhracatçıları Birliği (İHBİR) Başkanı Kazım Taycı: Ülkemizin lojistik ağında ön planda olması tabii ki bize bir güç getirir. Fakat, bunu dikkatli ve planlı bir şekilde yapmamız lazım. Çin'in kendi taşıma ağları var ve limanlar satın alıyor. Önemli geçiş noktalarına ulaşabilen gemilere sahibi olmak otomatikman masada söz sahibi olmak anlamına gelir. Global şirketlerin kriterlerinin tutturulduğu düzende hareket edebilirsek Türkiye'deki tüm sektörlere çok olumlu yansır.
BU BİR MİLLİ GÜVENLİK SORUNUDUR
Ev ve Mutfak Eşyaları Sanayicileri ve İhracatçıları Derneği (EVSİD) Kurucu Başkanı Burak Önder: Lojistik performans sadece ihracat için değil üretim için de çok önemli. Abartma riskini göze alarak söylüyorum lojistik bir milli güvenlik sorunudur. Milli lojistik imkânınız olmazsa bırakın ihracatı üretimi bile zor yaparsınız. Bugün Çin başta olmak üzere gelişmiş ekonomiler lojistik stratejilerini ortaya koyuyorlar. Çin’in kuşak ve yol projesi, Hindistan’ın İMEC’i, Avrupa’nın küresel geçit projesi bunlardan birkaçı. THY’de sağladığımız başarılı örneği konteyner ve demiryolu taşımacılığında da sağlamalıyız. Limanlarımızdan başlayarak tüm bu lojistik süreçlerin yapılandırılması, mümkün olduğunca millileştirilmesi, lojistik imkân ve kabiliyetlerinin geliştirilmesi hem üretimimiz hem de ihracatımız için çok değerli olur.
HİBRİT MODEL DE DENEYEBİLİRİZ
Endüstriyel Mutfak, Çamaşırhane, Servis ve İkram Ekipmanları Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TUSİD) Yönetim Kurulu Başkanı Bekir Topuz: Devletimizin öncülüğünde böyle bir girişimin hayata geçirilmesinden büyük memnuniyet duyarız. Avrupa’nın yanında gelişmekte olan Afrika ve Amerika gibi uzak pazarlarımızın ana ulaşım kanalı olan deniz taşımacılığında böylesi bir girişimin hayat bulması, sektörümüze güç katacak. Fikrin hayata geçmesi, ihracatçımızın daha güvenli bir şekilde yeni pazarlara açılmasını de teşvik edecek. Ülkemiz, 1.000 grostondan büyük 2 binden fazla gemisiyle 48,9 milyon dedveyt tona ulaşan deniz ticaret filosu ile dünyada 12'nci sırada yer alıyor. Özel sektörün de rolü büyük. Piyasa içindeki dengeleri bozmadan hibrit bir modelin benimsenmesi gerektiğini düşünüyoruz.