, Kurtuluş Savaşı ve 1929 Dünya Ekonomik Buhranı’nın yıkıcı etkileriyle mücadele etmek için 1933 yılında kurulan Halk Bankası; mal katlığı, hayat pahalılığı ve yüksek faiz baskısı altında ağır ekonomik şartların yaşandığı bir dönemde Türk KOBİ’lerine ve sanayicisine nefes aldırdı. 1950 yılına kadar finansman sağladığı Halk Sandıkları kanalıyla önemli bir kredi hizmeti veren Halk Bankası, 1990 yılların başına kadar esnaf, sanatkârlar ve küçük işletmelerin sektördeki ilk bankası oldu.
BATIK BANKALARLA BİRLEŞTİRİLDİ
Ancak 90’lı yıllarda Türk Bankacılık sektörünün içinin boşaltıldığı süreçte Halk Bankası da uçurumun kenarına getirildi. 1992 yılında Türkiye Öğretmenler Bankası (Töbank), 1993 yılında Sümerbank ve 1998 yılında Etibank’ın devredilmesiyle birlikte Halkbank’ın mali yapısı adeta çökertildi. Onlarca bankanın içinin boşaltıldığı 28 Şubat zulüm ortamında Halk Bankası da özelleştirme kapsamına alındı.
IMF’NİN TALİMATIYLA KAPISINA KİLİT VURULACAKTI
Kasım 2001’de kamu bankalarının yeniden yapılandırma çalışmaları konusunda TBMM KİT Komisyonu ile Plan ve Bütçe Komisyonu üyelerine bilgi veren Dönemin Kamu Bankaları Yönetim Kurulu Başkanı Vural Akışık, “Ziraat ve Halk Bankası’nın 2002 yılı sonuna kadar özelleştirmeye hazır hale getirilecek” sözleriyle IMF’nin talimatını Meclis’in çatısı altında ifade etmekten çekinmemişti. Vural Akışık, yaptıkları çalışmalarla kamu bankalarının özelleştirme sürecini 2002 yılı sonunda tamamlamayı hedeflediklerini ifade etmişti.
TASFİYEDEN ZİRVEYE HALKBANK
2001 yılında IMF’nin talimatıyla tasfiye edilmek istenen Halkbank, iktidarın el değiştirmesiyle kapatılmaktan son anda kurtarıldı. O dönemde orta boy bir işletme kadar değer biçilmeyen Halk Bankası, daha sonraki yıllarda hızla toparlandı ve zirveye doğru yol almaya başladı. Bu yılın ilk çeyreği itibariyle aktif büyüklüğü 491 milyar lirayı bulan banka, şu anda Türkiye’nin en büyük üçüncü bankası konumunda. Halkbankası’nın Türk KOBİ bankacılığındaki pazar payı yüzde 19,4 civarında bulunuyor.
Tam bağımsızlık yolunda yürümeye devam