200 ülkeye makine teçhizatı satan imalatçılar ekonominin kaldıracı olma yolunda ilerliyor. Makine İmalat Sanayii Dernekleri Federasyonu üyeleri, “Makine Zirvesi-Vizyon 2030” kapsamında hedeflerini 2030 yılında yıllık 100 milyar dolarlık üretim olarak belirledi. Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank da, yüksek teknoloji için makine imalatına odaklandıklarını dile getirdi.
Dünyanın en büyük pazarlarından birini oluşturan Türk makine sektörü, milli ekonominin de en önemli çarklarından birisi haline geldi. Sektörün yurt içi pazarındaki toplam büyüklüğü 31,9 milyar doları buluyor.
Ülkemizde makine ihracatı, 2018'in ilk iki ayındaki 2.5 milyar dolardan 2019'un ilk iki ayında yüzde 8.1 artışla 2.7 milyar dolara yükseldi. Makine sanayi istihdam oranı da 2018 yılında yüzde 1.8 artarak 243 bin 550 olarak gerçekleşti. 2017 yılında 84,83 milyar lira olan sektörün cirosu 2018’de yüzde 20 artarak 99,4 milyar liraya ulaştı.
Makine İmalat Sanayii Dernekleri Federasyonu (MAKFED) tarafından dün İstanbul'da düzenlenen “Makine Zirvesi -Vizyon 2030” programında alanın önemine dikkat çekildi. Zirve sonrasında makine üreticileri iddialı hedefler ortaya koydu.
100 MİLYAR $’LIK ÜRETİM İMKANI
Zirvede konuşan MAKFED Başkanı Adnan Dalgakıran, Türkiye’de kamunun makine alanını Türkiye ekonomisinin lokomotifi olarak görmesi gerektini belirtti.
Dalgakıran, "Makineyi Türkiye ekonomisinin lokomotifi yapabilirsek, 2030 yılında yıllık 100 milyar dolarlık üretime ulaşabiliriz. Biz buna hazırız” dedi. Dalgakıran, federasyon olarak kamudan isteklerini ise nitelikli iş gücü, doğru rekabet ortamı ve gelişmiş ülkelerdeki rakipleri gibi eşit finansal koşula erişim olarak sıraladı.
ÖNCELİK MAKİNE SEKTÖRÜNE
Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank da, program açılışında yaptığı konuşmada, sanayide dijitalleşmenin yaygınlaşmasıyla makine sektörünün rolünün de arttığını belirterek, sanayi öncülüğünde büyümenin, sağlıklı bir ekonominin göstergesi olduğunu söyledi. Makine üreticisi firmalarının 200 ülkeye ürün sattığını ifade eden Varank, tüm kaynak ve imkanları, teşvik stratejilerini sanayi sektörüne sıçrama yaptırmak için planladıklarını vurguladı.
MİLLİ TEKNOLOJİ HAMLESİ
Küresel rekabet gücünü artıracak, ekonomik ve teknolojik bağımsızlığını temin edecek, yapay zekâ gibi kritik teknolojilerde atılım sağlayacak politikaları, milli teknoloji hamlesi olarak benimsediklerini dile getiren Varank, bu çerçevede hayata geçirdikleri projelerden bahsetti. Varank, şöyle dedi:
"Sanayicinin iş ve işlemlerinin tamamını bakanlığımıza gelip, tek bir kapıdan, hızlıca halledebileceği yenilikçi adımları da hayata geçirmeye devam ediyoruz. Kısacası, bizler sırtınızdaki bürokrasi yükünü hafifleteceğiz, sizler de zamanınızı ve enerjinizi üretime harcayacaksınız."
TÜRKİYE’YE LİG ATLATACAK
Uçtan Uca Yerlileştirme Programı hakkında da bilgi veren Varank, şunları aktardı: "Bu programla Türkiye’yi yüksek teknoloji üreten ülkeler ligine taşıyacağız. Milli teknoloji hamlemizin temellerinden birini oluşturacak yeni destek programımızın nihai hedefi, dünyadaki teknolojik dönüşüm sürecinde Türk sanayisini öncü konuma getirmektir. Tabi bu noktada, sanayide dijitalleşmenin yaygınlaşmasıyla birlikte, makine sektörünün rolü de önem kazanıyor. İşte bu nedenle, yeni destek programımızda önceliği makine sektörümüze vereceğimizi buradan ifade etmek istiyorum."