Önce helikopterle Milas'ın Ören Mahallesi ile Menteşe'nin Zeytinköy Mahallesi'ndeki yanan alanları havadan inceleyen Pakdemirli, ardından Zeytinköy Mahallesi'ne geçti.
Köy kahvesinde vatandaşların sorunlarını ve taleplerini dinleyen Bakan Pakdemirli, burada yaptığı konuşmada, yangın sonucu bir araya gelmekten dolayı üzgün olduğunu söyledi.
Siyasi hayatın içinden gelen bir aileye mensup olarak 50 yıldır siyasetle içli dışlı olduğunu aktaran Pakdemirli, "Bir yerde deprem oluyor. Deprem olduğu dakika, saat, Cumhurbaşkanımız uçağa binip olay yerine gidiyor. Van depreminde olduğu gibi. Ana muhalefet partisi liderine mikrofon uzatıp 'Nereye gidiyorsunuz?' diye soruyorlar. 'Salı günü belki gitmeyi düşünüyorum' diyor. Aradaki fark bu. Vatandaşın derdiyle dertlenmek, oy verilsin, verilmesin hiç önemi yok. Biz vatandaşın derdiyle dertleniyoruz. Gönül ister ki böyle elim olaylarla bir araya gelmeyelim. Hep güzel günlerde bir araya gelelim." diye konuştu.
Bekir Pakdemirli, hiç yangın çıkmaması için tüm gayreti gösterdiklerini dile getirdi.
"Bir ağacımız daha yanmasın istiyoruz"
Muğla'nın 3'te 2'sinin ormanlarla çevrili, yangın hassasiyetinin de çok yüksek bir il olduğunu ifade eden Pakdemirli, şöyle konuştu:
Bakan Pakdemirli, başta Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan olmak üzere her zaman bir ağacın önemine dikkati çektiklerini bildirdi.
Orman yangınlarının söndürülmesi ve temizlik çalışmasının ardından ilk işin yanan alanın ağaçlandırılması olduğunu vurgulayan Pakdemirli, şöyle devam etti:
Daha önce de söylediği gibi Dalaman ve Göcek'teki yanan alanın temizlenmesinin ardından eylülde tüm Muğlalılarla ağaçlandırılacağını anlatan Bekir Pakdemirli, şunları kaydetti:
"Bilinenin aksine, son 15 yılda Muğla'da 71 yangın çıkmış, yanan alanların hiçbiri imara konu edilmemiştir. Bu Türkiye için de geçerlidir. Hiçbir kimse bir yandan ormanı yakacak, sonra canını riske edip oraları söndürecek. Sonra da ormanı imara konu edecek. Böyle bir düşünce 80 milyon vatandaşımızın hiçbirinin kafasında yer alamaz. Bir yıllık bakanlığım süresince 65'ten fazla il dolaştım. Çok ilde birçok taleple karşılaştım. Buradaki talepleri de birebir takip etmek bizim boynumuzun borcudur. Zeytinköy travma geçirmiş bir köydür. Buralarda hayatın tekrar normale dönmesi için her şeyi yapacağız. Yaraların sarılması amacıyla devlet elinden geleni yaptı. Evler yapılıyor, dikimlerimiz tamam. Tarımda kadınlarımıza çok güveniyorum. Bölgede üretilen balın da daha yüksek fiyatlara satılması lazım. Üreticimizi koruyup, tüketicimizi de kollayacağız. Hep birlikte inşallah daha güzel günlere yelken açacağız. 7 bin zeytin fidanı diktik. 28 bin tane bal ormanı için gerekli fidanlar dikildi. Yeni talepleri de karşılamak için gayret göstereceğiz."