Hazine ve Maliye Bakanı Dr. Nureddin Nebati Türkiye Ekonomi Modeli’ni, Rusya’nın Ukrayna savaş açmasından kaynaklanan emtia fiyatlarındaki artışın Türkiye’de nasıl etki doğuracağını değerlendirerek, enflasyon ile mücadele ve gıdada arz güvenliğinin sağlanması için atılan adımları anlattı.
Şu anda uygulanmak ekonomi politikası olan Türkiye Ekonomi Modeli’ni gerek yurt içi gerekse yurt dışı piyasa aktörlerine anlatarak, hayata geçirilen bu politikanın çerçevesini çok net bir şekilde ortaya koyduklarını ifade eden Bakan Nebati, “Modelimizin temel hedefleri çok açık olup üretime, yatırıma ve ihracata odaklanarak, istihdamı artırmak, Türkiye ekonomisinin dengeli ve istikrarlı büyümesini sağlamaktır” dedi.
“Kur Korumalı Mevduat hesaplarında yüzde 56’sı dövizden dönüşmek üzere 557 milyar lira birikmiştir”
Nebati, Türkiye Ekonomi Modeli’nin öncelikleri arasında enflasyonla mücadele olduğunu her fırsatta dile getirdiklerini belirterek, diye konuştu.
“Gıda fiyatlarındaki artışı kontrol altına almak için tarımsal destekleri artırdık”
Enflasyonla mücadele adına son dönemde gıda ürünlerinde Katma Değer Vergisi (KDV) oranını yüzde 8’den yüzde 1’e, elektrikte ise KDV oranını yüzde 18’den yüzde 8’e indirdiklerini hatırlatan Bakan Nebati, “Gıda fiyatlarındaki artışı kontrol altına almak için tarımsal destekleri artırdık. Bunun yanı sıra gübre fiyatlarında da indirim yaptık” ifadelerini kullandı.
Birlikten Berekete Uygulaması yakın zamanda açıklanacakFiyat değişikliğine karşı tüketici farkındalığını artırmayı amaçlayan “Birlikten Berekete” isimli proje üzerinde çalışmalara devam ettiklerini ve yakın zamanda açıklayacakları bilgisini paylaşan Bakan Nebati, proje kapsamında tüketicilerin fiyat kıyaslamasını yapabileceği bir sistem oluşturarak tüketicilerin farkındalığını arttıracaklarını ve tüketicilerin makul fiyatlı ürünlere kolaylıkla erişim sağlayabileceğini söyledi.
“Enflasyonla Mücadele Timi ile fahiş fiyat uygulayan ve stokçuluk yapan firmalara karşı yasal zeminde sert önlemler alınmaktadır”
Enflasyon ile mücadele kapsamında attıkları adımların fiyatlara yansıyıp yansımadığını yakından takip ettiklerine vurgu yapan Nebati, şunları kaydetti:
“Attığımız adımları tamamlayacak şekilde tüzel kişilerden de enflasyonla mücadelede destek bekliyoruz”
Altın tasarruf ekosistemi ile vatandaşların fiziki olarak biriktirdikleri altınlarını kolay ve güvenli olarak nitelediği şekilde kuyumcular ve bankalar aracılığı ile finansal sisteme aktarabileceklerini ve tercih ettikleri şekilde değerlendirebileceklerini kaydeden Nebati, şunları söyledi:
“Vatandaşlarımız talep etmeleri halinde dağıtım kanalları olan kuyumcu ve bankalar üzerinden rahatlıkla altınlarını fiziki olarak da tekrar geri alabileceklerdir. Altın Depo ve Katılım Hesaplarına fiziki altınlarını rahatlıkla yatırabilecekleri gibi altınlarının karşılığı Türk lirası tutarları ile Altın Dönüşümlü Mevduat ve Katılım Hesabı açarak değer korumasından faydalanırken aynı zamanda risksiz kazanç sağlayacaklardır.”
“Attığımız adımlarla yastık altı altınların finansal sisteme dahil edilmesini ve ülkemizin yurt içi tasarruf imkanlarının geliştirilmesini amaçlıyoruz”
Bakan Nebati, vatandaşların birikimlerinde en çok paya sahip olan Darphane Ziynet Altınlarını kolayca değerlendirebilecekleri ve istediği zaman fiziki olarak çekebilecekleri Çeyrek Hesabı uygulamasını 1 Mart itibarıyla başlattıklarını anımsatarak, “Böylece, bu adımlarımızla yastık altı altınların finansal sisteme dahil edilmesini ve ülkemizin yurt içi tasarruf imkanlarının geliştirilmesini amaçlıyoruz” dedi.
Gıdada arz sıkıntısı yaşanmaması için devletin tüm kurumlarının gerekli tedbirleri aldığına vurgu yapan Nebati, “Bu çerçevede, sermayesinin tamamı Hazineye ait olan TMO’nun yurt içi arz ve talep miktarının dengelenmesi ve fiyat artışlarının mümkün olduğunca engellenmesini teminen un ve yem regülasyonuna yönelik hububat ithalatı ile ayçiçek yağı ithalatı devam etmekte olup Bakanlığımızca Kuruluşa finansman desteği sağlanmaktadır” ifadelerine yer verdi.
Toprak Mahsulleri Ofisi’nin (TMO) dışında özel sektörün de gerektiğinde hububat ve Ayçiçek yağı ithalatı yapabilmesi için gümrük vergilerinin sıfırlandığını hatırlatan Nebati, gıda ürünlerinde arz güvenliği ve fiyat istikrarının sağlanması amacıyla yağ hammaddesi kanola tohumu ile Ayçiçek yağının ikamesi olabilecek kanola yağı, aspir yağı, mısır yağı, soya sağı ve palm yağlarında uygulanan gümrük vergisi oranlarının 4 Mart’tan başlamak üzere geçici olarak 30 Haziran’a kadar sıfır olarak uygulanmasına karar verildiğini belirtti.
“İlgili Bakanlıklarla da koordineli çalışılarak piyasalar sürekli takip edilmektedir”
Et, pirinç, un, yağ gibi hayvansal ve bitkisel ürünlerde gerektiğinde ihracat sınırlaması getirilmesine yönelik olarak Tarım ve Orman Bakanlığına yetki verildiği bilgisini paylaşan Nebati, “Kırmızı mercimek, fasulye ve zeytinyağında ihracat kısıtlamasına 2022 yılının Şubat ayı sonunda başlanmıştır. 8 Mart itibarıyla, ayçiçek yağı, soya yağı, ayçiçeği tohumu, aspir, pamuk tohumu yağları, rep, kolza ve hardal yağı, mısır yağı ve margarin ihracatı durdurulmuştur. İlgili Bakanlıklarla da koordineli çalışılarak piyasalar sürekli takip edilmektedir” diye konuştu.
Arz güvenliğinin sağlanması ve ithalatın sekteye uğramaması için Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın da devreye girmesi ile gerekli adımların atıldığını dile getiren Nebati, yaklaşan hasat dönemi öncesi yağışların iyi gittiğini ve ilerleyen süreçte Türkiye’de gıda ürünlerinde arz sıkıntı olmayacağını düşündüğü söyledi.
“Yapılan haberler manipülasyondan ibaret, ülkemizin gıda anlamında stokları yeterli düzeydedir”
“77 dolardan 130 dolar seviyelerine kadar yükselen petrol fiyatlarının vatandaşlarımıza mümkün olduğunca az yansıması için gerekli tedbirleri almaktayız”
Akaryakıt konusunu ele alan Bakan Nebati, şunları söyledi:
“Ülke olarak maalesef petrol ürünlerinin yüzde 90’nın üzerinde bir kısmını ithal ederek karşılamaktayız. Bilindiği üzere, petrol alım satımında da fiyatlar en yakın erişilebilir dünya serbest piyasa koşullarına göre oluşmakta ve bu çerçevede EPDK tarafından fiyat izlemesi yapılmaktadır. Akaryakıt fiyatları uluslararası piyasalarda belirlenen petrol fiyatlarına göre şekillenmektedir.
Ukrayna’daki gelişmelerin de etkisiyle petrol fiyatları yılbaşındaki 77 dolardan 130 dolar seviyelerine kadar yükselmiştir. Bu artış da kaçınılmaz olarak akaryakıt fiyatlarına yansımaktadır. Devlet olarak bu artışların kalıcı olmaması ve vatandaşlarımıza mümkün olduğunca az yansıması için gerekli tedbirleri almaktayız.”
Bakan Nebati, göreve geldikleri ilk günden itibaren gerek yurt içi gerekse yurt dışı piyasa aktörleriyle toplantı yaparak Türkiye ekonomisinin karşılaştığı problemleri ele aldıklarını ifade ederek, “Yapılan bu toplantılarda başta Türkiye Ekonomi Modeli olmak üzere birçok konuda görüş alışverişinde bulunmaktayız” diye konuştu.
“Şu an için Türkiye ekonomisinin karşılaştığı en büyük problem yüksek enflasyondur”
İş dünyasının karşılaştığı problemleri ve sıkıntılara dinleyerek çözüm üretmek konusunda tüm kurumlarla beraber çalıştıklarını dile getiren Nebati, “Şu an için Türkiye ekonomisinin karşılaştığı en büyük problem yüksek enflasyondur. Dolayısıyla yüksek enflasyonun farkında ve bilincinde olup enflasyonu kontrol altına almak için birçok çalışma yapmakta ve tamamlandıkça bunları kamuoyu ile paylaşmaktayız” dedi.
“Özellikle İngiltere ziyaretimizde aldığımız geri dönüşler çok olumludur”
Bakan Nebati, yurt dışında çeşitli bankaların ve yatırımcıların üst düzey yöneticileri ile gerçekleştirdiği toplantılarda Türkiye ekonomi ile ilgili birçok konuyu ele aldıklarını hatırlatan Nebati, “Özellikle geçtiğimiz aylardaki İngiltere ziyaretimizde aldığımız geri dönüşler çok olumludur. Önümüzdeki dönemde de tüm piyasa aktörleriyle toplantılar düzenlemeye, karşılaştıkları problemleri dinlemeye, çözüm üretmeye devam ederek Türkiye ekonomisinin gelişmesi, büyümesi yönünde adımlar atmaya devam edeceğiz” dedi.