Bakan Nebati: Konut sayısında sınırımız yok kredileri artırırız

Hazine ve Maliye Bakanı Nebati, Anadolu Ajansı Editör Masası'na konuk oldu. Nebati, ''2022'de dünyanın her ülkesinde enflasyon yükseldi. Türkiye'de enflasyon hariç, tüm makro ekonomik göstergelerde tam bir iyileşme var'' açıklamasında bulundu. 'İkinci el konutta kampanya olur mu?' sorusunu yanıtlayan Nebati, ''İkinci el konutla ilgili talep var. Bankalarımızla bu konuda çalışma yapılıyor. Bankalarımız kendi belirledikleri faizle ikinci el konut konusuna girebilir. Konut sayısında sınırımız yok, kredileri artırırız'' ifadelerini kullandı.

Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati.

Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati, "Aralık ayında enflasyonun düşmesi, toplumdaki ataletin kırılmasını sağladı" dedi.

Dünya ve Türkiye ekonomisinde son birkaç yılda yaşanan gelişmelere değinen Nebati, dünya ekonomisinin çok sıkıntılı bir süreçten geçtiğini söyledi.

Kovid-19 salgınının dünyadaki herkesi ilgilendiren bir krize dönüştüğünü ifade eden Bakan Nebati, "Vuhan'da hapşıran bir kişi Brüksel'de insanların ölmesine, Londra'da zatürre olmasına, New York'ta günlerce yoğun bakımda kalmasına, Türkiye'de hastalıklardan dolayı hastanelere gitmesine yol açtı" diye konuştu.

Salgın sürecinin, küreselleşmenin dünyadaki herkes tarafından bizatihi yaşandığı bir dönem olduğuna dikkati çeken Nebati, herkesin bu dönemde kendisini karanlık bir tünelde gördüğünü bildirdi.

Nebati, bütün ülkelerde kapanmalar yaşandığı ve insanlar bu durumu içselleştirdiği için Türkiye'deki problemin bütün dünyadaki problemmiş gibi kabul edildiğini dile getirdi.

Salgın sürecinde Türkiye'nin daha önceden almış olduğu tedbirlerin etkisinin ve şehir hastaneleri projesinin ne kadar yerinde olduğunun anlaşıldığını vurgulayan Nebati, böylece Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a ve sağlık sistemine güvenin artarak devam ettiğini anlattı.

Döviz hareketliliği ve Rusya-Ukrayna Savaşı'nın ekonomiye etkileri

Salgının ardından geçen yılın şubat ayında Rusya-Ukrayna Savaşı'nın başladığını hatırlatan Nebati, bu nedenle emtia ve gıda fiyatları ile taşıma maliyetlerinde ciddi yükseliş yaşandığını ifade etti.

Dolar kurundaki artışın Türkiye'de fiyatların ciddi şekilde artmasına neden olduğunu vurgulayan Nebati, özellikle Aralık 2021'de dolardaki yükselişin fiyatlarda öngörülemezliği beraberinde getirdiğini ve beklenen kur üzerinden fiyatlama yapılmasının enflasyondaki artışı ciddi oranda artırdığını söyledi. Nebati, geçen yılın şubat ayında başlayan Rusya-Ukrayna Savaşı'nın bunun ciddi şekilde artmasına neden olduğunu kaydetti.

Bütün bu gelişmelerin üst üste geldiğini belirten Bakan Nebati, şöyle konuştu:

"Belki hatırlarsınız. 'Ah keşke bir 6 ay uyusak da gözümüzü kapatsak, 6 ay sonra açsak.' demiştim. Aslında savaş olmadığı, her yıl ülkemizde haziran, temmuz, ağustos ayı geldiğinde gerek gıda fiyatlarındaki düşme, turizmde meydana gelen canlılık, döviz girişlerindeki artışlar ülke ekonomisine her zaman bir nefes aldırır, toplumu da psikolojik olarak rahatlatır ama savaş bunu 6 ay artırdı."

"Tarihi iyileşmeler, tarihi rekorların kırıldığı bir dönemdeyiz"

Türkiye'de, bütün dünyada fiyat artışlarıyla ilgili bir problem olduğunun içselleştirilmesinin çok geç gerçekleştiğini vurgulayan Bakan Nebati, özellikle temmuz-ağustos aylarından itibaren yurt dışından gurbetçilerin memleketlerine geldiğinde hükümetin yaşanan enflasyon sorunu karşısında gerekli tedbirleri aldığını gördüklerini söyledi.

Yeni Evim Kampanyası

Sosyal Konut Projesi ile özellikle asgari düzeyde konuta ulaşımda zorluk çekenlere kapı araladıklarını anımsatan Nebati, ikinci kampanyayı da Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı ile bir sonuca getirip ilan ettiklerini söyledi. Nebati, kampanya öncesinde konut üreticileriyle bir araya geldiklerini belirterek, şu ifadeleri kullandı:

Daha önceki konut kampanyalarında fiyatların yükseldiğini, ihtiyacı olmayanların bunları aldıklarını, konut paralarının da dövize ve altına yatırıldığını dile getiren Nebati, bu sefer fiyatların yükselmemesi için daha önce konut fiyatlarındaki artışı kimlerin yaptığını takibe aldıklarını bildirdi.

Nebati, şu anda her türlü fiyatlamanın ellerinde olduğunu belirterek, "Bizim amacımız, konuta gerçekten ihtiyacı olan vatandaşların bu konutu alabilmeleri" dedi.

Kampanyanın ikinci amacının konut üretimini teşvik olduğunu vurgulayan Bakan Nebati, sadece proje üreticilerini değil, mahalle arasındaki müteahhidi de proje üreticisi olarak kabul ettiklerini anlattı.

Nebati, bu kapsamda Kredi Garanti Fonu paketi açıkladıklarını anımsatarak, "Üreticiye diyoruz ki 'Arsan var, paran yok. Al şu parayı, konutu inşa et ve Türkiye'nin konut ihtiyacını karşıla'" diye konuştu.

Bakan Nebati, bu nedenle bunu bir konut kampanyası değil "gayrimenkul finans mimarisi" olarak değerlendirdiklerini bildirdi.

Nebati, "Yeni Evim Kampanyası"nın açıklamasının ardından ikinci el konutlara ilişkin de benzer kampanya düzenleneceği yönünde haberler olduğunun hatırlatılması üzerine, kampanya kapsamında öncelikli hedeflerinin konut ihtiyacı olanlar olduğunu söyledi.

Konut ihtiyacı giderilirken üretimin de tetiklenmesini istediklerinin altını çizen Nebati, "Bu kampanyaların dışında bankalarımızla görüşerek tamamen bir özel hukuk çerçevesi içinde bu oranlardan faydalanmamak kaydıyla ikinci elde bir çalışma yapıyor arkadaşlarımız. Bununla ilgili son noktaya geldiğimizde bankalarımız özel hukuk çerçevesi içinde kendi belirledikleri faiz oranlarıyla ikinci el konut konusuna girebilirler" diye konuştu.

Bakan Nebati, konut fiyatlarındaki yükseklikten şikayetçi olan vatandaşların "kira veriyormuş" gibi ev sahibi olmasını sağlayan tedbirler aldıklarına işaret ederek, "Birincisi biliyorsunuz TOKİ'nin açıkladığı (İlk Evim) kampanyaydı. İkincisi de bizim (Yeni Evim) açıkladığımız. Bu kampanyalar dışında konut edimini sağlayacak imkanları gevşeteceğiz. Bunu da sağlamış olacağız. Önümüzdeki süreçte bu konut sahipliği biraz daha kolaylaşmış olacak" ifadelerini kullandı.

Konut üreticilerine çağrı

Konut kampanyası noktasında kamunun ve vatandaşın gereğini yaptığına işaret eden Nebati, konut üreticilerine de çağrıda bulundu. Nebati, "Bu bir çağrıdır. Pazartesi günü kamunun ortaya koymuş olduğu tavra, siz (konut firmaları) de destek vereceksiniz. Siz de bunu kampanyaya dönüştüreceksiniz" dedi.

Gerçek değeri ortaya koyacak değerleme şirketlerinin de devreye girmesinin gerektiğini belirten Nebati, "Gerçek değeri ortaya koyacak değerleme şirketlerinin de bu iş içinde olduğu bir yapının artık yavaş yavaş Türk gayrimenkul piyasasına girmiş olması gerekiyor" ifadesini kullandı.

KGF'de EYT desteği

Nebati, Kredi Garanti Fonu paketinde yer alacak emeklilikte yaşa takılanların (EYT) kıdem tazminatı ödemelerine ilişkin destek konusundaki soru üzerine, EYT düzenlemesinde kıdem tazminatları için gerekli tedbirleri aldıklarını söyledi.

KKM uygulamasın son derece fayda sağlayan bir enstrüman olduğunu belirten Nebati, "Kur korumalı mevduatın ulaştığı miktarın pik noktası 1,47 trilyon lira. Bunun toplam mevduat içindeki oranı yüzde 27" diye konuştu.

Nebati, KKM'nin şu anki düzeyinin 1,37 trilyon lira olduğunu ve 2 milyon mudinin bu kapsamda hesapları bulunduğunu kaydederek, şu ifadeleri kullandı:

"KKM'nin Türkiye ekonomisini bu kadar olumlu etkileyeceğini, biz hariç, kimse tahmin edemezdi. Çünkü bunu bilerek ortaya koymuştuk. Ortak iradeyle ortaya çıkmıştı. Türkiye ekonomisi içerisinde sokaktaki vatandaştan en yukarıya kadar herkesin baktığı şey döviz kurlarıdır. Döviz kurları içerisinde de dolar kurudur. Oynaklığı azaltan, öngörülebilirliği artıran ve Türkiye ekonomisi üzerinde olan en önemli baskının ortadan kaldırılmasına sebep olan bir uygulamadır. Dolayısıyla da fayda maliyet analizine baktığınız zaman faydası maliyetin çok çok üzerinde olan bir uygulamadır. Geçen yıl Türkiye Cumhuriyeti Hazinesine 95 milyar lira gibi çok rahat bir şekilde karşılanabilecek bir maliyete sebep olmuştur. Çok daha önemlisi 100 milyar dolara yaklaşan bir tutarla Türkiye Cumhuriyeti'nin ihtiyacı olan dövizi içeriden karşılayan bir sonuç doğurmuştur. Ve bu vesileyle de insanlarımızın 2 milyon mudinin dövize dokunmadan kendisini garanti altına aldığı bir sürecin yaşanmasına sebep olmuştur."

"Herkes hesabını kitabını yapabileceği bir duruma geldi"

Döviz kurlarının belli bir seviyede seyretmesinin uygulamanın maliyetini azalttığına dikkati çeken Nebati, bu anlamda geçen ay 900 milyon liralık bir maliyetin ortaya çıktığını dile getirdi.

Türkiye'nin mevcut dış borç stokunun 2021 yılı sonundaki seviyesinde seyrettiği bilgisini veren Nebati, şöyle devam etti:

"Bize diyorlar ya 'Bunun bir maliyeti var.' Bu maliyet nerede? Türkiye içerisinde. Türkiye Cumhuriyeti'nden yurt dışına bir aktarımda bulunmuyoruz. Yurt içinde para dönüyor. Ayşe'nin parası Fatma'ya Fatma'nın parası Ahmet'e. Daha önceki yapı şu: Dışarıdan getir, Meryem'in parasını Maria'ya götür. Biz bu kuralı bozduk. KKM, 2022 sonunda, bütçe gerçekleşmelerinde ortaya çıkan bu muhteşem sonucun ortaya çıkmasındaki en önemli etmenlerden bir tanesidir. Çok net olarak söylüyorum. Zaten şu anda, 'Niye 95 milyar lira buraya verdiniz?' şeklinde bir şikayet de kalmadı. Yani şikayet de eleştiri de kalmadı. Çünkü söyleyecekleri bir şey yok."

"KGF paketi ile 'kredi bulamıyorum' deme imkanı kalmadı"

Bakan Nebati, bankalardan kredi sağlanmasına ilişkin bir soru üzerine kamu bankalarının bu anlamda ellerini taşın altına koyduklarını söyledi.

"Yaşadığımız kırgınlıklar, üzüntüler hepsi bir süngerle çekildi"

Nebati, yaklaşık 14 aydır devam eden Hazine ve Maliye Bakanlığı döneminde kendisini üzen ya da mutlu eden anların olup olmadığının sorulması üzerine de şöyle konuştu:

"1 Aralık'ta doğum günümdü. Bakanlık görevim ayın 2'sinde tebliğ edildi. 20 Aralık'ta Sayın Cumhurbaşkanı'mızın o muhteşem manifestosunu açıkladığı tarihe kadar ben 3,5 kilogram verdim. Cumhurbaşkanı'mız bir görev tevdi etmiş, bu görevi verirken de büyük bir çoğunluğun umutsuz olduğu, mutlaka eski politikalara dönülmesi konusunda beklentilerin oluşturulmaya çalışıldığı en zor dönemde ben Cumhurbaşkanı'ma 'Size inanıyorum' dedim. İnsanların 'Çin modeli mi, Kore modeli mi?' diye tartıştığı bir dönemde 'Hayır ben Türkiye'nin makro ekonomik göstergelerinin bunu hak etmediğine inanıyorum, aldığımız tedbirlerle, attığımız adımlarla ve Sayın Cumhurbaşkanı'mızın liderliğiyle bu işi çözeceğimizi söylediğimde, samimi söylüyorum, yalnızdım. Bu tabii ki mutlak yalnızlık değil, çalışma arkadaşlarımız ve üniversite hocalarımızla bir model ortaya koyduk. Şimdi bakıyorum Türkiye Ekonomi Modeli, Türkiye Yüzyılı'nın en önemli araçlarından birisi oluyor. Sayın Cumhurbaşkanı'mız, biliyorsunuz, meydan okuyor, 'Dünya beşten büyüktür' diyerek, savunma sanayisinde büyük işler yaparak meydan okuyor. İki büyük meydan okumaya şimdi üçüncü büyük meydan okuma geldi. Bu da 'Türkiye Ekonomi Modeli'. 14 aydır sürdürdüğüm görev sürecinde duygusal olarak iniş çıkışlar oldu. Geçen yılın ilk 6 ayında 'Hani 6 ay sonra gözlerini kapatıp açacaktın, ne oldu?' diyenlerden, 'Enflasyon düşecekti, ne oldu?', 'Faizleri artırmadan bu işler olmaz.', 'Bu model olmaz, dünya ne diyorsa onu yapacaksınız.' diyenlerin söylemleri, 6 aylık baskıları, her şey unutuldu. 31 Aralık itibarıyla Türkiye'nin ortaya koyduğu performans bütün bu iniş çıkışları aldı götürdü, duygusal olarak o gün yaşadığımız bütün kırgınlıklar, üzüntüler hepsi bir süngerle çekildi. En önemlisi, Sayın Cumhurbaşkanı'mızın tevdi ettiği göreve uygun hareket etmenin sorumluluğuyla yaptığımız şeylerin sonucunun alındığını görmek, seçimlere gidiyoruz, Cumhurbaşkanı'mızı yeniden Cumhurbaşkanı adayı olarak görmek dünyanın en güzel gelişmeleri."

Nebati, Türkiye'nin gelecek dönemden beklentilerine ilişkin ise şunları söyledi:

"6 ay sonra Cumhurbaşkanı'mızın tekrar seçildiği, yeni kadrosuyla oluşturduğu reform paketlerinin peşi sıra geldiği, Türkiye'nin elde ettiği kazanımların yazla beraber çok daha yüksek boyutlara ulaştığı, doğal gazın mart ayından itibaren kullanımının başladığı, Togg'un yollarda kendisini göstermeye başladığı, hatta benim de bir Togg'umun olduğu, Kızılelma'nın çok daha görünür olduğu, Türkiye'nin önümüzdeki 5 yılda çok müthiş imkanları en iyi şekilde değerlendirdiği bir dönem olacak. 2023'ün, 6 ay enflasyonla mücadelenin sonuçlarının alındığı, bizim aldığımız her türlü tedbirle seçime rağmen bütçe disiplininden asla taviz verilmediği, ilk döneminde mücadele, ikinci döneminde meyvelerin çok daha fazla alındığı iyi bir yıl olmasını bekliyorum."

2020, 2021 ve 2022 yıllarının dünya için çok ağır geçtiğini belirten Nebati, 2020'de dünya küçülürken Türkiye'nin büyümeyi başardığını söyledi. Nebati, bu durumun, öngörülebilirliğin en kötü olduğu dönemde alınan kararlarla yapıldığını ifade etti.

Türkiye ekonomisinin geçen üç yılda yaşadığı zorluklara işaret eden Nebati, zamanında aldıkları tedbirler sayesinde ekonominin iyileşme sürecine girdiğini dile getirdi.

Nebati, yeni yıla elektrikte ve doğal gazda birtakım indirimlerle girildiğini, asgari ücrete, memur ve emeklilerin maaşlarına zam yapıldığını, EYT ilgili karar alındığını anlattı.

Bu durumun piyasalara canlılık getirdiğini vurgulayan Nebati, “Şimdi bunun enflasyona etkisi mutlak surette olur ama aralık ayındaki beklentilerin bizim lehimize çok hızlı şekilde düşüyor olması, enflasyondaki ataletin kırılmasına yol açtı. Dolayısıyla da geçen yıl yeni yıla girerken ki havayla bu yıl yeni yıla girerken ki hava bir değil” ifadelerini kullandı.

"Enflasyonda tek haneleri hedefliyoruz"

Nebati, "Enflasyon düşüyor" düşüncesinin toplumun her ferdinde hissedilir olmasının kendilerine büyük avantaj sağladığını dile getirdi.

Vatandaşların artık markette, fiyatlarda gördüğü en küçük oynamaya bile itiraz ettiğini belirten Nebati, bu durumun kendileri için çok önemli olduğunu söyledi.

Nebati, özellikle giyim ve ayakkabı sektörünün şubat ve martta yapacakları indirim kampanyalarını ocak ayına çekerek enflasyonla mücadelede kendilerine katkı sağlayabileceklerini bildirdi.

Maaş zamları ve EYT kararının enflasyona katkısının, bu farkındalıkla birbirini karşıladığını vurgulayan Nebati, “Biz OVP hedefleri doğrultusunda giden bir enflasyon ve sonrasında da tek haneli rakamlara ulaşmayı hedefliyoruz. Vatandaş ve üreticinin de önümüzdeki ayları ve yılları öngörebilir şekilde hesabını, kitabını yapabileceği bir süreci yönetiyoruz" dedi.

Nebati, Bakanlığa bağlı serbest bir ekibin sürekli dolaşarak piyasadan fiyat aldıkları bilgisini verdi. Geçen yılın aksine fiyatlardaki durgunluğun tüketici ve üreticiler tarafından hissedildiğine işaret eden Nebati, bu durumun kendileri için çok önemli olduğunu kaydetti.

"Enflasyona bakışımız Batı ülkelerinden farklı"

Nebati, Batı ekonomilerinin enflasyonla mücadelede geleneksel duruşlarını hiç bozmadığını belirterek bu ülkelerin enflasyonla mücadelede faiz artışlarına gittiğini hatırlattı.

Yurt dışındaki kırılganlıkların küresel bir aktör olan Türkiye’yi etkilememesinin mümkün olmadığına işaret eden Nebati, Türkiye’nin dünyadan farklı olduğunu vurguladı.

Nebati, İstanbul merkeze alındığında 3-4 saatlik sürede 1,3 milyarlık nüfusa ulaşılabildiğini, bunun ticaret hacminin de 26-27 trilyon dolar olduğunu anlattı.

Söz konusu coğrafyalardaki taleplerin farklı olduğunu vurgulayan Nebati, şunları söyledi:

“Talepler farklı, toplumlar farklı, ülkeler farklı. Türkiye bunlarla iletişim kurabilen tek ülke. Afrika ile bir ilişkisi var. Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Afrika'ya gittiği zaman farklı karşılanıyor, Batı ülkelerinden bir cumhurbaşkanı gittiği zaman farklı karşılanıyor, Türk iş dünyasından insanlar gittiği zaman farklı karşılanıyor. Gönül birlikteliği olduğu için de biz çok hızlı şekilde uyum sağlayabiliyoruz. Orta Doğu ve İslam ülkeleriyle Müslüman olduğumuz için, Türk cumhuriyetleri ile Türk olduğumuz için iletişimimiz çok çok iyi. Rusya ve İran kadim komşumuz, onlarla ilişkilerimiz var. Savaşan iki ülke arasında (Rusya-Ukrayna) rahat bir şekilde görüşebilen, sözü dinlenebilen bir ülke Türkiye. Yönünü Batı'ya dönen bir ülke Türkiye. Her geçen gün yeni yeni iletişim araçları geliştiriyoruz. Bugün Körfez'den çok iyi talepler geliyor. Sadece Körfez'e odaklanmıyoruz, bu ay Avrupa seyahatimiz olacak. Batı ile de aynı şekilde ilişkilerimizi götürüyoruz, Uzak Doğu ile de."

Türkiye'deki üreticilerin dünyadaki kırılganlıklara çok hızlı uyum sağlayabildiğini vurgulayan Nebati, ülkenin makro olarak da geçen yıl dünyanın en iyi borçlanan ülkelerinden biri olduğunu söyledi. Bakan Nebati, Türkiye'nin yurt içinde en ucuz şekilde borçlandığını, bu yıl da borçlanma stratejilerinin ilan ettikleri şekilde gittiğini ve her türlü tedbiri aldıklarını sözlerine ekledi.

GÜNDEM
Bakan Nebati: İstihdamda rekor ileri seviyeye taşındı

EKONOMİ
Bakan Nebati 'Türkiye'nin kangreni' diyerek açıkladı: Konutta fiyat ve rayiç bedel farkına müdahale geliyor

EKONOMİ
Bakan Nebati: İstihdamda Cumhuriyet tarihi rekoru bir ileri seviyeye taşındı