Babacan: Merkez piyasanın gereği neyse onu yapmalı

Eski Başbakan Yardımcısı ve AK Parti Ankara Milletvekili Ali Babacan, Merkez Bankasının Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe girişiminin ardından yaşanan süreci iyi idare ettiğini belirterek, "Bundan sonraki dönemde Merkez Bankası'nın yapacakları, piyasanın gereği neyse o olmalı." dedi.

Yeni Şafak

Babacan, Bloomberg HT canlı yayınında gündemdeki konuları değerlendirdi.

Darbe girişiminin dış dünya tarafından doğru anlaşılamadığını dile getiren Babacan, "Ciddi bir dezenformasyon çabası var. Ona da dikkat etmek gerekiyor." ifadelerini kullandı.

FETÖ'nün yurt dışında oluşturduğu kuvvetli lobi yapıları sayesinde siyaset, medya, sivil toplum kuruluşları ve iş dünyası üzerinde etkili olabildiğine dikkati çeken Babacan, "Dolayısıyla Türkiye'de olup biteni ilk ağızdan ciddi bir dezenformasyon kampanyasıyla da insanlara ilk haftalarda anlattılar, özel bir çaba gösterdiler. O da biraz etkili oldu. Biz ne yapmalıyız? Mümkün olduğunca çok insanı Türkiye'ye getirmek lazım. Değerlendirme yapılacaksa burada, yerinde yapılmalı." diye konuştu.

"Merkez Bankamız süreci gayet iyi yönetti"

Yaşanan krizin bir fırsat olarak değerlendirilmesinin önemine işaret eden Babacan, bu dönemde ekonomiyle ilgili zor ama gerekli reformların yapılmasının gelecek açısından son derece belirleyici olacağını kaydetti.

Babacan, yapısal reformların makro ekonomik istikrar üzerine hayata geçirilmesi gerektiğini ifade ederek, bu anlamda bütçe disiplinin devam etmesinin yanı sıra bankacılık sistemine ilişkin düzenlemelerin dikkatli bir şekilde yönetilmesi gerektiğini söyledi.

Merkez Bankasının atacağı adımlar konusunda da günün gereğinin yapılmasının önemini vurgulayan Babacan, "Son iki haftadır Merkez Bankamız süreci gayet iyi bir şekilde yönetti. Bundan sonraki dönemde Merkez Bankasının yapacakları piyasanın gereği neyse o olmalı." dedi.

Babacan, bankacılık sektöründeki kredi ve mevduat oranları ile ilgili artışın bertaraf edilmesi için neler yapılması gerektiğinin sorulması üzerine, bu açıdan tasarrufların artmasının önemli olduğunu söyledi.

Bankalardaki mevduatın kredi hacmine yetmediğini, bu yüzden bankaların yurt dışından borç aldıklarının altını çizen Babacan, iç tasarruf oranının yükselmesinin özel sektörün dış borcunu da azaltacağını kaydetti.

"Halk, demokrasisine sahip çıkabilecek bilince ulaştı"

Darbe girişimi sonrasında iktidar ve muhalefet partileri arasında gelişen diyaloğa ilişkin de değerlendirmelerde bulunan Babacan, yıllardır özlenen bir tablonun ortaya çıktığını, bu durumun kendisini çok mutlu ettiğini dile getirdi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın kendisiyle ilgili bütün hakaret davalarını geri çektiğini hatırlatan Babacan, "Önemli bir dostluk eli uzattı. Bir araya gelip oturmak mümkün değildi. Şimdi, çok şükür, bu imkan var." ifadelerini kullandı.

Darbe girişimi gecesi yaşananlar ve sonrasındaki gelişmelerin Türkiye'de demokrasi şuurunun ne kadar yükseldiğini de gösterdiğini anlatan Babacan, "Artık bu halk, gerektiğinde kendi demokrasisine sahip çıkabilecek bir bilince ulaşmış durumda." değerlendirmesinde bulundu.

Babacan, Türkiye'nin her yerindeki meydanlarda coşkulu kalabalıkların toplandığını belirterek, "Zaten dünyada milli geliri 9-10 bin dolara ulaşıp da darbelerin başarılı olduğu ülke örneği pek yok." dedi.

Kredi derecelendirme kuruluşlarının tavrı

Kredi derecelendirme kuruluşlarının darbe girişimi sonrasındaki Türkiye'ye ilişkin değerlendirmelerinin sorulması üzerine Babacan, söz konusu kuruluşların itibarı ve güvenirliklerinin 2008-2009 krizinde önemli ölçüde yıprandığını söyledi.

Hala bazı fonların yatırım yapacakları zaman yatırım yapacakları varlıkların kredi notunu dikkate aldıklarına dikkati çeken Babacan, "Bu not, hiç önemsiz değil. Düşmemesi için kuşkusuz bir çaba gerekir." diye konuştu. Babacan, not düşüşünün bir bedeli olmasına karşın ülke açısından her şeyin sonu anlamına gelmediğini kaydetti.

Büyük resme bakıldığında Türkiye'de darbe girişiminin başarısız olduğunun görüldüğünü belirten Babacan, şöyle devam etti:

"Halbuki askeri darbe rejiminin olduğu bazı gelişmekte olan ülkelere dahi bakıyorsunuz, bunlara yatırım yapılabilir kredi notu verebiliyorlar. Darbenin olduğu bir ülkede demokrasiden, hukuktan, temel hak ve hürriyetlerden söz edebilir misiniz? Buna rağmen o ülkelere yatırım yapılabilir kredi notu verebiliyorlar. Dolayısıyla Türkiye'de başarısız olmuş bir darbe girişimi var, demokrasi hakim olmuş ve buna milletimiz sahip çıkmış. Testten geçmiş bir ülkenin bu şekilde değerlendirilmemesi lazım."

Babacan, kredi derecelendirme kuruluşlarının Türkiye'yi bir süre daha izleyip, uygulamaları görüp, ondan sonra değerlendirme yapmalarının daha faydalı olacağını söyledi.