Bayraktar, TEKNOFEST İstanbul Havacılık, Uzay ve Teknoloji Festivali'nin (TEKNOFEST İstanbul) gerçekleştirildiği Atatürk Havalimanı'ndaki festival alanında yapılan Anadolu Ajansı Finans Masası'na konuk oldu.
TEKNOFEST İstanbul ve milli teknoloji hamlesine ilişkin değerlendirmelerde bulunan Bayraktar, Bayraktar Akıncı Taarruzi İnsansız Hava Aracı (TİHA) stratejik görevler yapabilen bir insansız hava aracı sistemi olduğunu belirtti.
Bayraktar, bütün yazılım ve elektroniğini kendilerinin tasarladığını ifade ederek, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Akıncı’da birçok alt sistem var. Çok gelişmiş, milli savunma sanayimizin üreteceği yan sistemler bulunuyor. Bu uçağın bütün bu stratejik görevleri yapabilmesini sağlıyor. Örneğin, milli akıllı mühimmatlar, seyir füzesi, havadan havaya füze, ön tarafına takılacak gelişmiş radar sistemi var. Bu hava hedeflerini tespit edip vurabilme kabiliyetini kazandırıyor. Bir yandan savaş uçaklarının yükünü azaltırken, bir yandan da savaş uçaklarının yapamadığı görevlerde kullanılacak. Çünkü bu insansız bir hava aracı olduğundan tehlikeli bölgelere çok daha kolay yanaşabiliyor. Uzaktan hava savunma radarlarını tespit edip yüzlerce kilometre öteden onları karartıp seyir füzesiyle vurabilme kabiliyetine sahip olacak. Şu an çıktığında dünyanın bu sınıftaki en modern İHA’sı olacak.”
Teknolojinin hızla geliştiğini, bunun bir yarış olduğunu, sürekli yenileme ve güncelleme gerektiğini aktaran Bayraktar, “Dünyada bu sınıfta uçak üretebilen birkaç ülke var. Türkiye de bunlardan biri olacak. Türkiye iddiasını insansız hava araçlarında bayağı bir yukarı taşımış olacak. Bayraktar Akıncı Taarruzi İnsansız Hava Aracı’nın (TİHA) ekim ayı içerisinde uçmasını arzu ediyoruz.” diye konuştu.
“10-15 sene sonra uçan arabalar yollarda görülmeye başlanacaktır”
Cezeri Uçan Araba’ya ilişkin soru üzerine Bayraktar, dünyada bu alanda çalışmaların başladığını belirterek, dünyada 50’ye yakın prototipin bulunduğunu bildirdi.
Bayraktar, uçan arabanın çok akıllı olması gerektiğini, çünkü herkesin pilot olacağını ifade ederek, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bir sonraki adımın bundan 10-15 sene sonra gerçekleşeceği öngörülüyor. Bazı taksi hizmetleri başlamış durumda, denemeler gerçekleştiriliyor. 10-15 sene sonra uçan arabalar yollarda görülmeye başlanacaktır. Baykar olarak İHA’da yaşadığımız serüvende aldığımız derste bundan 15 sene sonrasının yarışına hazırlanmıştık. Bence bu milli teknoloji hamlesinin en önemli paradigması.”
Yüksek teknolojide hızlı bir devinim olduğunu, kaçırıldığı zamanlar olduğunda bugüne değil yarına bakıldığında yakalama şansı sunduğunu aktaran Bayraktar, akıllı arabadan bir sonraki aşamanın uçan araba olduğunu, bunun geleceğin trendi olarak öne çıkacağını söyledi.
“Cezeri’nin ticari bir ürüne dönüşmesi 10-15 seneyi bulacaktır”
Bayraktar, 9 ay önce uçan araba çalışmalarına başladıklarını, büyük firmaların da bu alana girdiğini, girişimlerin 1 milyar dolara yakın yatırım aldığını, Çinli bir firmanın taksi servislerine başlayacağını söylediğini aktardı.
Herkese hayallerinin peşinden gitmesini tavsiye eden Bayraktar, şunları kaydetti:
“Cezeri Uçan Araba ile yayla gibi bir yerde uçmayı hayal ediyorum”
Bayraktar, Cezeri Uçan Araba ile yayla gibi bir yerde uçmayı hayal ettiğini ifade ederek, “Pilotluk da yapıyorum ama bunun verdiği özgürlük bambaşka. Bu bir anlamda büyük bir drone, herkesin uçurabileceği basitlikte olması gerekiyor. Ben bunu kişisel bilgisayarın icadına benzetiyorum.” dedi.
Uçan arabaların öncelikte kırda bayırda sportif maksatlarla uçacağını aktaran Bayraktar, “Bu bir kişilik bir araç, 2 ve 4 kişiliğini de yapmak gerekiyor. Bunun yanında yola çıkabilmesi, toplu halde uçabilmesi için teknolojide ciddi kırılımlar gerekiyor. Biz İHA’lara da böyle başlamıştık. 15 sene sonra da inşallah Cezeri bu alanda dünyada hak ettiği yere gelecek.” diye konuştu.
Bayraktar, uçan arabaya “Cezeri” isminin verilmesinin sebebini şöyle anlattı:
“Uzmanlık alanım robotik. Bu yaptığımız uçaklar da robot uçaklar. Akıllı robotlar aslında. Cezeri de akıllı bir robot. Bu alanın da kurucusu Müslüman bir alim. Hatta logo da oradan geliyor. Onun ismini vermeyi uygun gördük. Biz onun talebesiyiz. Bu alanı açtığı için kendisini hayırla yad ediyoruz.”