Türk girişimci, Martı İleri Teknoloji şirketinin kurucusu Oğuz Alper Öktem, ABD'nin Florida eyaletinde Tesla’nın sahibi Elon Musk’ın avukatı Alex Spiro ile buluştu.
Tesla ve Martı'dan işbirliği sinyali
Buluşma sonrası sosyal medya hesabından paylaşımda bulunan Oğuz Alper Öktem, şu ifadeleri kullandı;
“Elon Musk’ın avukatı Alex Spiro ile Trump’ın karargahı Florida’da bir araya geldik. Martı şapkasını gururla takan Spiro ile Martı TAG ve paylaşımlı yolculuk yönetmeliği hakkında sohbet ettik. Belki bir gün Tesla ve Martı işbirliğinde otonom araçlar memleketin her yerinde olur.”
Martı TAG ilk sürdürülebilirlik raporunu paylaştı
Martı, 2022 sürdürülebilirlik başarılarının yanı sıra şirketin geleceğe yönelik sürdürülebilirlik planlarının da yer aldığı ilk sürdürülebilirlik raporunu paylaştı.
Şirketten rapora ilişkin yapılan açıklamaya göre, Martı, raporla 'Move Forward.Together' adını verdiği yeni sürdürülebilirlik vizyonunu da duyurdu. 'Move Forward.Together' vizyonu 'Akıllı Mobilite', 'Temiz Şehirler' ve 'Güvenli Yolculuklar' başlıklarında üç stratejik temele dayanıyor. Martı bu yol haritasında araçların erişilebilirliğini ve kapsayıcılığını geliştirmeyi (akıllı mobilite), çevresel etkileri azaltmayı (temiz şehirler), hem kullanıcı hem de vatandaşlar için güvenliği artırmayı (güvenli yolculuklar) hedefliyor.
'Sürdürülebilir bir gelecek inşa etmeye kararlıyız'
Açıklamada rapora ilişkin değerlendirmesine yer verilen Martı Kurucusu ve Üst Yöneticisi (CEO) Oğuz Alper Öktem, 'Sürdürülebilir bir gelecek inşa etme kararlığımız doğrultusunda ilk sürdürülebilirlik raporumuzu sunmaktan mutluluk duyuyoruz. Yakın gelecekte tüm ulaşım araçlarının elektrikli, tüm elektrikli araçların da paylaşımlı olacağına inanıyoruz. Bu bağlamda ulaşım çözümleri sunuyoruz ve sunmaya da devam edeceğiz.' ifadelerini kullandı.
Sürdürülebilirlik raporunda Martı’nın çevresel etkilerinin başında elektrikli araç filosunun kazanımları dikkati çekiyor. Yapılan analizler, e-scooterların konvansiyonel şehir içi ulaşım alternatiflerine kıyasla yüzde 18 daha az karbon emisyonuna neden olduğunu, e-bisiklet ve e-mopedlerin ise Türkiye’deki ortalama şehir içi ulaşım yolculuğuna kıyasla yüzde 40 daha düşük çevresel etki gösterdiğini ortaya koyuyor. Buna göre Martı’nın, 2022’de yaklaşık 1.600 ton karbondioksit (CO2) salımını önlediği hesaplandı. Bu miktar yaklaşık 72 bin ağacın atmosferden bir yılda emdiği karbondioksit miktarına eşit geliyor.
Hedef 2030 yılına kadar 'Net Sıfır' şirket olmak
Açıklamaya göre, Martı’nın sürdürülebilirlik hedeflerinin başında 2030 yılına kadar kendi faaliyetlerinin yan ısıra tüm lojistik operasyonlarının da karbon emisyonlarının sıfırlanması yoluyla Net Sıfır şirket olmak geliyor. Bu hedefle, Martı’nın lojistik operasyonlarını yürüttüğü tüm araçların da bu süreçte elektrikli araçlara dönüştürülmesi planlanıyor.
Öte yandan tüm malzemelerin yeniden kullanılması, onarılması veya geri dönüştürülmesi yoluyla 2025 yılına kadar sıfır atık oranına ulaşmak da bir diğer sürdürülebilirlik hedefi olarak dikkati çekiyor. Bu hedefle çalışmalarını sürdüren Martı, geri dönüşüm için sertifikalı iş ortaklarıyla çalışıyor. Martı bu yolla yalnızca 2022 yılında, metaller, lityum iyon piller, elektronik atıklar, kağıt/karbon plastikler, karışık ambalaj atıkları ve kauçuktan oluşan toplam 110 tonluk malzemenin geri dönüşümünü sağladı.
Martı Güvenlik Akademisi 2024’te açılacak
Move Forward Together sürdürülebilirlik vizyonu kapsamında Martı’nın güvenlik başlığı altındaki taahhütleri de raporda öne çıkıyor. Buna göre temel güvenlik kurallarını sürücülerine ve kullanıcılarına sunmak için Martı Güvenlik Akademisi açılacak. Aynı zamanda yapımına başlanan e-scooter park yerleri de genişletilecek ve 2025’e kadar sayı 300’ü bulacak.
Operasyonel verimliliği artırmak amacıyla saha operasyonlarını yakından takip etme ve iş gücünü daha doğru yöneterek verimliliği artırma olanağı sağlayan bir takip mekanizmasını da 2022 yılında hayata geçiren Martı, yıl boyunca saha ekibine 1.480 saat İş Sağlığı ve Güvenliği (İSG) eğitimi verdi.
Ekonomik etki alanında ise Martı, 2022 yılında yüzde 90'ından fazlası yerli olmak üzere 1.000'e yakın farklı tedarikçiden mal ve hizmet satın aldı. Yerel tedarikçilere yapılan ödemeler, tüm tedarikçi ödemelerinin yaklaşık yüzde 71'ini oluşturdu.