Dünyanın ikinci büyük ekonomisi Çin, küresel rezerv para hegemonyasını kaybetmek üzere olan ABD’nin tahvillerini hızlıca elden çıkarıyor. 2013’te 1,3 trilyon dolarla rekor düzeyde ABD hazine tahviline sahip olan Çin, satışlarını son 2 yılda artırdı. ABD tahvil miktarı 2021’den bu yana 250 milyar dolar azaltıldı.
ZİRVEDEN 450 MİLYAR DOLARLIK SATIŞ
Çin’in 2013’teki zirveden itibaren elden çıkardığı ABD tahvillerinin tutarı ise 450 milyar dolara ulaştı. Asya devi, bugün 850 milyar dolarlık ABD hazine tahvilini portföyünde tutuyor. Çin’in ABD hazine tahvil pozisyonu 2010’dan beri en düşük seviyede bulunuyor.
YEREL PARA İLE TİCARET HIZLANDI
ABD, rezerv para birimi olan doları uzun süredir açıkça bir silah olarak kullanıyor. Washington’un bu tutumuna tepki gösteren birçok ülke son yıllarda farklı arayışlar içine girdi. Türkiye, Çin, Rusya, İran ve Suudi Arabistan yerel para ile ticareti ön plana çıkardı. ABD'nin Ukrayna savaşı sonrası Rusya’ya uyguladığı ambargolara karşı Devlet Başkanı Vladimir Putin, uluslararası ticarette yuanı kullanacağını açıkladı. Suudi Arabistan da Çin’e petrol ihracatını yine yuan ile yapacağını duyurdu.
Altın rezervleri güçlendiriliyor
2008 yılında yaşanan küresel finans krizi ile ABD Doları’nın itibarını sorgulamaya başlayan birçok ülke rezervlerini altın cinsinden güçlendirmenin yolunu tuttu. Dünya Altın Konseyi verilerine göre; merkez bankalarının sarı metal stokları 35 bin tonu aştı. Küresel merkez bankaları 2022’de 1.167 ton net altın aldı. Türkiye, 148 ton ile dünyanın en çok altın alan ülkesi oldu. Altın alımında Türkiye’yi 62 tonla Çin ve 47 tonla Mısır takip etti.
Swift’e karşı alternatif sistem
Ülkeler doların hakim olduğu SWIFT sistemine alternatif uluslararası ödeme yöntemleri üzerine çalışmalarına da hız vermiş durumda. Uzmanlara göre; ABD’nin elinde kalan son süper gücü dolar da artık tehlike altında. Çin’in tahvil pozisyonunu azaltması, SWIFT’e alternatif uluslararası ödeme sistemlerinin geliştirilmesi, yerel para ile ticaretin artırılması ve ülkelerin altın stoklaması; ABD’nin dolar kırbacına karşı atılan adımlar olarak değerlendiriliyor. Doların rezerv para birimi statüsünü sarsacak her hamlenin ABD için ağır bedelleri olabileceği belirtiliyor.