Türkiye'nin ilk nükleer santral projesi Akkuyu Nükleer Güç Santrali'nde (NGS) çalışmak üzere Rusya Ulusal Nükleer Araştırma Üniversitesinde (MEPhI) nükleer mühendislik eğitimi gören Türk öğrenciler mezuniyet için gün sayıyor.
Türkiye ve Rusya arasında 2010'da imzalanan anlaşma kapsamında nükleer enerji alanında uzman kadro yetiştirmek amacıyla Rusya'nın MEPhI üniversitesine gönderilen öğrenciler, 6,5 yıllık nükleer enerji mühendisliği eğitiminin ardından 28 Şubat 2018'de mezun olacak.
35 ÖĞRENCİ AKKUYU'DA ÇALIŞMAYA BAŞLAYACAK
Anlaşma kapsamında ilk olarak 2011'de Rusya'ya gönderilen 35 öğrenci, MEPhI'deki eğitimlerini tamamlayarak Türkiye'ye dönecek ve Akkuyu Nükleer AŞ'de çalışmaya başlayacak.
'ÇOK MUTLUYUM'
MEPhI'nin Obninsk yerleşkesinde eğitim gören ve gelecek yıl mezun olacak son sınıf öğrencisi Emre Yarar, nükleer enerji alanıyla ilgili hedeflerini AA muhabirine anlattı.
Dünyanın ilk nükleer santralinin bulunduğu Obninsk şehrinde nükleer enerji alanında dünya çapında bilim adamlarından eğitim aldıklarını dile getiren Yarar, şöyle konuştu:
"Üniversitemizde kendi alanlarında uzmanlaşmış, uluslararası kuruluşlarda görevli birçok değerli hocamız var. Ülkemize kurulacak nükleer santral hakkında her şeyi en ufak detayına kadar hem teorik hem pratik açıdan öğrendim. Derslerin dışında 3. sınıftan itibaren bir öğretmenimle çeşitli konularda bilimsel araştırmalar yaptım. Birçok konferansa katıldım. Ülkemin yeni kazanacağı bir teknolojide benim de payımın olacağını bilmek çok gurur verici. Hedefim, Türkiye'nin kendi nükleer santralini inşa etmesinde rol almak. Bunun için de zamanı iyi değerlendirip her gün bilgilerime yenilerini eklemeye çalışıyorum."
Yarar, nükleerden sadece elektrik üretiminde yararlanılmadığını, nükleer enerji teknolojisinin tıptan haberleşmeye, tarımdan sanayiye kadar her alanda kullanıldığını söyledi.
'YERLİ SANTRALDE YER ALMAK İSTERİM'
Aynı üniversitede son sınıf öğrencisi olan Ebru Adıgüzel de MEPhI'ye bağlı birçok nükleer bilim merkezinin bulunduğunu, Obninsk'in küçük bir bilim kenti olduğunu anlattı.
Nükleer mühendislik eğitimde Rusya'nın kaynak bakımından zengin bir altyapıya sahip olduğuna dikkati çeken Adıgüzel, "Hacettepe Üniversitesinde eğitim alırken, nükleer santrale sahip ülkelerdeki eğitimin nasıl olduğunu merak ederdim ve pratiğe dökülen eğitimin çok farklı olacağını düşünürdüm. Eğitimim boyunca çeşitli nükleer konferanslara da katılma şansım oldu. Hatta katıldığımız, Geleceğin Nükleer Mühendisleri Konferansı'nda bir projemizle üçüncü olduk ve tezimiz bir kitapta yayınlandı." diye konuştu.
Adıgüzel, Akkuyu NGS gibi büyük bir projenin ilk mühendislerinden biri olmaktan gurur duyduğunu vurgulayarak, "Öncelikli hedefim, ilk nükleer enerji santralimiz olan Akkuyu NGS'de üzerimize düşen görevi layığıyla yerine getirebilmek. Daha sonra nükleer alanda ülkemizi en yüksek seviyeye getirebilmek ve ilerleyen zamanlarda ülkemizin yerli santral kurma projesinde de yer almak isterim." ifadelerini kullandı.
'HATA KABUL ETMEYEN MESLEK'
MEPhl son sınıf öğrencisi olan Coşkun Karadaş ise bu alanda eğitim alan ilk öğrencilerden biri olmanın kendisi için gurur verici olduğunu belirterek, MEPhI'nin nükleer alanda dünyadaki sayılı üniversitelerden biri olduğunu söyledi.
Karadaş, nükleer teknolojiye sahip olmanın bir ülkenin teknoloji alanındaki gelişmişliğinin en büyük göstergelerinden biri olduğunu kaydetti.
Karadaş, şöyle konuştu:
"Nükleer mühendislik hata kabul etmeyen bir meslek. Bu nedenle iş hayatımız boyunca eğitim sürecimizin de devam edeceğini biliyoruz. Gerek devlet kuruluşları gerekse uluslararası bağımsız kuruluşlar tarafından santral çalışanlarının bilgi ve kabiliyet kontrolü iş hayatımız boyunca sürecek. En büyük hayalim eğitimimi tamamladıktan sonra, uzun yıllar nükleer enerji alanında çalışarak edindiğimiz tecrübe ve bilgiyle ülkemize yerli bir nükleer enerji santrali kazandırmak ve Türkiye'yi nükleer enerji dünyasında söz sahibi bir ülke konumuna getirmek en büyük hayalim."