Prof. Dr. Ainur Nogayeva / Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesi
5-6 Kasım 2024 Türk Devletler Teşkilatı (TDT) Devlet Başkanları Konseyi’nin 11. Zirve Toplantısı bugün Kırgızistan’ın başkenti Bişkek’te başlayacak ve Türk dünyasının gündemi yeniden ele alınacaktır.
Son birkaç yıl içerisinde Türk dünyası alanında kayda değer gelişmeler yaşandı, ciddi ilerlemeler sağlandı. Ekonomi, ulaşım ve iletişimden savunmaya kadar birçok alanda ilerlemeler kat edildi. Yine de yapılan bu muazzam işlerin sadece devletler ve ilgili kurumlar ile sınırlı kalmayıp daha geniş tabanlara yayılması önem taşıyor. Tabii bunlar medya aracılığıyla ve kültürel etkinlikler aracılığıyla daha fazla anlatılabilir. Ancak şunu biliyoruz ki, geleceğe yönelik gündemin oluşturulmasına çocuklardan ve gençlerden başlanmalıdır.
TÜRK DÜNYASI DERSLERİ
Türk devlet başkanlarının Ankara’da 30 Ekim 1992’de yaptıkları toplantıda Ortak Türk Tarihi kitabının yazılması kararı alınmıştır. O tarihten bu yana Türk devletlerin ortak kararıyla kurulan ve uluslararası statüye sahip Kazakistan’da konumlanan Türk Akademisi’deki akademisyen ve araştırmacıları Türk devletlerinin Ortak Türk Tarihi kitabının yanı sıra Ortak Coğrafya ve Ortak Edebiyat derslerinin geliştirilmesi için çaba gösterdi. Bu çaba günümüzde başarıya ulaştı ve bu ders kitapları Azerbaycan, Kazakistan, Kırgızistan ve Türkiye Eğitim Bakanlıkları tarafından onaylandı. Yetkililer, diğer devletlerin de bu sürece dahil edilmesi için çalışmalara devam ediyor.
Ortaöğretim düzeyinden sonra dikkat çekilmesi gereken bir önemli aşama daha var. Beyinlerin geliştiği ve “göçtüğü” dönemler ve kurumlar: Üniversiteler.
Her Türk devletinin üniversitelerde, bulunduğu devletin temel direklerini, ana değerlerini anlatan dersleri var ve ilgili merkezleri faaliyet gösteriyor. Ağırlıklı olarak üniversitedeki tüm bölümlerin öğrencileri örneğin, Türkiye’deki İnkilap Tarihi veya Kazakistan’daki Kazakistan Tarihi gibi bu dersleri almaktadırlar. Bunun gibi Türk dünyası ortak tarihi, Türk devletlerindeki son gelişmeleri, gündemi de içeren dersler Türkiye’de ve Türk devletlerinin ders mütfedatlarında geniş yer alabilir. Üniversitelerin eğitim müfredatına Türk dünyasına ilişkin ortak dersler ve Lisans bitirme tezleri veya Lisansüstü tezlerinde Türk dünyasına ilişkin ortak konulara ağırlık verilebilir.
ORTAK ÜNİVERSİTELER
Türkiye-Kazakistan arasında ortak üniversitesinin açılması, eğitimde ve Türk bilincinde bir çığır açmıştı. Hoca Ahmet Yesevi Üniversitesi, Kazakistan’ın Türkistan şehrinde 6 Mayıs 1991 tarihinde kuruldu.
4 yıl sonra da 30 Eylül 1995’te İzmir’de imzalanan anlaşma ile Kırgızistan-Türkiye Manas Üniversitesi kurulmuştur. O yıllardan bu yana aktif faaliyet gösteren bu iki üniversitenin yanı sıra günümüzde ortak Türkiye-Azerbaycan Üniversitesi (TAÜ), 2024-2025 akademik yılından itibaren Bakü’de faaliyet göstermeye başladı.
Bir ay önce ise eylül ayının sonunda İstanbul’daki Forum sırasında YÖK Başkanı Prof. Dr. Erol Özvar bir müjdeyi daha vererek Türk ve Özbekistan üniversitelerinin iş birliğini taçlandıracağı ve her iki ülkenin de geleceğine büyük katkı sağlayacağı düşüncesiyle Türk-Özbek Üniversitesi'nin kurulacağını açıkladı.
Bu bağlamda tabii beklenti, ortak Türkiye-Türkmenistan üniversitesinin açılmasından sonra, sıranın Kazakistan-Azerbaycan, Azerbaycan-Özbekistan şeklinde ortak üniversitelerin kurulmasına devam edilmesidir. Zira eğitim alanında sıkı iş birliklerinin sağlanması, hem ortak Türk bilincinin arttırılmasına katkı sağlar hem de Türk devletleri arasında eğitim koordinasyonun geliştirilmesine yol açar.
TÜRK DÜNYASI MERKEZLERİ KURULMALI
Ortak üniversitlerinin yanı sıra her Türk devletinin üniversitelerinde bünyesinde kurulacak merkezler Türk entegrasyon süreçlerine katkı sağlayabilir ve bu ülkelere ek maliyet olmadan yapılabilir. Nasıl mı? Hemen hemen her üniversite tarih, siyaset bilimi, kamu yönetimi, uluslararası ilişkiler, sosyoloji gibi alanlarda yeterli kapasiteye sahip öğretim üyesi barındırıyor. Dolayısyla yeniden kadro tahsisleri yapılmadan mevcut kadrolarla bu işler çok rahatlıkla yapılabilir, ancak bunları organize edecek bir merkezin bulunması şarttır.
Bu merkezlerde Türk dünyası için çaba sarfetmiş önemli şahısların resimleri, sözleri, eserleri yer alacak; üniversite öğrencileri istedikleri zaman bu merkezleri ziyaret edebilecek, böylece gençler günümüzde ekonomik anlamda ileride olan ülkelere hayranlık duymak yerine kendi şanlı geçmişiyle gurur duyabilecek. Bu merkezler Türk dünyası ile ilgili eğitimler, etkinlikler düzenleyerek Türk bilincini pekiştirilmesine ciddi katkılar sağlayabilir.
Günümüzde Türk dünyası ile sıkı iş birliği hızı yakalanmışken, bu ana eğilim üniversite öğrencilerine de aşılanmalıdır. Türk dünyası üniversitelerinde bu tarz merkezler kurulmalı. Türkiye’nın dış politika önceliklerine paralel olarak Batı dünyasına entegre olma adına akademik alanda birçok Avrupa Birliği, Amerika uzmanı yetiştirildi; şimdi de hem siyasi hem de özüne dönme anlayışı kapsamında Türk dünyası çalışmaları arttırılmalıdır. Tabii bu çalışmalar, ülke ve bölge realiteleri göz önünde bulunduran gerçekçi araştırmacılarla yapılmalı. Zira gerçek gündemi anlatmak ve sağlam bilgilerle yola çıkmak önemlidir.
Bu bağlamda genç insanları hayata hazırlayan (universe - kelime anlamı itibarıyla ufukları açan en önemli kurum olan) üniversitelerde öğrencilerin Türk dünyası anlamında da bir hSayalperest değil, gerçek ve reel bilgilerle donatılması, Türk dünyasının parlak geleceğini gerçekler üzerine inşa etmeleri açısından önem arz etmektedir.