RECEP ÖNCEL
Türkiye’de son zamanlarda faizsiz finans meselesi daha çok gündeme gelmeye başladı. Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak beyin açıkladığı ekonomik program çerçevesinde faizlerin düşürülmesi, üretimin artırılması, ekonominin canlandırılması, bankacılık sisteminin disiplin altına alınması, Türkiye ekonomisinin daha ileriye götürülmesi, perspektifinde önümüzdeki zamanlarda faizsiz finansman konusu daha da önem kazanacak gibi görünmektedir.
Bu konu, bir doktora tezi çapında incelenmesi gerekecek öneme sahiptir ve bu alanda yapılan akademik çalışmalar da mevcuttur. Biz burada özet olarak bu mesele ile ilgili düşüncelerimizi aktarmaya çalışacağız. Uygulamada, faizsiz finansman iki temel nedenden dolayı tercih edilmektedir. Bunlardan birincisi ekonomik sebepler, ikincisi ise dini sebeplerdir.
Malum kapitalist ekonomi anlayışında, faiz maliyete ilave edilen dolayısıyla maliyeti artıran bir unsurdur. Faizsiz sistem ise kar zarar ortaklığına dayanır ve maliyete ilave bir artış getirmez. Dini inançlar açısından ise İslam’a göre faiz haramdır. Müslüman olan kişiler ticaretlerinde helal haram hassasiyetinde olurlar. Bir iktisadi düzen içerisinde finansal sistem önemli bir yer tutar. Kapitalizm; mali gücü dar bir gruba aktarır ve güçlü finansal sistemle piyasayı destekler. Âmâ finansal güç haksız ve eşitsiz olarak faize dayanır ve durum toplumda yıkıcı etkiler meydana getirir.
Son durumda incelendiği zaman görülecektir ki, faizin ekonomiden aldığı pay sürekli olarak artmıştır. Kapitalizmde girişimci sermayeden ayrılmış ve sermayenin geliri faiz olmuştur. Hâlbuki girişimcinin getirisi kar olmalıdır. Sermayenin getirisi ise faiz olarak lanse edilmiştir. Kapitalist sistem bölüşüm çevre gibi faktörleri yok saymıştır. Müreffeh toplum bu durumda meydana gelemez.
Marksizm ise; eşitliği önermesine rağmen, mülkiyet edinmemesi gibi fıtrata aykırı bir yapı geliştirmiş, bu durum sürdürülemez hale gelmiştir. Alternatif olarak İslam iktisat sistemi; ortaya konulup hem bölüşüm adalet hem de insan tabiatına uygun çalışmayı ve helal kazanmayı teşvik eden çalışmalar yeterince uygulanabilirse, toplumlar için daha güzel sonuçlar ortaya çıkacağı görülecektir. Bu nedenle ‘faizsiz finans sistemi’nin geliştirilmesi daha önem kazanmaktadır. Bu sistem uygulamada iki şekilde işlemektedir. Faizsiz bankacılık ve faizsiz tasarruf sistemi.
FAİZSİZ BANKACILIK SİSTEMİ
Mevcut şartlarda oluşan hak ihlalleri, kapitalist ve sosyalist sistem problemleri zaten daha önceden var olan, ancak cari ekonomik sistemlerin uygulaması yüzünden pek az uygulama imkânı olan İslam ekonomik sistem uygulamalarını gündeme getirmiştir.
Burada hareket noktası, İslami prensiplere uygun bir bankacılık ve sigortacılık sistemini yürürlüğe koyabilmektir. Bankalar aracı kurumlardır. Mevcut kapitalist sistemin bankacılık uygulamasında üreticiye kredi verilir, onun üretim faaliyetleri finanse edilir. Sonuçta, ödenen faiz kadar üreticinin maliyeti artar, böylece malın fiyatı pahalılaşmış olur. Ayrıca, üretici kar etse de zarar etse de bankanın alacağı faiz garanti edilmiş olduğu için banka faizini alır.
Halbuki ticari faaliyetlerde her zaman kar edilemez, kar garantisi yoktur, risk vardır. Bazen de zarar edilir. Hatta iş hayatında çok tekrarlanan; ‘Kar zarar kardeştir’ sözü çok anlamlıdır. Yani; ticaret ve üretim risklidir.
İşte bu risk unsuru, ticareti helal faizi haram yapmaktadır.
Aynı şekilde banka herhangi bir tüketiciye tüketim kredisi verir. Tüketici bu kredi karşılığında anaparaya ilaveten bir faiz öder. Bu da maliyeti artırır. Sonuçta, fiyatlarda bir şişme meydana gelir. Bu bankanın cebine girer, dar gelirli kesimler bundan zarar görür.
İslami finansta durum farklıdır. mudaraba, musaraka gibi peşin alıp malı tüketiciye vadeli satma veya kar zarar ortaklığı olarak yapılan işe ortak olmak gibi uygulamalar mevcuttur. Burada kredi talep edenin eline para verilmez, ihtiyaç olan mal alım satımı yapılır işin içine muhakkak ticaret girer.
Türkiye’de faizsiz bankacılık 1983 yılında 70 sayılı kanun hükmünde kararnamenin 90. maddesine göre faaliyet göstermeye başladı. Ayrıca, katılım sigortacılığı sistemi 20.09.2017 tarihinde 3018 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan yönetmeliğe göre yürürlüğe girdi. Burada İslami esaslara göre, sigortacılık yapılmaya çalışılmaktadır.
FAİZSİZ TASARRUF SİSTEMİ
Dünyada, tasarruf bir ihtiyaç meselesidir. Yatırım için gerekli faktörlerden birisi de sermayedir. Tasarruf ederek sermaye oluşumu sağlanır. Ümmetin inançları çerçevesinde ekonomik hayatı sürdürebilmesi için bir tasarruf sistemine büyük ihtiyacı vardır
Burada, aracı olan kurum bir ücret karşılığında tasarruf sahiplerini örgütler. Uygulamada genellikle “ev ya da araba’ almak isteyen kişiler belli programlarla paralarını bir havuzda toplar. Bu havuzdaki para havuza katılanların ihtiyaç duyduğu şeyleri almak için kullanılır.
Türkiye’de bu sistem sayesinde, 2018 yılında 75 bin proje satılmış ve bunun değeri 9 milyar TL olmuştur. Ekonomide ve özellikle inşaat sektöründe piyasada daralma ve durgunluk göz önüne alındığında, bu rakamlar dikkate değer bir rakamlardır. Gene buna göre Türkiye’de faizsiz tasarruf yöntemiyle konut satışı, toplam satışın %10 civarındadır. Tüketici için hem faizden kaçınmak, hem de bankaların faizli kredilerinin kendilerine getirdiği maliyetler dikkate alındığı zaman bu sistem daha cazip olmaktadır. Faizsiz Finans Sistemi, yatırım ve tüketim için ekonomide çok önemli bir yer taşımaktadır. Faizsiz bankacılık ve tasarruf yöntemi ise son yıllarda ortaya çıkmıştır. Ekonomik kriz zamanlarında ekonomide fon akışları için faydalı rol oynamıştır. Yüksek gelir grupları istediği şekilde ev sahibi olabiliyor. Orta gelir grupları çeşitli şekilde ve sahibi olma imkânı bulabiliyor. Alt gelir grupları ise, faizsiz tasarruf yöntemiyle ev sahibi olabiliyor. Bu sistem aynı zamanda sosyal adalet açısından uygun alternatifler üretmektedir. Türkiye’de faizsiz finans meselesi daha ciddi olarak gündeme getirilmeli, ticaret hayatı basın, bilim çevreleri ve devlet nezdinde bu iş değerlendirilmeli, ekonomimize faydalarını artırmak noktasında gayret gösterilmelidir.