Suriye’de büyük güç restleşmesi ve Türkiye

Rusya ve ABD ordularının en üst alarma geçtiği bir zamanda Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ABD Başkanı Trump ve Rusya Başkanı Putin ile görüşecek itidal çağrısı yapması ve asıl mesele olan Esed konusuna yoğunlaşılması gerektiğini bildirmesi belki de buna sebep arayan iki devleti de şimdilik sakinleştirdi. Türkiye Genelkurmay Başkanının da bu süreçte aktif olarak Rusya ile iletişimde kalarak dünya savaşına gidebilecek bir sonuç ortaya çıkarabilecek gerginliği azaltıcı bir rol üstelendiğini söylemeliyiz.

Yeni Şafak Haber Merkezi
Gündem

Prof. Dr. Salih Yılmaz - Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi

ABD Başkanı Donald Trump’ın Twitter üzerinden Rusya’ya savaş ilanı sonrası Pentagon’un “Bizim haberimiz yok, Beyaz Saray’a sorun” açıklaması dünyanın şu anda geldiği durumu özetleyen bir hal içeriyor.

Suriye’de Doğu Guta’nın Duma bölgesinde Esed rejiminin kimyasal saldırı yaptığı iddiasının ardından Suriye’de dengeler yeniden değişmek üzere. Hatırlarsak Suriye’de iç savaşın başladığı dönemden günümüze Esed yönetiminin 215 defa kimyasal silah kullandığı uluslararası bağımsız kuruluşlar tarafından da teyit edildi. Hatta Esed 2013 yılında yine Doğu Guta’da kimyasal silah kullandığında da bunu reddetmiş ve elinde kimyasal silah olmadığını söylemişti. Fakat daha sonra müdahale söz konusu olunca elindeki kimyasal silahları Rusya aracılığıyla BM’ye teslim etmişti. O dönemde ABD Başkanı Obama, Esed yönetimine tehditler yağdırmış, savaş pozisyonuna geçirilen ABD ordusu, emir bekliyoruz açıklaması yapmıştı. Yani tıpkı Obama döneminde olduğu gibi şimdi de Trump bir göz boyama ile Suriye’de baş aktörlerden olan Rusya’yı baskı altına alabilecek bu fırsatı değerlendiriyor.

https://image.piri.net/resim/imagecrop/2018/04/14/02/43/resized_8cbf4-4cc63776yorum.jpg

KIRIM SAVAŞI’NDAN GÜNÜMÜZE

Trump’ın sıkça Twitter üzerinden Rusya’ya ve Esed’e yaptığı tehditlerin iki anlamı var aslında. Birincisi Esed’in en önemli destekçisi konumundaki İran’ın Suriye’den çıkarılacağına, ikincisi de Esed ve İran’ın Suriye’de en büyük güvencesi olan Rusya’ya mesaj içeriyor. Bu haliyle Rusya’nın hem Avrupa’dan hem de Esed üzerinden baskı altına alınmasıyla Ortadoğu’da ABD’nin istediği biçimde anlaşmayı kabul etmesi düşünülüyor.

Tarihte buna benzer bir durum 1854-1855 Kırım Savaşı sırasında da yaşanmıştı. Kırım Savaşı’nda Rusya’nın bölgedeki hâkimiyet ve gücünden rahatsız olan İngiltere ve Fransa, Osmanlı Devleti ile birlikte savaşarak Rusya Çarlığı’nı istedikleri biçimde anlaşmaya zorlamışlardı. Kırım Savaşında 30.000 Fransız, 21.000 İngiliz Ruslara karşı savaştılar. İngiltere ve Fransa, Kırım’da Avrupa’ya özgü düşüncelerle savaşmış Avrupa’nın siyasal statüsünün Rusya tarafından değiştirilemeyeceğine cevap vermek istemişlerdi. İngiltere ve Fransa’nın ortak düşünceleri Rusya’yı Avrupa kıtasının dışında tutmaktı.

Günümüzde Suriye üzerinden çıkan restleşmede de aynı durumun yaşandığını görüyoruz. ABD, Ortadoğu’da Rusya, Türkiye ve İran’ın siyasal statüyü kendisi dışında değiştirmemesi için farklı stratejiler yürütüyor. Esed üzerinden yürütülen bu stratejide İngiltere ve ABD önemli avantajlar elde ettiler. Çünkü Esed’in kimyasal saldırısı üzerinden dünya kamuoyunu savaşa hazır hale getirdiler. Fakat ABD’nin doğrudan Rusya ile savaşa cesaret edemeyeceğini söylemek isterim. Çünkü ABD’nin Rusya ile savaşması İsrail’in yıllardır ince ince yürüttüğü kazanım politikasına uymuyor. SSCB Döneminde İsrail’in Ortadoğu’da hâkim güç olamamasının ana nedeni SSCB’nin buna izin vermemesiydi. Günümüzde Rusya-ABD restleşmesinin sıcak savaşa dönüşmesinden İsrail önemli zararlar göreceğinden buna izin vermek istemiyor. İsrail açısından İran hedef ve Rusya’nın bunu kabul etmesi bile yeterli.

Rusya’nın ABD ile İran ve Esed konusunda kısmi bir uzlaşıyı kabul etmesi ise kendisi açısından tehlikeler içeriyor. Çünkü zaten ABD’nin yapmak istediği Rusya-Türkiye-İran bloğunu ayrı ayrı anlaşmazlığa düşürmek. Rusya’nın ABD’nin istediği biçimde anlaşmaya varması halinde Türkiye’nin Fırat’ın doğusundaki PKK/PYD unsurları ile mücadelesi de zarar görebilir. Rusya eskisi gibi Türkiye’nin PKK/PYD politikasını desteklemezse iki ülke arasında stratejik boyuta erişen askeri ilişkiler durağanlaşıp Türkiye’yi NATO’nun inisiyatifine bırakmış olur.

ABD, Suriye’de Rusya ile anlaşma zemini arayarak İngiltere’ye de bir şekilde sen Ortadoğu’da yoksun demek istiyor. İngiltere, ABD’nin bu hamlesine karşılık mutlaka yeni strateji üretecektir. ABD’nin Rusya ile savaş ekonomisini devam ettirebilecek gücü de bulunmuyor.

AKTİF TÜRK DİPLOMASİSİ

Gelinen noktada Rusya ve ABD ordularının en üst alarma geçtiği bir zamanda Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ABD Başkanı Trump ve Rusya Başkanı Putin ile görüşecek itidal çağrısı yapması ve asıl mesele olan Esed konusuna yoğunlaşılması gerektiğini bildirmesi belki de buna sebep arayan iki devleti de şimdilik sakinleştirdi. Türkiye Genelkurmay Başkanının da bu süreçte aktif olarak Rusya ile iletişimde kalarak dünya savaşına gidebilecek bir sonuç ortaya çıkarabilecek gerginliği azaltıcı bir rol üstelendiğini söylemeliyiz. Savaş durumu Türkiye’nin de içinde olduğu Astana Sürecini yerle bir edecek tehlikeler içeriyor. Rusya-ABD arasındaki sıcak temas Suriye’de siyasi barış sürecini de sonlandıracaktır. Türkiye’nin Suriye’de PKK/PYD mücadelesi ise ABD-Türkiye arasında sıcak temasla birlikte istenilmeyen sonuçlar doğuracaktır. Fakat Türkiye açısından bakıldığında Rusya’nın ABD ile Suriye’de uzlaşısı da önemli riskler içeriyor. İki ülkenin uzlaşısında İdlib’te ABD’nin DAEŞ bahanesiyle rol alması mümkün olabilecekken Fırat’ın doğusunda olası bir operasyon da tehlikeye girer. Rusya’nın Suriye’de bir çözüme yönelik görüşmelerinde Türkiye’nin hassasiyetlerini dikkate almadan atacağı bir adım bundan sonra oluşabilecek krizlerde Türkiye’nin desteğini kaybetmesine de neden olabilir.

Suriye’de siyasi barış sürecinde uzun süredir Türkiye’nin gündeme getirdiği Esed’siz çözüm müzakere edilerek Türkiye-Rusya-İran inisiyatifinde biran önce sonuçlandırılmalıdır. Eğer önceden bu karar alınmış ve geçiş hükümeti kurulmuş olsaydı zaten Rusya’nın şu anda yaşadığı krizler de olmazdı. Diğer türlü Esed sorunu çözülmezse Rusya-Türkiye-İran birlikteliğinde mutlaka gedik açılacak ve Esed üzerinden herkes bir strateji yürütmeye devam edecektir.