Soçi notları

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, Rusya ve Esed rejim güçlerinin İdlib bölgesindeki saldırıları sonrasında, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nda yaptığı konuşmada Kırım’daki Duma seçimlerini tanımadığını beyan etmesi Moskova-Ankara ilişkilerinde bir kriz olarak yorumlanmıştı. ..

Soçi notları

DR. ELNUR İSMAYIL/BİLGESAM BAŞKANI-AKADEMİSYEN, DIŞ POLİTİKA VE GÜVENLİK ARAŞTIRMACISI

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, Rusya ve Esed rejim güçlerinin İdlib bölgesindeki saldırıları sonrasında, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nda yaptığı konuşmada Kırım’daki Duma seçimlerini tanımadığını beyan etmesi Moskova-Ankara ilişkilerinde bir kriz olarak yorumlanmıştı. Rusya tarafından Türkiye aleyhine yapılan açıklamalar da bu krizin İdlib’te patlak verebileceğini gündeme getirmişti. Fakat, Cumhurbaşkanı Erdoğan, Rusya ziyareti öncesinde Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’le ilgili olumlu açıklamalar yaparak, Suriye ve Irak’ta ABD varlığının olmaması gerektiği görüşünü paylaşmıştı.

Görüşmede Kırım’la ilgili herhangi bir açıklama yapılmamış olması, Moskova-Ankara arasında uzlaşılmayacak bir konunun gündeme getirilmemesi şeklinde okunabilir. Öncesinde Kremlin Sözcüsü Dimitriy Peskov’un, Ukrayna’nın ayrılıkçı Donbas’a saldırdığında Türk Savunma Sanayii ürünlerini kullanmasından duyulan hoşnutsuzluğunu ifade etmiş olması da görüşme öncesi Türkiye’ye verilmiş bir mesaj olarak yorumlanabilir.

TÜRK AKIMI, S-400 VE TİCARİ İLİŞKİLER

Görüşmede iki ülke arasındaki stratejik alanlarda işbirliğinin önemine değinilmesi de iki liderin ülkelerinde iktidarda kaldığı sürece bu alanlarda herhangi bir geri adım atılmayacağını göstermektedir.

S-400 konusu ile ilgili olarak net bir yorum yapılmasa da Türkiye’nin, ABD’nin baskılarına rağmen, Biden yönetimine bir cevap niteliğinde S-400’lerin ikinci partisinin alınması konusunda varılan muhtemel bir ön anlaşmanın yıl sonuna kadar açıklanması beklenilebilir. Bununla birlikte Türkiye’nin Rusya’dan beklediği teknoloji transferi ile ilgili çalışmalar konusunda ise Rusya’nın şimdilik çekimser olduğu da bilinmektedir.

SURİYE MESELESİ

Suriye konusunda ise genel yorumlar dışında bir açıklama yapılmamış olması da, bölgenin güvenliği ile ilgili olumlu düşünmemize bir neden olmadığını ortaya koymaktadır. Bölgesel işbirliği konularında Rusya-Türkiye ortak çalışmalarının olumlu sonuçlar doğurduğu, Karabağ sorunu ve Libya haricinde, Suriye’de durumun istikrardan ziyade geçici olarak dondurulmuş bir soruna dönüştüğünü söyleyebiliriz. Suriye’deki sorunla ilişkili olarak, Rusya ve Türkiye ilişkileri zaman zaman değişiklik gösterdiği gibi, Rusya’nın Esed yanında yer alarak rejim güçlerinin daha çok alanı kontrol edebileceği bir stratejiyi de Kremlin adım adım uygulamaya devam etmektedir.

Tabii, Ankara için öncelik, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Rusya ziyareti öncesinde beyan ettiği gibi, Türkiye’nin bölgeden yeni bir mülteci dalgasını kaldıramayacağı hususu. Fakat, insan haklarına önem vermeyen Rusya veya Esed için bunun bir önemi yok. Dahası Türkiye’yi bu konuda daha zayıf düşürebilmek için bölgedeki sivillere yönelik saldırılara da ağırlık vermekteler.