Prof. Dr. Ahmet Kavas / (E) Büyükelçi, İstanbul Ticaret Üniversitesi Öğretim Üyesi
Afrika’nın en batı ucunda yer alan Senegal kıtada 197 bin kilometrekarelik yüzölçümü ile 35’inci toprak genişliğine ve 19 milyona yakın nüfusu ile 24’üncü kalabalık nüfusa sahip bir ülkedir. Nüfusunun yüzde 98’e yakını Müslümandır. Kişi başına düşen milli geliri ise 1.714 dolardır. Halkının yüzde 80 gibi bir oranda çoğunluğu yerel dillerden Volof dilini konuşup anlayabilmektedir. Volof dışında Pular, Bambara da denen Mandengo ve Serer gibi farklı yerel dilleri de bulunmaktadır.
İSLAMLAŞMA SÜRECİNİN MAYALANDIĞI TOPRAKLAR
Bulunduğu coğrafyası itibarıyla tarihî bakımdan Afrika’nın en zengin geçmişe sahip ülkelerinden birisi olan Senegal’in isminin kaynağı hakkında farklı rivayetler var. İsmini aynı adla bilinen ve Moritanya ile tabii bir sınır oluşturan Senegal ırmağından aldığı yazılı kaynaklarda yer alır. Ancak kimilerine göre Berberilerin Senhace kolunun adından geldiği ifadesi yanında özellikle yerel Volof dilinde “bizim kayık” anlamına gelen “sunu gal” kelimesine dayanması halk arasında daha fazla benimsenmiş görünmektedir. Coğrafî olarak kuzeyde çöl ikliminin tesirinde kalsa da özellikle Senegal ırmağı havzası tüm ülkenin adeta can damarı gibidir.
Ülke tarihinin kökleri Senegal ırmağı havzasındaki toplumların yaşadıkları çağlardan kalan sosyo-kültürel ve dinî geleneklerin zengin mirasına sahiptir. Özellikle Futa Toro bölgesi sadece bu ülkenin değil Nijerya’ya kadar uzanan tüm Batı Afrika’da İslamlaşma sürecinin adeta mayalandığı bir yerdir. Henüz 11. yüzyılda Senegal ırmağı üzerindeki bir ribat denilen zaviyede şekillenen Murabıtlar hareketi, buradan bugünkü Fas Krallığı topraklarına doğru yayılmış, uzun zaman başkentlik de yapan Merakeş’i kurmuştu.
SÖMÜRGECİLERİN İSTİLASI
Endülüs’ün çok güçlü olduğu dönemlerde Kuzey Afrika gibi Senegal’i çevreleyen Batı Afrika sahilleri de güven altındaydı. Ancak Portekizliler 1400’lü yılların sonlarında buranın açıklarında bugün Kabo Verde olarak bilinen Yeşil Burun Adalarına yerleştiler. Burası 16. yüzyılın başından itibaren Amerika kıtasına götürülen köleler için bir toplanma merkezi yapıldı. Fakat Avrupa sömürgeciliği, Afrika kıtasını batıdan güneye ve oradan da doğuya, hatta Kızıldeniz içine kadar çevreleyen sahil kesimlerinde bazı ticaret tezgahları kurmanın dışında iç kısımlara fazla nüfuz etmediler. Ya da oralara gidecek imkânlara sahip değildiler. Ta ki 1885 yılında Berlin’de yapılan konferans ile Afrika kıtasının tamamı Fransa ve İngiltere başta olmak üzere Portekiz, Almanya, İtalya, Belçika ve İspanya dahil 7 Avrupa devleti arasında parçalanana kadar. Avrupa başkentlerinde masa başında çizilen 85 bin kilometre uzunluğunda sınırlar çizildi ve bu sınırlar hala büyük oranda korunmaktadır. Senegal’in sahip olduğu tarihî etki alanı komşuları Moritanya, Mali, Gine, Gine Bissau ve Gambiya ile iç içedir. Aynı değerlere, adetlere ve hayat tarzlarına sahipler.
OSMANLI VARLIĞI
Osmanlı Devleti’nin Afrika kıtasındaki varlığı Kuzey Afrika’daki yerel hanedanların Endülüs’ün 1492’de tamamen yok oluşuyla başlamaktadır. Öncelikle Kuzey Afrika bölgesindeki İspanyol işgalleri kaldırılmış; Batı, Orta ve Doğu Afrika bölgelerindeki Müslüman toplumlarla da çoğu zaman Hicaza gelen hac ve kıtanın binlerce yıldır devam eden ticaret kervan yolları sayesinde - Cezayir, Tunus, Trablusgarp ve Mısır üzerinden geliş gidişlerde- yakın temaslar kurulmuştu. Sömürgeci Avrupalıların kıtanın içlerine girmeye başladıkları 19. yüzyılın ikinci yarısından itibaren buradaki Müslüman toplumların tamamı genelde Osmanlı halifesine bağlılıklarını fırsat buldukça bildiriyorlardı. Fransızların Senegal kıyılarından 1850’lerden sonra doğu istikametinde, İngilizlerin de 1882 yılından itibaren Kızıldeniz’e kıyısı bulunan Sudan’dan batı istikametinde ilerleyişleri yaklaşık 50 yıl sürdü. 1920’li yıllara gelindiğinde Büyük Sahra toplumları dahil tamamı sömürgeleştirildi.
ELHAC ÖMER TAL
Senegal’in çok sayıda millî kahramanı arasında Elhac Ömer Tal hem büyük bir İslam alimi olarak hem de büyük bir devlet adamı olarak Fransız sömürgeciliğiyle mücadeleki başarıları ile tanındı. Tüm Batı Afrika’da Ticaniye tarikatının yaygınlaşması onun gayretleri ile oldu. Onun 1864’te Mali Cumhuriyeti içlerindeki bir cephede vefatıyla birlikte yeni direniş hareketleri daha çok dinî özellikleri ile öne çıktı. Bunlardan Senegal’deki Ahmadu Bamba’nın Müridiye tarikatı tüm Batı Afrika’da müntesipleri bulunan en geniş tasavvufi yapıdır. Kadiriler de Senegal kadar Afrika’da Müslümanların bulunduğu her coğrafyada varlık göstermektedirler.
İslam dininin bin yılı aşan dinî terbiyesi açısından Senegal toplumu öncelikle “daara” dedikleri Kur’ân-ı Kerim eğitimi ile başlayan ve diğer dinî alanlarda derinleşen büyük medreseleri ile asırlardır varlıklarını sürdürüyorlar. Halen Luga şehri gibi mahaller tamamen dinî eğitime tahsis edilmiş ve aynı anda binlerce çocuk ve genç geleneklere bağlı dini eğitim ve güncel okullarla birlikte yoğun bir eğitim sürecine tabi tutuluyorlar.
İLK DİPLOMATİK TEMAS
Osmanlı Devletinin kendi sınırlarına uzak olmakla birlikte bu bölgedeki Müslümanlara ilgisi hem Mağrip’teki Cezayir, Tunus, Trablusgarp ve Mısır eyaletleri ve özellikle Hicaz valileri ile sürdürüldü. Zaman zaman İstanbul ile bölge Müslümanlarının temsilcileri arasında hediyeleşmeler yapılmaktaydı. Bugün Senegal’in geleneksel kıyafeti Türkî Jârem denen kıyafetin Osmanlı hediyesi saray kaftanlarından esinlendiği tahmin edilmektedir.
Afrika’nın sömürgeleştirilmesi sürecinde özellikle Fransızlar bugünkü Lübnan, Suriye, Filistin ve Adana ile Mersin gibi vilayetlerimizden sanat erbabı çok sayıda Osmanlı vatandaşını teşvik edip Batı Afrika bölgesine taşıdılar. Bunlar arasında Müslümanlar ve Hıristiyan olanlar da vardı. Taşıdıkları Osmanlı pasaportları sebebiyle Senegal’in başkenti Dakar’a 1910’lu yıllarda bir fahri konsolosluk açıldı. Böylece bu ülkeyle ilk diplomatik temaslarımız da başlamış oldu. Senegal’in 1960’da bağımsızlığını almasının ardından Türkiye Cumhuriyeti kıtadaki ilk büyükelçiliklerinden birisini 1962 yılında bu ülkede açmaya karar verdi ve ilk büyükelçi de 1963 yılında görevine başladı.
ANKARA İLE DAKAR ARASINDAKİ KÖPRÜLER
Senegal hem deniz limanı hem de havalimanı ile Batı Afrika’nın en gözde ülkesi oldu. Uçakların ilk defa Atlas Okyanusu’nu geçmeleri bu ülkedeki havalimanı sayesinde mümkün oluyordu. Avrupa’dan kalkan uçaklar önce Senegal’e gelip burada gerekli ikmallerini yapıp Amerika kıtasına uçabiliyorlardı. Dakar limanı da devamlı büyümüş ve 2000’li yıllara gelindiğinde 20 milyon tonun üzerinde yükleme yapar vaziyetteydi. Hatta yetersiz kalması sebebiyle şimdilerde yeni liman projeleri devreye sokuldu.
Türkiye’nin Afrika siyasetinde diplomatik bir misyon olarak 60 yılı geride bırakan Senegal’de maalesef 1990’lı yılların başında dahi başkent Dakar’da Arıbal ailesi dışında ikamet eden bir vatandaşımız yoktu. Şimdilerde binlerce işçimizin, tüccarımızın, iş adamımızın, yarımcımızın ve devlet kurumlarımız adına TİKA, MAARİF Vakfı, THY, Yunus Emre Enstitüsü, Diyanet İşleri Koordinatörü, Ticaret Bakanlığı Ataşesi, Askeri Ateşe gibi çok sayıda görevlilerimiz bulunuyor. Ayrıca sivil toplum kuruluşlarımızın da başkent Dakar dahil ülkenin birçok bölgesinde faaliyetleri bulunmaktadır.
Dakar’a havayoluyla gelen bir yolcunun indiği kısaca AIBD denen Uluslararası Blaise Diagne Havaalanı’nı inşa eden ve halen işletmesini üstlenen şirketlerimizin hizmetleri Türkiye adına büyük bir başarıdır. Başkentin merkezine ilerlerken otoyolun her iki tarafındaki Amadou Mahtar Mbow Üniversitesi kampüsü, beş yıldızlı otel, Abdou Dİouf Kongre Merkezi, Abdoullaye Wade Stadyumu, Arena kapalı spor salonu, bölgenin en büyük sebze hali binası, yine ülkenin en büyük gıda sanayi ve hazır beton işletmesi, halen devam eden doğalgazdan enerji üretim santrali inşaatı, TER ismi verilen hızlı demiryolu, liman bölgesinde ülkenin yüzde 30 enerjisinin denizdeki platformunda doğalgazdan üretilmesi gibi pek çok eserle Senegal’in 21. yüzyıla çağ atlayan bir ülke görünümüne gelmesinde Türk yatırımcıların emekleri takdir edilmektedir. Yüzlerce inşaat, ticari işletme ve pazarlama gibi alanlardaki şirket de bu ülke ile Türkiye arasında köprüler kurmaktadırlar.
2019 yılında 340 milyon doları bulan ticaret hacmi 2020’deki ağır Kovid salgını şartlarına rağmen 390 milyon dolara çıkmıştı. 2021 yılında ise 540 milyon dolarla büyük bir gelişme göstermiş ve 2022 yılında 730 milyon dolara ulaşmıştı. Sahraaltı Afrika’da kıtanın ekonomik anlamda iki büyük ülkesi olan Güney Afrika ve Nijerya’dan sonra Senegal Türkiye’nin üçüncü büyük karşılıklı ticaret yaptığı ülke haline geldi. Amaç 2023 yılında bir milyar doları aşmaktı. Ancak beklenmedik şekilde kıta genelinde yaşanan yüzde 12,5’luk gerileme Senegal için yüzde 43 gibi beklenmedik bir orana ulaştı.
TÜRK BAHÇESİ
Üniversitelerimizde 2020 yılına kadar mezun olan 60 eski öğrenci dışında eğitimlerine devam eden sadece 186 öğrenci vardı. On binlerce Afrikalı öğrenciyi misafir ettiğimiz düşünüldüğüne bu rakam çok düşüktü. Senegal tamamına yakını Afrika ülkelerinden olmak üzere kendi üniversitelerinde 18 bin uluslararası öğrenciye ev sahipliği yaparken, hatta Fransa’ya okumaları için 14 bin öğrenci gönderirken Türkiye’deki bu rakam oldukça azdı. 2020-2022 yıllarında yapılan özel çalışmalarla Senegalli öğrenci sayısı 1500 sınırına yaklaştı. Batı Afrika’nın en büyük üniversitesi olan ve kısaca UCAD denen Şeyh Anta Diop Üniversitesi başta olmak üzere tüm üniversitelerle yapılan karşılıklı iş birliği ile Türkiye’de pek çok üniversiteyle temaslar kuruldu. UCAD kampüs alanında 15 dönümlük bir alan özellikle öğrencilerin rahatça oturup sohbet edecekleri Türk Bahçesi adıyla Türk ve Azerbaycanlı iş adamlarımızın katkıları ile düzenlendi. MAARİF Vakfına bağlı beş okulda da 1000’den fazla Senegalli öğrenci eğitimlerine devam etmektedirler.
1977-1984 yılları arasında UNESCO genel sekreterliği yapan ve bu sene 103 yaşında vefat eden Amadou Mahtar Mbow eğitimci, idareci ve tanınmış bir yazar olarak Senegal’in dünyaca tanınmış bilim insanlarındandır. Yine Prof. Dr. Cheikh Anta Diop da tüm Afrika’nın tanıdığı önde gelen tarihçiler arasında yer alır. Cheikh Hamidou Kane Türkçe dahil pek çok dile kitapları tercüme edilen önemli bir edebiyatçıdır. Afrika genelinde entelektüelleri en çok olan ve uluslararası farklı kuruluşlarda üst kademede en fazla sorumluluk üstlenen Afrikalılar arasında Senegallilerın sayısı oldukça fazladır.
Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın 30’dan fazla Afrika ülkesine yaptığı 60’a yakın resmi ziyareti içerisinde en çok ziyaret ettiği Senegal’in devlet başkanları da ülkemize defalarca ziyarette bulundular. 2024 yılı Mart ayında yapılan devlet başkanlığı seçimini kazanan Bassirou Diomaye Faye 30 Ekim 2024’te ülkemizi ziyaret etti. Ankara’da Senegal Büyükelçiliği için tahsis edilen arsa üzerinde modern bir sefaret binası ve ikametgahı inşa edilirken Türkiye de Dakar’da aynı şekilde yeni bir büyükelçilik binasını 2021 yılında inşa etmiş ve 2022 yılı Şubat ayında hizmete açmıştır. Her iki ülke arasında tesis edilen dostluk Afrika genelinde ve dünyanın diğer kıtalarındaki diplomatik ilişkilerimiz açısından benzerine az rastlanır bir özelliğe sahiptir.