İsveç ve Finlandiya’nın NATO ödevi

Madrid Zirvesi’nde imzalanan “Üçlü Muhtıra” çerçevesinde kurulan Türkiye-İsveç-Finlandiya Daimi Ortak Mekanizması’nın ilk toplantısı, 26 Ağustos günü Finlandiya’da düzenlenecek. İki İskandinav ülkesinden de bugüne kadar somut bir adım gelmediği için toplantıdan kendileri açısından olumlu bir karar çıkması beklenmiyor. İsveç ve Finlandiya tarafı Ankara’yı ikna etmek adına masaya somut garantilerle gelmek zorundalar.

İLLUSTRASYON: CEMİLE AĞAÇ YILDIRIM

Faruk Önalan - Yazar

İsveç ve Finlandiya’nın NATO’ya katılım taleplerinin, Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne sunulması sürecinde iki ülkeden de terör örgütlerine ve teröristlere arka çıkmamaları istenmişti. Ayrıca, başta PKK ve FETÖ mensupları olmak üzere haklarında yakalama kararı olan firari isimlerin iadeleri talep edildi. Hem İsveç hem de Finlandiya bu şartı kabul etmiş, Türkiye de NATO’ya katılım müzakerelerinin başlamasına bu şartla onay vermişti. Bugüne kadar 23 NATO üyesi ülke, parlamentolarında söz konusu protokolü onayladı. Olağanüstü gündem “Rus tehdidi” olunca tamamlanması ayları bulacak onay sürecinin büyük kısmı çok kısa süre içinde tamamlandı. 6 ülkenin daha onay vermesi beklenirken katılım sürecinin nihayete ermesini Türkiye’nin tavrı belirleyecek. Ankara’nın ulusal güvenlik kapsamındaki meşru talepleri ciddiye alınmazsa protokol elbette ki TBMM Genel Kurul gündemindeki yerini almayacaktır. Hatırlayalım; Yunanistan basit sebeplerden (isim değişikliği) TBMdolayı Makedonya’nın NATO’ya katılımına yıllarca şerh koymuştu.

İSVEÇ’TEN OYALAMA TAKTİĞİ

İsveç makamları Türkiye’nin iadesini talep ettiği kişileri teslim etmekte diretirken, ismi “iadesi talep dilenler” listesinde olmayan kişilerle Türkiye’yi oyalamaya çalışıyor. Dolandırıcılık suçundan aranan Okan Kale, önce dinini değiştirip Hristiyan olan ve daha sonra kendisinden 23 yaş büyük İsveçli bir kadın ile evlenerek oturum izni alan bir Türk vatandaşı. 2021 yılı Ekim ayında İnterpol aracılığı ile yapılan iade talebine, İsveç yargısı geçtiğimiz günlerde onay verdi. Fakat Kale, müzakerelerde istenen terör suçlularından biri değil. İsveç basınında yer alan bir habere göre iadesi yapılacak bir diğer isim de PKK yanlısı Zinar Bozkurt. Bozkurt 2014 yılında İsveç’e iltica etmiş ancak başvurusu geçtiğimiz aylarda (8 yıl sonra) reddedilmişti. Önceki günlerde de İsveç istihbarat teşkilatı tarafından gözaltına alındı. Boynuna taktığı “haç” ile röportajlar veren ve eşcinsel olduğunu belirten Zinar Bozkurt da – İsveç basınına göre- Türkiye’nin talep listesindeki isimlerden biri değil. Ayrıca avukatı iade işlemlerini durdurmak için Avrupa Adalet Divanı’na başvuruyor.

https://image.piri.net/resim/imagecrop/2022/08/23/05/20/resized_194f6-95c9ac0badsc4b1zresim.jpg

İsveç tek somut adımı ise 2020 yılında henüz NATO üyelik talebi gündemde yok iken atmıştı. O adım da MİT’in etkili ve ısrarlı hamlesi sayesinde oldu zaten. Terör örgütü PKK’nın gençlik yapılanması Yurtsever Devrimci Gençlik Hareketi’nin (YDG-H) sözde Cizre Sorumlusu “Zibo” kod adlı Resul Özdemir MİT operasyonu ile Türkiye’ye getirilmişti. Özdemir, güvenlik güçlerince yürütülen bir operasyonda yaralanmış, tedavisi için yasadışı yollarla yurt dışına kaçırılmıştı. MİT’in adım adım takibi sonrası İsveç’e gittiği öğrenilmiş ve aynı yıl içinde İsveç makamları ile irtibata geçilmişti. İltica başvurusu sonuçlanmadan alınarak, hakkında kesinleşmiş 15 yıl cezasını infazı için adalete teslim edildi.

YAKLAŞAN GENEL SEÇİMLER

Gündem bu isimlerle meşgul edilirken Ankara’nın asıl talep ettiği terör suçluları ile ilgili herhangi bir somut hamle gelmedi. Sadece İsveç’ten 73 kişinin iadesi istenmişti. İsveç Başbakanı Magdalena Andersson her ne kadar mutabakat şartlarına uyduklarını açıklasa da bu kapsamda atılmış yeterli bir adım yok. Mutabakatın imzalanmasından bu yana, ne İsveç ne de Finlandiya, haklarında terör suçları isnadı bulunan kişileri Türkiye’ye iade etmemiş, olumlu bir dönüş de sağlanmamıştır. Özellikle İsveç’in, terör haricindeki suçlardan dolayı haklarında yakalama kararı olanları (dolandırıcılık, uyuşturucu, yağma vs.) gündeme taşıması açık bir oyalama taktiği olarak görülmektedir. Bu tür adli suçlara istinaden aranan kişilerin, iadesiyle ilgili herhangi bir sorunun zaten olmadığını Adalet Bakanı Bekir Bozdağ da şu ifadelerle belirtti: “İsveç tarafının, bu konuda sorun varmış gibi Türkiye’nin talebi bunlarla ilgiliymiş gibi bir yaklaşım içerisine girmeleri ahlaki ve doğru değil.”

Konuyu bir başka boyutu ile inceleyecek olursak; seçim sath-ı mailine yavaş yavaş girdiğimiz şu dönemde, Türkiye’de bir iktidar değişikliği ile NATO’ya katılım taleplerinin hızlıca onaylanacağına dair bir düşünceye sahip olanların varlığı sır değil. Bu doğrultuda, Finlandiya basınına konuşan CHP ve HDP’nin üst düzey milletvekillerinin, söz konusu ülkelerin NATO üyelik taleplerinin onaylanması yönünde görüş beyan ettiklerini de bir kenara not edelim. Bu arada 11 Eylül tarihinde İsveç’te genel seçimler yapılacak. Göçmen karşıtlığıyla bilinen İsveç Demokratlar Partisi’nin (SD) oyunu artırması dengeleri temelinden sarsabilir.

İKİ ÜLKE DE ANKARA’YI İKNA ETMEK ZORUNDA

Bir diğer nokta da, İsveç yüksek mahkemesinin birçok iade kararını iptal ettiği gerçeğidir. Örnek verecek olursak; 2017 yılının son günlerinde dönemin Afgan güvenlik güçleri, FETÖ’ye ait Afgan-Türk Çağ Eğitim Kurumları’na ait bir okula baskın yaptı. Sözde Afganistan imamı olarak bilinen Yılmaz Aytan ve Sami Yavuz gözaltı sonrası ev hapsine alındı. İki isim bu süreçte Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği’nin (UNHCR) Kabil’deki ofisine müracaat ederek İsveç’e iltica etmek istediklerini beyan ettiler. Türkiye’nin iade talebi üzerine Afgan güçlerinin operasyon yapmasından kısa süre öncesinde İsveç’e kaçırıldılar. İsveç Göçmen Dairesi, UNHCR’nin talebi üzerine Aytan’a daimi oturma izni ve yabancı pasaportu verdi. 2021 yılında Türkiye’nin İsveç Adalet Bakanlığı’na sunduğu iade talebi ise 1,5 ay önce reddedildi.

Kısaca özetlemeye çalıştığım bu gelişmeler sonrası, Madrid Zirvesi’nde imzalanan “Üçlü Muhtıra” çerçevesinde kurulan Türkiye-İsveç-Finlandiya Daimi Ortak Mekanizması’nın ilk toplantısı, 26 Ağustos günü Finlandiya’da düzenlenecek. Adalet, Dışişleri, İçişleri, Milli Savunma bakanlıkları ve Milli İstihbarat Teşkilatı’ndan temsilcilerin de yer alacağı heyete Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın ve Dışişleri Bakan Yardımcısı Sedat Önal başkanlık edecek. Açıkça belirtmek gerekirse, her iki İskandinav ülkesinden de bugüne kadar kayda değer bir adım atılmadığı için toplantıdan –karşı taraf açısından- olumlu bir karar çıkması beklenmiyor. İsveç ve Finlandiya tarafı Ankara’yı ikna etmek adına somut garantileri masaya getirmediği takdirde yol haritası, 11 Eylül’de gerçekleştirilecek İsveç genel seçimleri sonrasında daha belirgin hale gelecektir.