İkinci Miçotakis döneminde Türk-Yunan ilişkileri

Kryakos Miçotakis.

Prof. Dr. Celalettin Yavuz / Güvenlik Politikaları Uzmanı

Yunanistan’da 21 Mayıs 2023’te yapılan genel seçimlerde yüzde 40.5 oyla ilk sırayı aldığı halde 300 sandalyelik parlamentoda çoğunluğu sağlayamayan Yeni Demokrasi Partisi lideri Kryakos Miçotakis, Yunanistan’ın yeni seçim sisteminin getirdiği avantajları düşünerek hükümeti kurma görevini iade etti. İkinci sıradaki SYRİZA ve PASOK da hükümet kurma görevini iade edince 25 Haziran’da genel seçimlerin ikinci turuna geçildi.

ÇİPRAS’IN VEDASI

Katılım oranının yüzde 52’ler civarında olduğu ikinci turun sonuçlarına göre yüzde 40.4 oya ulaşan Miçotakis’in Yeni Demokrasi Partisi, seçim yasasının ikinci turda yüzde 25’i geçen partilere getirdiği kontenjan milletvekilliği ile 158’e ulaşarak tek başına hükümet kurma şansını yakaladı. Miçotakis ülkeyi yeniden yönetmeyi düşünürken, SYRİZA’nın Lideri Çipras, yüzde 17,8’luk oy oranı ve 47 sandalye ile uğradığı büyük yenilginin ardından Nazım Hikmet’in ‘En güzel deniz, henüz gidilmemiş olandır’ dizeleriyle genel başkanlıktan istifa etti. Diğer siyasi partilerden PASOK 32, Komünist Parti (KKE) 2, Spartalılar 13, Helen Çözümü 12, NİKİ 10, Özgürlük Rotası 8 milletvekilliği elde ettiler.

İkinci tur seçimlerden önce oy vermedikleri gerekçesiyle Miçotakis ve ablası Dora Bakoyannis’in sözlü tacizine uğrayan Batı Trakya Türk toplumu ise Rodop ve İskeçe illerinden SYRİZA ve PASOK’tan ikişer olmak üzere 4 milletvekili çıkararak muhalefette yer aldılar.

DIŞİŞLERİ’NDE BİR ŞAHİN

Yemin etmeyi takiben kabinesini kuran Miçotakis, önceki Dışişleri Bakanı Nikos Dendias’ı Savunma Bakanlığı’na atarken, Dışişleri Bakanlığı görevine yakın arkadaşı diye bilinen Giorgios Yerapetritis’i getirdi. Maliye Bakanlığı’na Kostis Hatzidakis, İçişleri Bakanlığı’na eski Eğitim Bakanı Niki Kerameus, Adalet Bakanlığı’na Yorgos Floridis getirilirken, eski İçişleri Bakanı Makis Voridis ise Devlet Bakanı olarak atandı.

Miçotakis’in yeni kabinesindeki 6 bakan genelde Türk-Yunan ilişkileri konusunda şahinliği ile tanınan “Pontus” hayalcileri, yani ataları Karadenizli olan eski hemşehrilerimiz. Bu sözde “Pontus Rumları soykırımı” yalanına kapılan grubun ayrıca bakan yardımcılığı, gölge bakan vb. görevlerle oldukça kalabalık (61 kişi) hükümet grubu içinde göze batacak sayıdalar. Diğer partilerle birlikte sayısı 20’yi aşkın milletvekiline de sahipler.

Miçotakis’in ilk kabinesindeki Türkiye karşıtlığıyla öne çıkan iki kişi bizzat kendisi ve Dışişleri Bakanı Dendias idi. Her iki devlet adamı da 6 Şubat Kahramanmaraş depremlerinin ardından Türkiye’ye karşı daha ölçülü söylemler geliştirmeye özen gösterdiler. Ama her “zeytindalı” sözlerinin ardından iki ülke ilişkilerinde Türkiye’ye ödev yüklemeyi de ihmal etmediler. Bu şahinlere 56 yaşındaki anayasa hukukçusu Yorgos Yerapetritis’in Dışişleri Bakanlığı’na atanmasıyla bir yenisi eklendi.

TEMKİNLİ OLMALI

Yerapetritis, son yıllarda alevlenen ve zaman zaman gerilimlere sebebiyet veren Doğu Akdeniz deniz yetki alanları konusundaki çıkışlarıyla öne çıkmıştı. 2020 yılı yazında araştırma gemisi Oruç Reis’in Doğu Akdeniz’deki deniz tabanı araştırma görevleri sırasında Devlet Bakanı olan Yerapetritis, anılan geminin Yunan donanması tarafından sürekli izlenmekte olduğunu ve her an için bir operasyon yapacak şekilde hazır olduklarını açıklayarak ortalığı germişti.

Yunanistan’ın batı ve güney kıyılarında 12 deniz millik karasuyu genişliği geçen yıllar içerisinde gerçekleştirildi. Yerapetritis, Türkiye’nin “Ege’de 6 deniz milinin üzerindeki karasuları genişliği savaş sebebidir!” kararı hilafına Ege’de de 12 mili savunan bir siyasetçidir. Bir diğer vukuatı da 2021 yılı içerisinde ABD’nin Dedeağaç limanını takviyesi ve Yunanistan’da kurduğu yeni üsler sırasında Türkiye karşıtı kışkırtmacılığı idi. Sonuç olarak Miçotakis’in yeni kabinesinde gerilimi tetikleyebilecek ve bu maksatla ABD ile AB nezdinde her türlü oyunu oynayabilecek siyasiler devam etmektedirler. Gönül “normalleşmeyi” arzu ederken, tecrübe “temkinli olalım!” diyor!

DÜŞÜNCE GÜNLÜĞÜ
Wagner isyanı sonrası Afrika ve Orta Doğu’daki açmazlar