RECEP ÖNCEL
Aslında bu yazının başlığı Beka Meselesi olacaktı. Ancak duygularımız biraz daha ağır bastı, içimizdeki sevgiyi kalemle ifade etmek durumunda kaldık. Eminim bu duygularda yalnız değiliz. Cenab-ı Hak bu millete Tayyip beyin sevgisini verdi. İnsanlar onu benimsedi, aileden birisi gibi görmeye başladı. Recep Tayyip Erdoğan,’ bizim Tayyip’ olarak algılandı. Bunda daha önceki dönemlerin liderlerinin, özellikle CHP dönemlerinin asık suratlı halktan kopuk devlet adamı anlayışı yerine, milletin değerleri ile barışık bir liderin bulunması etkili oldu. Başka liderlere ‘Kılıçdaroğlu, Akşener’ gibi soyadları ile hitap edilirken Recep Tayyip Erdoğan’a sadece ‘Tayyip’ denilerek samimiyet ve yakınlık meydana geldi.
Cumhurbaşkanlığı sitesine girip, Tayyip beyin özgeçmişini tekrar okudum. İnsan duygulanıyor. Nerden nereye… Allah lütfetti, Cumhurbaşkanımız gayret etti. Dün muhtar bile olamaz denilen adam, bu gün sırasıyla başbakan ve cumhurbaşkanı oldu.
Başkanımız 1954 doğumlu, İmam Hatip lisesi mezunu. Marmara Üniversitesi İktisadi Ticari Bilimler fakültesini bitirmiş, sporla ilgilenmiş, politikaya MSP döneminde başlamış, özel sektörde çalışmış Refah Partisi il başkanlığı, İstanbul belediye başkanlığı yapmış. Okuduğu şiirden dolayı hapis yatmış. 2001 yılında AK Parti kuruculuğu ve ardından genel başkan olmuş, 2003 de milletvekili olmuş.
15 mart 2003’de Başbakan, 2014 Cumhurbaşkanı oldu. Türkiye de AB süreci demokratikleşme ekonomik istikrar sağlanması, enflasyonun dizginlenmesi, TL den 6 sıfır atılması, IMF ile ilişkilerin kesilmesi, borçların ödenmesi, baraj, okul, yol, hastane, boğaz köprüsü, tüneller Marmaray Avrasya, İstanbul havaalanı Tayyip beyin liderliğinde başarıldı. Dik duruşuyla, delikanlı tavrı ile Dünya beşten büyüktür dedi. “One Minute” dedi, milletle içiçe oldu... Ve 15 Temmuz’da dünyada eşi görülmemiş bir halk hareketine liderlik yaptı, milletin gönlünde taht kurdu.
MAZLUMLARIN ÜMİDİ
Recep Tayyip Erdoğan sadece bu ülkenin değil, dünyadaki mazlum milletlerinde ümidi oldu. Türkiye TİKA vasıtasıyla 5 Milyar doları aşkın yardım yaparak dünyada en çok yardım yapan ülke oldu. Dünyada emperyalizme karşı bir duruş ve mazlumların duası ile bereket yaşandı. Somali Filistin Suriye Irak Arakan en son Yeni Zelanda da Müslümanların ve mazlum ezilen insanların yanında oldu.
Etrafımızı çevreleyip Türkiye’yi kapana sıkıştırmak isteyen Amerika, İsrail, Batı ve emperyalizm ve bunların maşaları PKK, PYD, DEAŞ, FETÖ gibi terör odaklarına karşı Türkiye kararlı bir mücadele verdi. Bütün bunlardan sömürgeci emperyalist güçler rahatsız oldular. “Ne oluyor, acaba Osmanlı tekrar geliyor mu?” diye telaşa düştüler.
Türkiye’ye karşı topyekûn savaş açtılar, işte mesele bu dur!
CUMHUR İTTİFAKI
Evet ifade etmek lazımdır ki mesele, Türkiye için beka meselesidir. Türkiye’de sadece yerel seçim yapılıyor canım, demek bir kandırmacadan ibarettir! Sayın Devlet Bahçeli ve MHP kadroları bu durumda büyük duyarlılık gösterdiler. Bu milletin geleceği için AK Parti ve MHP, Cumhur İttifakını gerçekleştirdiler.
Karşı taraf CHP, SP, İYİ Parti, PKK ile bir araya geldiler. Bunu Atatürkçü olduğunu söyleyen CHP, milliyetçi olduğunu söyleyen İYİ Parti ve maneviyatçı olduğu söyleyen SP’nin izah etmesi güçtür. Gelinen nokta ne kadar acı ve düşündürücüdür. Bunların hepsi Recep Tayyip Erdoğan düşmanlığında birleşmiştir. Tayyip gitsin de ne olursa olsun, düşüncesi daha doğrusu düşüncesizliği memleket için çok tehlikelidir. Tayyip bey gittikten sonra bir çözümünüz var mı, sorusuna cevap veremiyorlar, adeta seçimi bir intikam meselesi haline getiriyorlar. Ki bu çok yanlıştır.!
Türkiye intikamla değil, kucaklaşmak, çalışmakla kalkınır. Ama muhalefet bunu göremiyor. Bencil olmamak memleketi düşünmek lazımdır. Vatansever olduklarını iddia edenler memleket menfaatini ön plana almak zorundadırlar.
Türkiye’nin etrafı ateş çemberi olmuş, uluslararası güçler ve terör örgütleri tarafından kuşatılmış ilk fırsatta bölünmek isteniyor, ekonomi sürekli operasyonlara tabi tutuluyor. Bu yapılanların kökü dışardadır. Eğer Ak Parti oy oranları gerilerse seçim sonrası büyük sıkıntı olur. Türkiye düşmanlarına fırsat verilmiş olur ve bundan sonra hükümetin yıkılmasını isterler. Türkiye de istikrarı bozulması demek, Türkiye’nin eski güçsüz günlerine tekrar dönmesi demektir. Dış güçler bunu istiyorlar. Maalesef, muhalefet de düşünmeden onlarla birlikte hareket diyor.
Allah düşmanlarımıza fırsat vermesin!
İktidar partisinin yanlışları olabilir, hepimiz insanız bazı hatalar yapılabilir. Bunları büyütmemek memleketi sıkıntıya sokmamak gerekmektedir. Hepimiz, dikkatle gayretle memleketi düşünmek zorundayız. Evet, bu bir beka meselesidir.
MEMLEKET SEVGİSİ
Memleket sevgisi bir aşk hikayesidir, hizmet etmek bir aşk neticesidir. Bu sadece Türkiye değil, tüm dünyaya İLAYİ KELiMETULLLAH VE NİZAM VERME AŞKIDIR. Bu iş Peygamber Efendimizle başladı. Selçuklunun bu topraklara gelmesi, Osmanlı’nın ve nihayet Türkiye’nin bu toprakları yurt edinmesi ile devam ediyor.
Tasavvufta ders isteyen talebeye’ sen hiç aşık oldun mu?’ diye sorarlar. Amaç; ‘kalbinde sevgi var mı, bu sevgi ilerde ALLAH AŞKINA dönebilir mi?’ bunu anlamaktır. Evet, bu milet aşık oldu, gönlünde sevgi var. Bu vatan sevgisi; tarihte defalarca ve en son 15 Temmuz’da ortaya çıktı; canını verdi, şehit oldu. Ama başardı, destan yazdı. İnanıyorum dua ediyorum; 31 Mart bir aşk hikayesi olacak, yeniden başarılacak inşallah.
ALLAHUMME YA MÜFETTİHAL EVVAB İFTEHLENA HAYRAL BAB!