Cihad İslam Yılmaz / GÜVENSAM Genel Koordinatörü
El Fetih ve Hamas, yıllardır süregelen ideolojik farklılıklar ve güç mücadeleleri nedeniyle Filistin’in iki zıt kutbu olarak varlıklarını sürdürdü. Ancak, 7 Ekim’de başlayan çatışmalar, Filistin halkının birlik ve beraberliğe ne kadar ihtiyaç duyduğunu bir kez daha gözler önüne serdi. Çin’in devreye girmesiyle başlayan barış süreci, iki tarafın da geleceğe dair umutlarını tazelemiş görünüyor.
Bu anlaşmanın Pekin’de imzalanmış olması, Çin’in Ortadoğu’daki artan diplomatik rolünün bir göstergesi olarak değerlendirilebilir. Çin, ekonomik gücünü siyasi arenada da kullanarak, bölgedeki etkisini artırma amacında. Bu bağlamda, Filistinli gruplar arasındaki barış sürecine katkıda bulunmak, Çin’in küresel diplomasi sahnesinde güçlü bir aktör olarak yer almasını sağlamaktadır.
ANLAŞMA NE GETİRİYOR?
Pekin’de imzalanan anlaşma, ulusal birlik hükümetinin kurulması, ortak seçimlerin yapılması ve Gazze ile Batı Şeria’nın yönetiminde iş birliğini öngörmektedir. Bu adımlar, Filistin halkının uzun süredir beklediği birliği sağlama potansiyeline sahip olsa da, uygulama sürecinde birçok zorlukla karşılaşılabilir.
El Fetih, uzun süredir Filistin Kurtuluş Örgütü’nün (FKÖ) en güçlü bileşeni olarak Filistin siyasetinde etkin bir rol oynamaktadır. Ancak, Hamas ile yapılan bu anlaşma, El Fetih’in Gazze üzerindeki etkisini artırma ve Hamas ile daha dengeli bir güç paylaşımı yapma fırsatı sunabilir. Bu durum, El Fetih’in Batı Şeria’daki otoritesini pekiştirirken, aynı zamanda uluslararası alanda daha birleşik bir Filistin yönetimi olarak tanınma şansını artırabilir.
Hamas, yıllardır Gazze’de tek başına iktidar olmanın zorluklarıyla mücadele etmektedir. Ekonomik ambargo, altyapı sorunları ve sürekli İsrail ile yaşanan gerilimler, Hamas’ın halk desteğini zamanla azaltmıştır. Bu anlaşma, Hamas’a hem siyasi hem de ekonomik olarak rahatlama sağlayabilir. Ortak bir hükümetin parçası olarak, Hamas, Gazze’deki sorunları çözme konusunda daha fazla kaynak ve destek bulabilir. Hamas için bu anlaşma, uluslararası tanınırlık ve meşruiyet kazanma açısından da bir fırsat sunmaktadır.
ULUSLARARASI TEPKİLER
Anlaşmanın imzalanması, uluslararası arenada farklı tepkilerle karşılandı. Bazı ülkeler ve uluslararası kuruluşlar, bu anlaşmayı memnuniyetle karşılarken, bazıları ise temkinli yaklaşıyor. ABD ve Batılı ülkeler, Filistin’in birleşik bir yönetim altında toplanmasının barış sürecine olumlu katkılar sağlayabileceğini belirtmekle birlikte, Hamas’ın Filistin’in geleceğinde aktif rol oynamasına karşı çıkmaktalar. Bu koşulların sağlanmaması durumunda, Batı’nın yeni Filistin hükümetine olan desteği sınırlı kalabilir.
Mısır, Suudi Arabistan ve Katar gibi bölgesel aktörler, Filistin’deki bu birlik çabasını desteklemekte ve ekonomik yardımlar sunmaya hazır olduklarını belirtmektedir. Bu destek, Filistin’in iç istikrarını artırabilir ve bölgesel iş birliğini güçlendirebilir.
TÜRKİYE’NİN ÇABALARI
Türkiye, Ortadoğu’daki barış ve istikrar çabalarında her zaman önemli bir aktör olmuştur. El Fetih ve Hamas arasındaki bu yeni anlaşmanın başarısı için Türkiye’nin yapıcı etkileri ve diplomatik çabaları da büyük önem taşımaktadır. Türkiye’nin bu arabuluculuk rolü, Filistinli gruplar arasındaki güveni artırma ve anlaşmazlıkları çözme konusunda önemli katkılar sağlamıştır. Pekin’de imzalanan bu yeni anlaşmada da Türkiye’nin destekleyici ve yönlendirici rolü devam etmektedir.
Türkiye, uluslararası platformlarda Filistin davasını savunmaya devam etmektedir. Birleşmiş Milletler, İslam İşbirliği Teşkilatı ve diğer uluslararası kuruluşlarda Türkiye, Filistin’in haklarını ve bağımsızlık mücadelesini destekleyen önemli bir aktör olarak öne çıkmaktadır. Bu diplomatik destek, Filistin’in uluslararası alanda tanınması ve desteklenmesi açısından kritik öneme sahiptir.
POTANSİYEL FAYDALAR
Pekin’de imzalanan ulusal birlik anlaşması, Filistin’in siyasi geleceği açısından önemli fırsatlar ve zorluklar barındırmaktadır. Bu anlaşmanın başarılı olabilmesi için, tarafların geçmişteki ayrılıklarını ve çatışmalarını geride bırakmaları ve ortak bir vizyon doğrultusunda hareket etmeleri gerekmektedir. Ayrıca, uluslararası toplumun ve bölgesel aktörlerin desteği, bu sürecin sürdürülebilirliği açısından kritik öneme sahiptir.
Siyasi istikrar: Birlik hükümetinin kurulması, Filistin’in iç siyasette daha istikrarlı bir yapıya kavuşmasına yardımcı olabilir.
Ekonomik kalkınma: Uluslararası yardımlar ve bölgesel işbirliği sayesinde, Gazze ve Batı Şeria’daki ekonomik koşulların iyileştirilmesi mümkün olabilir.
Barış süreci: Daha birleşik bir Filistin yönetimi, iki devletli çözüm görüşmelerinde daha güçlü bir pozisyona sahip olabilir.
OLASI ZORLUKLAR
Güven sorunları:
El Fetih ve Hamas arasındaki derin güvensizlik, birlik hükümetinin işleyişini zorlaştırabilir.
Uluslararası baskılar: Hamas’ın faaliyetlerine son vermesi ve İsrail’i tanıması yönündeki uluslararası baskılar, anlaşmanın uygulanmasını etkileyebilir.
İç Çatışma riski: Anlaşmanın başarısız olması durumunda, Filistin’de yeni bir iç çatışma riski ortaya çıkabilir.
El Fetih ve Hamas arasında Pekin’de imzalanan ulusal birlik anlaşması, Filistin’in geleceği açısından önemli bir dönüm noktası olma potansiyeline sahiptir. Bu anlaşma, sadece Filistin iç siyaseti için değil, aynı zamanda bölgesel ve uluslararası dinamikler açısından da büyük önem taşımaktadır. Başarıyla uygulanabilmesi durumunda, Filistin’de siyasi istikrar ve ekonomik kalkınma sağlanabilir, barış sürecinde yeni bir döneme girilebilir. Ancak, bu süreçte karşılaşılan zorluklar ve engeller göz önünde bulundurulduğunda, tarafların ve uluslararası toplumun yapıcı ve kararlı adımlar atması gerekmektedir.