ABDULLAH ALTAY - İHH İNSANİ DİPLOMASİ UZMANI
Afganistan’da 20 yıl süren savaşın ardından ülkeyi ele geçiren Taliban’a karşı en etkili muhalif isim, Kuzey İttifakı lideri Ahmet Şah Mesut’un oğlu Ahmet Mesut olarak görülüyor. Babasının Taliban’a mağlup olup, çekildiği Pençşir Vadisi’ni kendisine kale yapan Ahmet Mesut, Batı medyasına yaptığı açıklamalarda “babasının intikamını” alacağını söyledi. Şah Mesut, 1970’lerden 90’ların başına kadar Afganistan’da Sovyetler Birliği’ne karşı (S.S.C.B) savaşan önemli aktörlerinden birisiydi. Kuzey İttifakı, Taliban’a karşı Hindistan, İran, Rusya, Türkiye, Tacikistan, Özbekistan gibi ülkelerden destek aldı.
Şah Mesut’un 1996 yılında kurduğu Kuzey İttifakı, 1996-2001 yılları arasında Afganistan’da Taliban’a karşı savaştı. İttifakın temelleri en önemli lideri ve kurucusu olan Şah Mesut ve Burhaneddin Rabbani gibi kilit liderlerin önderliğinde Pençşir’de atıldı. Genellikle Taciklerden oluşan ittifak aynı zamanda Özbek ve Hazaraları da barındırıyordu. 2000 yılından sonra Raşid Dostum, Asıf Muhsini, Muhammed Muhakik ve Hacı Abdülkadir gibi savaş ağalarını da bünyesine kattı. Taliban’ın 1996 yılında Kabil’i almasıyla, Şah Mesut önce Pençşir’e daha sonra Tacikistan’a gitmek zorunda kaldı.
Hindistan ile Görüşmeler
Hindistan, Şah Mesut’tan sonra onun istihbarat müdürü Emrullah Salih ile masaya oturdu. Salih bu görüşmede Hindistan’dan destek talebinde bulundu ve karşılığında Afganistan’da Pakistan’ın desteklediği gruplara karşı savaşacaklarına dair Delhi Hükümeti’ne güvence verdi. Hindistan Tacikistan üzerinden Ahmet Şah Mesud’a askeri kıyafetler, ağır silahlar, havanlar, gıda ve ilaç kolileri vermişti.
İran ile İlişkiler
Şah Mesut’un İran ile de ilişkileri iyiydi. Mezar-ı Şerif’te İranlı diplomatlara yönelik suikasttan sonra İran, Afganistan’a yönelik bir askeri operasyona hazırlanmaya başladı. Fakat Şah Mesut kendisine yeterli desteği vermesi halinde “Arap Mücahitleri” kendisinin yok edebileceğinin sözünü verdi.
Batı’nın Desteği
ABD, Afganistan’ı işgal ederken Kuzey İttifakı birliklerine kara desteği sağladı. Şah Mesut, Fransa ve İngiltere ile de çok samimi ilişkiler içerisindeydi ve onlardan maddi destek almaktaydı. İngiltere Şah Mesut’un elinde bulunan 10 adet helikopterin tamir ve bakımı için yedek parça temininde bulundu ayrıca 2 adet Mİ-8 türü helikopter hediye etti. Şah Mesut’un İngiltere’de yaşayan kardeşi Veli kendisinin Batı ile bağlantılarını kurdu. Şah Mesut’u destekleyen ülkeler 90’larda Avrupa Parlamentosu ile görüşmesi için işlerini kolaylaştırdı. Bir çok ülkenin Afganistan’da proje lider olarak görmek istedikleri kişi 2001 yılında bir suikast sonucu öldürüldü. Bu durum Batı ve diğer ülkeleri yeni bir aktör arayışına itti.
Taliban ile Amerika Birleşik Devletleri eski Başkanı Donald Trump arasında yapılan anlaşmadan sonra Hindistan, Avrupa ve ABD’nin bazı önde gelen siyasetçileri bu anlaşmadan rahatsız oldular. Taliban ile eski kan davasının olması, ona bağlı binlerce silahlı milisin bulunması nedeniyle Ahmet Şah Mesut’un oğlu Ahmet Mesut’u parlatmaya başladılar. Ahmet Mesut Taliban’ın ülkeyi almasından sonra Taliban’a karşı bir direniş hareketi başlattığını duyurdu.
ABD son yirmi senedir Pençşir bölgesini Taliban saldırısına karşı koruyordu. Üstelik bölge halkı da NATO ile birlikte Taliban’a karşı operasyonlara katılıyordu. Ahmet Mesut kendisine silah yardımı yapması için Batı’ya seslenirken babası gibi İran, Rusya ve Hindistan’dan gelen yardımları Tacikistan üzerinden alıyor, bazı siyasi kazançlar elde etmek için de babasının silah arkadaşı Emrullah Salih ile birlikte Pençşir Vadisi’nde bir direniş hareketi başlatmaya çalışıyor.
Yeni Aktör: Ahmet Mesut
Şah Mesut suikast ile öldüğü sırada 12 yaşında olan oğlu Ahmet Mesut, İran’da liseyi tamamlayarak İngiltere’ye geçti. İlk önce Sandhurst Kraliyet Akademisi’nde eğitim alan ve ardından King’s College’da Savaş Araştırmaları alanında lisansını tamamlayan Ahmet Mesut Londra Şehir Üniversitesi’nde de Uluslararası Politika üzerine yüksek lisans yaptı.
Ahmet Mesut’un şu anda ortaya çıkmasının sebebi ABD ile Taliban arasında yapılan anlaşmaya Batı’nın razı olmadığını göstermektir. Doha’da yapılan anlaşma ile ABD’ye karşı bir zafer elde eden Taliban’ın Afganistan halkının sempatisini kazanması ve Ahmet Mesut’a sırtını dönmesi, Batı’nın üzerine yatırım yaptığı Ahmet Mesut’un karizmasına zarar verdi. Bu durum Taliban’a halk arasında bir meşruiyet kazandırdı. Ahmet Mesut’un, babasının popülaritesini kullanarak Batı ve İsrail medyasına yaptığı açıklamalar Afganistan’da ülkeyi bölme girişimi olarak görülüyor. Hindistan, Belçika, Fransız ve İngiliz basınında yer alan haberlerde çoğunlukla baba Ahmet Şah Mesut’un kahramanlıklarından bahsedilmekte, oğul Ahmet Mesut için de “Pençşir Aslanı”, “Afganistan’ın Che Guevaras’sı” lakapları kullanılmaktadır. Tüm bu olanlar bir tesadüf veya Ahmet Mesut’un planladığı şeyler değil, bizzat Batı’nın Afganistan için yeni bir proje başlatma girişimidir.
Geçtiğimiz günlerde Taliban’dan bir heyet Kabil’deki Rus Büyükelçiliği’ni ziyaret etti. Bu ziyaretle heyet, Kuzey İttifakı liderlerine krizin büyütülmemesi yönünde bir anlaşma önerdi. Taliban bu hamlesi ile krizin diplomatik yollarla sona ermemesi halinde, askeri yöntemlere başvurulacağını ilan etmiş oldu. Taliban’a karşı olan ve Ahmet Mesut’a destek veren devletler şu an açıktan bir hamle yaparak, Taliban’la ilişkileri riski atmak istemiyorlar. Gelinen noktada Taliban ile Kuzey İttifakı arasında taktiksel anlamda da olsa olumlu bir sonuç elde edilmesi muhtemel gözüküyor. Diğer tüm devletler ise perde arkasında uzun stratejileri tartışmaya devam ediyorlar…