Algı yönetimi ya da sosyal medya kuşları

Avrupa’da yükselen sağ partilerin, ülkelerindeki yabancılara yönelik uyguladığı psikolojik şiddeti ve yabancı düşmanlığına yönelik propaganda yöntemini birebir kullanan Ümit Özdağ, Türkiye’nin ilk aşırı sağ partisi olma yolunda da önemli bir eşiği atlamıştır.

İLLUSTRASYON: CEMİLE AĞAÇ YILDIRIM

Muhammed Ersin Toy

İstanbul Üniversitesi Radyo-TV-Sinema Bölümü Doktora Öğrencisi

Türkiye’de 2023 genel seçimlerine 10 ay gibi bir süre kala siyasal erkin, sosyal medya üzerinden siyasal iletişim çalışmalarına başlamaları son derece olağan. 2010 yılından beri Türkiye’de siyaset için önemli bir unsur olan sosyal medya, 2013 Gezi olayları ve 2016 darbe kalkışması ile birlikte önemi son derece anlaşılmış bir mecra haline gelmiştir. Bugün, siyasal iletişimin ana mecrası geleneksel medyadan; yeni medyaya kaymıştır desek çok da abartılı bir ifade kullanmış olmayız. Siyasal erk, daha önceleri geleneksel mecra için ürettikleri içerikleri transfer yoluyla sosyal medyada paylaşırken; artık sosyal medyanın kendi yapısı için içerikler üreterek buradan geleneksel medyaya içerikler transfer etmeye başlamıştır.

TÜRKİYE’NİN İLK AŞIRI SAĞ PARTİSİ

Türkiye siyasal yaşamın içerisinde epey eski olan ama kurduğu Zafer Partisi ile daha 1 yılını doldurmayan Ümit Özdağ da siyasal iletişiminin ana mecrasını sosyal medya olarak belirleyen ve bu mecranın özelliklerine göre içerik üreten siyasetçilerden birisi. Özdağ, partisinin siyasal eksenini; ülkemizde gayri resmi rakamlarla ifade edilen 4 milyon civarındaki geçici koruma statüsünde bulunan Suriyelinin, Zafer Partisi’nin otobüslerine bindirilerek ülkeden –zorla- gönderilmesi çerçevesinde belirlemiştir. Bu çerçevede içerik üreten Özdağ, sosyal medyanın yapısı itibarıyla, Suriyeli sığınmacıların ülkeden gönderilmesi için doğrudan ve dolaylı olarak sosyal medyayı kullanarak bir algı yönetimi oluşturma amacı taşımaktadır. Bu amaç doğrultusunda Avrupa’da yükselen sağ partilerin ülkelerindeki yabancılara yönelik uyguladığı psikolojik şiddeti ve yabancı düşmanlığına yönelik propaganda yöntemini birebir kullanan Özdağ, Türkiye’nin ilk aşırı sağ partisi olma yolunda da önemli bir eşiği atlamıştır.

https://image.piri.net/resim/imagecrop/2022/08/24/05/04/resized_115e4-5103b011dusuncegunlugu24agcc86ustos2022.jpg

Yeni Şafak gazetesinin 6 Mayıs 2022 tarihli “Türkiye’nin Wilders’i: Psikolojik harp uzmanı Ümit Özdağ” başlıklı haberine göre Hollanda’da Wilders, Fransa’da Le Pen ve Almanya’da AfD’nin temsil ettiği “ırkçı, yabancı, Türk ve İslam düşmanı” akımlar Türkiye’de Zafer Partisi’nde vücut bulmuştur. Zafer Partisi farklı olarak Arap, özellikle de Suriyeli nefreti yayıp provokasyon yapıyor. Genel Başkan Ümit Özdağ, son bir yılda attığı 1677 tweet’in 777’sini Suriyeli ve yabancı düşmanlığına ayırdı. 777 tweet üzerinden algı yönetimi yaparak nefret söylemi yayan Özdağ’ın, diğer attığı tweetlerinde de dolaylı olarak bir yabancı düşmanlığı üzerinden siyasal ilgi devşirme amacı güttüğü görülmektedir. Sadece son bir ay içerisinde Twitter üzerinden yapmak istediği algı yönetimini, sonradan gerçek olmadığı anlaşılan ve çürütülen iddialarını şöyle bir derleyerek, durumun vahametini bir kez daha görelim:

“Sığınmacı ve kaçaklar Türk vatandaşlarını gasp ediyor, bıçaklıyor, öldürüyor!”

“Gaziantep’te bulunan Antep Gazinosu’na Türklerin girmesi yasak!”

“Suriyeliler İstanbul Bahçeşehir’de bulunan bir göletten 2 kaz çaldı!”

“Suriyeliler 20 TL için kezzap attı!”

“Suriyeli bir genç, bir Türk kızını taciz ederek kaçırma girişiminde bulundu.”

“Hatay’da, sadece Antakya’da günde 200 kişiye vatandaşlık veriliyor.”

“Dün akşam Esenyurt Namık Kemal Mahallesi’nde 4 Afgan 12 yaşında bir Suriyeli kıza tecavüz etti. Halk sokağa döküldü. Afganlar ağır şekilde dövüldü.”

BİR YALAN SÖYLE VE BU YALANI SÜREKLİ TEKRAR ET

Partisinin il kongresine katılmak ve kentte temasta bulunmak için Aydın’a giden Özdağ, burada ‘Türkiye’de iç savaş çıkacak’ iddiasını dile getirmişti: “Ekonomik yaşam, sokaklarımız güvensizleşti. Çeteler oluşuyor. Sonuçta Türkiye’de iç savaş çıkacak. Yüzde kaç ihtimal? Yüzde 100 ihtimal ama mesele ne zaman olacağı. Şu anda sekizinci parti olduğumuzu biliyoruz.” Ümit Özdağ, iç savaş iddialarının ötesinde Türkiye-Suriye sınırındaki Reyhanlı’ya giderek mayın yerleştireceğini de açıklamıştı. Türkiye’nin aşırı sağ ve ırkçı partisi olan Zafer Partisi, halkın duygularına ve bilinçaltına dokunarak manipülasyon yapıyor. Özdağ’ın amacı da bu zaten, duygusal ve histerik olarak etkilemek istediği kitleyi daha fazla marjinal ve ırkçı söylemle kutuplaştırarak kendi yanına çekmek…

Özetle, geleneksel medyadan, sosyal medya evrenine kaydığımız günümüz yayıncılık anlayışında, sosyal medya üzerinden, Özdağ Türkiye’de “öteki” olan grupların –Suriyeli ve diğer yabancıların Türkiye’de bir iç savaş çıkartacaklarını dile getirerek, Türkiye’de yaşanan tüm sorunların müsebbibinin yabancılar olduğunu ve çözümün de onları zorla ülke sınırlarından çıkarmakta olduğunu dile getirmektedir. Bunun içinde sürekli yalan ve asılsız olayları, yabancılar üzerinden okuyarak, sosyal medya üzerinden bu amaçları doğrultusundan zihinleri psikolojik ve algı olarak yönlendirme amacı gütmektedir. Bu algı yönetimini ise kendi yazdığı kitapta çizdiği taktiklerden öğreniyoruz. Birinci olarak sürekli tekrar, ikinci olarak bir çözüm vadetmek! Sosyal medyanın yapısından kaynaklı olarak bir düşüncenin ve söylemin sonsuz tekrarı mümkün iken aynı zamanda içinde bulunduğumuz toplumsal aşamada yaşadığımız herhangi bir soruna cevap bulmak da toplumun dikkatinin size dönmesine salık verecektir.

“ACABA GERÇEKTEN ÖYLE Mİ?”

Bir kuş tabirinde cıvıldayan Twitter, siyasal erkler aracılığıyla üzerimize algılar halinde inmektedir. Algı yönetiminin en önemli iki unsuru; sürekli tekrar ve basit anlam örüntüleri içerisinde çözümler sunan iletilerdir. Twitter, hem ses hem görüntü hem de hikâyeyi içinde barındıran mesajlarıyla; bireyin tüm duygu ve düşünce dünyasına aynı anda hitap ettiği için, bireyin bilinçaltına ve anlam dünyasına erişmesi oldukça kolaydır. Bu yüzden siyasal erk kitlelere ulaşabilmek için gününüzde çok yoğun bir şekilde Twitter mecrasını kullanmaktadır.

Bu algı kuşatmasının içerisinden, geleneksel medya zihninden ve ekosisteminden çıkarsak kurtulabiliriz. Sosyal medyayı, geleneksel medya gibi kullanmazsak oluşturulmak istenen algıyı ancak teyit mekanizmamız ve detaylı araştırmayla çökertebiliriz. Sosyal medya hem bir avantajlar deryası hem de bilinci aşırı bilgi ve veri ile doldurarak zihinleri bulayan canlı bir kara delik. Bugün Türkiye’de Zafer Partisi Başkanı Ümit Özdağ, sosyal medyayı özellikle de Twitter’ı bir kara delik gibi kullanarak, zihinleri yalanlar ve çarpıtılmış gerçeklerle doldurmaktadır. Bunun da amacı bir siyasetçi olarak seçmenin duygularına ve bilinçaltına hitap ederek kendi yanına çekme gayesidir. Ümit Özdağ’ın oluşturduğu bu denklemden çıkmak mümkün. Tek yapmamız gereken önce “Acaba gerçekten de öyle mi?” sorusunu sormak…