Yemen'de çözümün tek yolu: Siyasi uzlaşı

Yemen'de savaş ve çatışmalar nedeniyle insani şartların ağırlaştı. Milyonlarca insan açlık sebebiyle ölümle burun buruna. İHH İnsani ve Sosyal Araştırmalar Merkezi İNSAMER, Yemen'le ilgili çarpıcı bir rapor hazırladı.

Yeni Şafak
Yemen'deki savaşta yakınlarını kaybeden çocukların gözyaşları.

İHH İnsani ve Sosyal Araştırmalar Merkezi İNSAMER, dünyanın en büyük insani krizlerden birinin yaşandığı Yemen'le ilgili önemli bir rapor hazırladı. 34 sayfalık kapsamlı raporda, Yemen'in bu noktaya gelmesi çok boyutlu olarak ele alınıyor.

İfadeleriyle Yemen'in stratejik öneminin vurgulandığı raporda, Yemen'deki çatışma dinamiklerine ilişkin detayların da altı çizildi.

Yemen siyasal sahnesindeki gerilim ve çatışmaları belirleyen ideolojik, stratejik, ekonomik ve sosyal birçok faktör olduğunu belirtmek gerekiyor. Tarihî kökenleri de bulunan kronikleşmiş bu meseleler, ülke içerisinde karmaşık bir sorunlar kümesi olarak çatışmaların niteliğini, zamanını ve dinamiklerini büyük ölçüde belirliyor:

Yemen’in içinde bulunduğu coğrafya ona eşsiz bir stratejik konum kazandırmıştır. Uluslararası ticaret ve güvenlik konusunda merkezî bir noktada yer alan ülkenin Asya, Ortadoğu ve Afrika’nın kritik kesişme noktasında olması, birçok bölgesel ve uluslararası gücün burayla ilgili hesaplar yapması gibi bir sonucu doğurmuştur. Bu nedenle Yemen’de çatışmaları belirleyen en önemli dinamiklerin başında; yabancı güçlerin buraya olan yakın ilgisi ve doğrudan veya dolaylı olarak burası için rekabete girmeleri gelmektedir. 1960’lı yıllarda Mısır ve Suudi Arabistan’ın taraf olduğu çatışmalar, 1990’larda ABD ve Batılı ittifakın el-Kaide bahanesiyle yürüttüğü savaş siyaseti, günümüzde de İran-Suud-BAE eksenli iç savaş ve nihayetinde uluslararası ticarette yaşanan rekabet sonucunda Çin ve ABD’nin taraf olduğu mevzi kapma mücadelesi, Yemen’i bu küresel güçlerin kapışma alanına dönüştürmüştür.

Yemen’deki çatışmaların niteliğini ve sürekliliğini belirleyen ikinci unsur mezhebî ayrılıklardır. Ülkenin yaklaşık %35’lik kesimini oluşturan Zeydi azınlık ile %65’ini oluşturan Sünni çoğunluk, çağlar boyu bir arada yaşamayı başarmış olsa da modern dönem siyasal dengeleri ile birlikte taraflar arasında büyük bir güven sorunu ortaya çıkmıştır. Bu güven kaybında, Osmanlı sonrası süreçte ülke içinde tüm mezhebî unsurları tatmin edecek adil bir siyasal düzen kurulamaması başat rol oynamıştır.

Yemen’deki çatışmaları belirleyen üçüncü faktör de halkı doğrudan etkileyen sosyoekonomik durumdur. Çevresi zengin petrol ülkeleri ile kuşatılmış olduğu halde kendisi dünyanın en fakir ülkelerinden biri olan Yemen’de eğitimden sağlığa, kültürden toplumsal yapıya kadar birçok alanda büyük sıkıntılar yaşanmaktadır. Bu sıkıntılar ülkede radikal grupların ortaya çıkışını kolaylaştırmakla kalmayıp gergin bir toplumsal yapının meydana gelmesinde de belirleyici olmuştur.