Yoğun güvenlik önlemleri altında gerçekleştirilen yürüyüşte göstericiler, İsrail'le normalleşme anlaşmalarını kınayarak, söz konusu anlaşmaların feshini talep eden sloganlar attı; anlaşma karşıtı pankartlar taşıdı.
Ürdünlü Saad el-Alavin, AA muhabirine yaptığı açıklamada, "İsrail'le 1994'te imzalanan ve Ürdün'ün egemenliğine zarar veren Vadi Arabe Anlaşması ile bundan kaynaklı diğer anlaşmaları ilke olarak kabul etmiyoruz." dedi.
Anlaşmaların, enerji ve suyu Siyonistlerin eline rehin verdiğini kaydeden Alavin, bu durumun Ürdün devletinin ve halkının karşılaşacağı en büyük tehlike olduğunu belirtti.
Alavin, ülkelerinin, İsrail için doğuda önemli bir alan ve geçiş noktası olmasını kabul etmeyeceklerini; bunun Ürdün'ün ve halkın egemenliğini teslim etmek anlamına geldiğini kaydetti.
Ürdün'de hükümetin İsrail'le imzaladığı enerji karşılığında su teminini kapsayan "niyet beyanı" geçen cuma günü de (26 Kasım) protesto edilmişti.
Ürdün Su Bakanlığı'ndan 22 Kasım Pazartesi günü yapılan yazılı açıklamada, Ürdün, İsrail ve BAE'nin 2022 yılında enerji ve su alanında ortak bir projenin fizibilite sürecine başlanması için "niyet beyanı" imzaladığı belirtilmişti.
Projeye göre Ürdün İsrail'e yıllık 600 megavat güneş enerjisi, İsrail de Ürdün'e 200 milyon metreküp arıtılmış su ihraç edecek.
Ürdün'ün ekim ayının ortalarında da İsrail ile 1994'te imzaladığı Vadi Arabe Anlaşması'nda yer alan miktara ek olarak, 50 milyon metreküp su alımını öngören bir anlaşma yaptığı duyurulmuştu.
Suudi Arabistan, Irak, Suriye ve İsrail'le komşu olan 10 milyonu aşkın nüfusa sahip Ürdün, küresel su endeksine göre dünyanın su konusundaki en fakir ikinci ülkesi.
Ürdün parlamentosunun, bir grup milletvekilinin sunduğu muhtıraya binaen söz konusu anlaşmayı tartışmak üzere pazartesi günü oturum düzenlemesi planlanıyor.