Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Karabağ’daki çözüm görüşmelerine ilişkin açıklama yaptı. Bölgede iki tarafın da kendi doğruları olduğunu ve basit bir çözümün bulunmadığını belirten Putin, “Karabağ’da belirli bir rejimin sağlanmasıyla 5 artı 2 bölgenin Azerbaycan’a verilmesini konuşmak bizim yaklaşımımızdır. Uzun süreli çözüm için iki tarafa da uygun olan bir çıkar dengesi sağlanmalı” diye konuştu. Krizin çözümü için ilk etapta çatışmaların durdurulması ve müzakere masasına oturulması gerektiğini dile getiren Putin, “Azerbaycan ile Ermenistan’ın, Türkiye’nin de olduğu Minsk Grubu çerçevesindeki müzakerelerle çözüme ulaşması gerekiyor. Bunun başarılabileceğini düşünüyorum” değerlendirmesinde bulundu.
SİLAH SEVKİYATI SÜRÜYOR
Ateşkes çağrısı yapan Rusya tarafsız arabuluculuk rolü üstlenmeye çalışsa da Ermenistan’ı silahlandırmaya devam ediyor. Bu çelişkiye işaret eden Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev, geçtiğimiz günlerde “Ateşkes isteyenler Ermenistan’a silahlar gönderiyor. Listesi bende var. Ateşkesi isteyen niye silah gönderir” demişti. Ayrıca Ermenistan’daki Rus askeri üssünden Dağlık Karabağ’a silah sevkiyatı yapıldığına dair bulgular var. Rusya’nın, Gümrü kentinde yaklaşık 5 bin askeri, savaş uçakları ve bazı füzesavar sistemlerini konuşlandırdığı 102. Askeri Üssü bulunuyor. Gümrü’deki üsten Karabağ’daki Ermeni gruplara düzenli silah sevkiyatı yapılıyor.
MİNSK SÜRECİNE GÖLGE DÜŞÜRÜYOR
Ayrıca Ermenistan’ın askeri ekipman ithalatı 2010’dan bu yana yüzde 415 arttı. Stockholm Uluslararası Barış Araştırmaları Enstitüsü (SIPRI) raporuna göre, son 5 yıldır Ermenistan’ın temin ettiği askeri ekipmanların yüzde 94’ünü Rusya tedarik etti. Bunların bir kısmı da bedelsiz verildi. Rusya’nın Ermenistan’a sağladığı askeri ekipmanlar arasında S-300 ve Tor hava savunma sistemleri, İskender kısa menzilli balistik füze sistemleri ve Su-30 savaş uçakları da bulunuyor. Rusya’nın Ermenistan’a desteği, başta Türkiye, Azerbaycan ve NATO’nun doğu kanadına baskı aracı olarak kullanıldığı şeklinde yorumlanırken, bu destek Dağlık Karabağ sürecine tarafsız yaklaşım sergilemek zorunda olan Minsk sürecine gölge düşürmeye devam ediyor.