Türkiye’nin Afrin’e operasyon hazırlığı ABD ve onun kara ordusu PKK’yı panikletti. Suriye kuzeyinde devlet kurdurmak istediği terör örgütüne 3 aydır 1100 TIR’dan fazla cephane sevk eden Pentagon, PKK işgalindeki Afrin’in güney komşusu İdlib’e saldırı hazırlığı yapıyor. ABD güçleri Ayn el-Arab, Tel Abyad ve Rimeylan’da kurduğu üslerden sık sık insansız hava araçları (İHA) kaldırarak bölgede muhaliflerin durumuna ilişkin ayrıntılı istihbarat topluyor. İdlib, Sermede, Harim, Salkin ve Cisr’eş Şuğur gibi yerlerde kesintisiz gözlem uçuşu yapan Amerikan İHA’ları, 24 saat kayıt toplayıp ‘el-Kaide’ bahaneli işgal planına son şeklini veriyor. ABD bir yandan da ‘MOC’ (Ortak Operasyon Birimi) bünyesinde 2014 yılından buyana ilişki kurduğu muhalif grupların bazı temsilcilerini İncirlik’e çağırdı. Doğrudan CIA’ya bağlı bu kişilerin, İdlib’de Türkiye destekli muhalif grupların yerlerine ilişkin bilgiler verdiği kaydediliyor.
ÇANKAYA’DA ACİL ZİRVE
Ankara, Suriye kuzeyini DEAŞ bahanesiyle PKK’ya teslim eden Pentagon’un yeni oyununu dikkatle takip ediyor. Türk Silahlı Kuvvetleri, Afrin doğusundaki Fırat Kalkanı bölgesine sürekli yığınak yaparken, Afrin güneyindeki İdlib’de Özgür Suriye Ordusu’na bağlı gruplara desteğini de hızlandırdı. ABD’nin PKK’ya, Türkiye’nin de ÖSO’ya sevkiyatı devam ederken önceki gün Çankaya Köşkü’nde çok önemli bir zirve gerçekleşti. Başbakan Binali Yıldırım başkanlığındaki zirveye Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, MİT Müsteşarı Hakan Fidan ve çok sayıda üst düzey bürokrat katıldı. Edinilen bilgiye göre zirvede, ABD’nin İdlib’i işgal operasyonuna başlaması halinde Türkiye’nin cevabının ne olacağı tartışıldı.
ÖNCE BOMBA SONRA İŞGAL
ABD merkezli terör koridoru için olmak ya da olmamak anlamına gelen Afrin-İdlib hattı barut fıçısına döndü. TSK’nın Afrin operasyonunun yaklaştığını görerek panikleyen Pentagon’un düğmeye bastığı ve İdlib merkezi ile çevresini 15-20 gün süreyle yoğun bir bombardımana tâbî tutacağı kaydediliyor. Bölgedeki 7 büyük yerleşim biriminde sığınmacı olarak yaşayan Müslümanların üzerine yağacak bombaların ardından, devreye bu sefer terör örgütü PKK/PYD girecek. Münbiç, Tel Abyad ve son olarak Rakka’da DEAŞ bahanesiyle ABD’den aldığı tonlarca silahı İdlib’e yöneltecek olan PKK, ABD özel kuvvetlerinden de her türlü yardımı alacak.
LOJİSTİK ESED’İN YOLUNDAN
Afrin’den İdlib’e gruplar halinde PKK’lıları gönderecek Pentagon, doğuda Fırat Kalkanı’ndan dolayı kesik durumda bulunan ikmal hattına alternatif üretti. Amerikalılar, İdlib’de katliam yapacak teröristlerin lojistiğini, Esed’in hakim olduğu bölgeden karayoluyla sağlayacak. Kefr Cenne ve Bulbul bölgelerine getirilecek cephane, buradan PKK’lılara ulaştırılacak. Haseke’deki Rimeylan Üssü ile Erbil’deki ABD askeri üsleri de bu süreçte destek amaçlı kullanılacak. PKK’ya sevkiyatı Azez’in 2 kilometre güneyinde bulunan ve bir buçuk yıl önce terör örgütünce işgal edilmiş Minnag Havaalanı’ndan yapmayı da düşünen Washington, sözkonusu bölgenin Türkiye sınırına sadece 7 kilometre uzakta olmasından ötürü bu plandan vazgeçti.
DÜĞMEYE İLK KİM BASACAK
Bir yandan bölgedeki ajanları eliyle kaos çıkararak “Orada el-Kaideli var” bahanesi üreten, aynı anda Astana sürecini baltalamak isteyen ve nihayetinde İdlib’i işgal ederek PKK/PYD eliyle terör koridoru projesini hayata geçirmeyi hedefleyen ABD’ye karşı Türkiye’nin harekete geçmesi bekleniyor. Bu yüzden Mehmetçiğin, hem İdlib hem de Afrin’e ÖSO gruplarıyla birlikte büyük bir harekât başlatıp kontrolü tamamıyla ele alması gerekiyor. Türkiye bu operasyonu başlatmadığı takdirde ABD, Lübnan sınırındaki askeri üste konuşlu uçak ve İHA’larıyla, ayrıca Doğu Akdeniz’deki savaş gemilerinden fırlatılacak füzelerle bölgeyi bir hafta içinde vuracak. Ankara’nın işgalcilerden önce düğmeye basıp basmayacağı sorusunun cevabı ise önümüzdeki günlerde belli olacak.
Bu sefer kolay değil
ABD’nin İdlib’i ‘el-Kaide’ yalanıyla işgale hazırlanıyor ancak süreç, Münbiç’in Suriye PKK’sına bırakılması gibi kolay olmayacak. PKK/PYD’lileri Fırat batısına geçirerek ‘DEAŞ’ bahanesine sarılan Pentagon, kentin DEAŞ’tan temizlenmesinin ardından PKK’nın Fırat doğusuna çekileceğini taahhüt etmiş fakat bu söz havada kalmıştı. Ankara’nın güvenini ciddi şekilde sarsan Washington, aynı senaryoyu İdlib’de el-Kaide üzerinden denemeye kalkarken, bu kez bir adım ileri giderek şantaja başvurmaktan çekinmedi. Beyaz Saray’ın bu açık hamlelerini gören Türkiye, Münbiç sürecinden dersini aldığı için Fırat’ın batısında bir oldu-bittiye izin vermeyecek. Mehmetçiğin İdlib’de gerekirse Rus askerleriyle birlikte kontrolü sağlaması ve olası bir Amerikan işgaline geçit vermemesi bekleniyor. ABD’nin bölgedeki bir işgal hamlesini ne Rusya’nın ne Türkiye’nin ne de İran’ın desteklemeyeceğini kaydeden güvenlik uzmanları, “Astana’yı baltalamak için her şeyi yapan ABD’ye bu üç ülke izin vermeyecektir. Yoksa bütün güçler İdlib’de karşı karşıya gelir ki, bu da beklenen bir şey değil” yorumu yapıyor.
Hamleler ardı ardına
Türkiye, Rusya ve İran’ın öncülüğündeki Astana mutabakatını sabote etmeyi amaçlayan Amerika, nisan ayında İdlib’e kimyasal bombalar yağdıran Esed rejiminin havaalanlarını vurmuştu. ABD, bu hamlesine gerekçe olarak İdlib’in Han Şeyhun beldesinde sivil halka yönelik saldırıları göstermişti. Bu sırada ABD, bir yandan da bölgede kendi kontrolündeki grupları el altından desteklemeye hız verdi. İdlib’in ‘çatışmasızlık bölgesi’ olmaması için çaba gösteren Pentagon, özellikle Heyet-i Tahrir’üş Şam içerisinde bulunan bazı grupları diğer muhaliflere saldırmaları için kışkırtırken, kaos senaryosunun işlemesi için sonradan ‘el-Kaideli’ diye yaftalayacağı yüzlerce militanı da bölgeye taşıdı. Kısa bir süre sonra, perde gerisinde Washington’un yeraldığı Körfez hamlesi geldi.
KATAR’A AMBARGO BUNUN İÇİNDİ
Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri ve Mısır’ın başını çektiği Arap ülkeleri, ABD ve İsrail’in desteğiyle Katar’a ambargo başlattı. Katar’ı Suriye’de ‘teröristleri desteklemekle’ suçlayan Körfez ülkeleri, sahne arkasında bulunan ABD’nin suflesiyle hem Türkiye’ye mesaj verdi hem de Katar’ın İdlib’deki muhaliflere desteğini baltaladı. Hemen ardından ABD’den “Muhaliflere her türlü desteği kestik” açıklaması yapıldı. Türkiye ve Katar’ın desteklediği Özgür Suriye Ordusu’nu hedefleyen bu hamleler, ABD’nin Suriye’de PKK haricindeki tüm grupları ‘DEAŞ’ ya da ‘el-Kaide’ ismiyle yaftalayacağını gözler önüne serdi. Geçtiğimiz ay sonu Donald Trump’ın PKK/PYD’li danışmanı Brett McGurk’ün “Türkiye, İdlib’de el-Kaideli teröristlerin varlığına göz yumuyor” şeklindeki iftirası, İslam kentlerini yıllardır kan gölüne çeviren ABD’nin yeni oyununu iyice açık etti. Güvenlik uzmanları, ABD’nin hemen sınırımızdaki hamleleriyle neleri hedeflediğini şöyle özetliyor:
Kirli oyunu Yeni Şafak duyurdu
ABD’nin Suriye’de Türkiye sınırında oluşturmaya çalıştığı terör koridoru projesine her fırsatta dikkat çeken Yeni Şafak, Pentagon merkezli kirli planın son halkası İdlib’i de sık sık gündeme taşıdı. Türkiye’nin önerisiyle Astana’da çatışmasızlık bölgesi olarak ilan edilen İdlib, ilk günden itibaren ABD destekli tacizlerle karşı karşıya kaldı. ABD, İdlib’de çatışmaların devam etmesi için CIA bağlantılı grupları devreye sokup, “Orada el-Kaide uzantısı gruplar var” şantajına başvurdu. İşte hemen sınırımızdaki kirli oyunu kamuoyunun bilgisine sunan o haberler...